Alafsar Rahimov ile Söyleşi
Caz ve Mugam’ın benzersiz birleşimi olan Alafsar Rahimov‘un Balaban Meets Jazz konseri, 2 Şubat Cuma akşamı saat 20.00’de, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu’nda müzikseverlerle buluşuyor. Balabanın etkileyici sesiyle cazın modern ritimlerinin harmanlandığı bu özel gecede, Rahimov’a sahnede Kaan Bıyıkoğlu (piyano), Enver Muhamedi (bas gitar), Burak Durman (davul) ve Tümer Uluçınar (elektro gitar) eşlik edecek.
Farklı kültürlerin, müzik tarzlarının birlikteliğinin mümkün olduğunu ve müziğin evrensel bir dil olduğunu gösterdiği ‘Balaban Meets Jazz’ konseri öncesi Alafsar Rahimov ile konuştuk.
*
“Keşke uzaya çıkıp ‘Müzik Hepimizindir’ diye bağırabilseydim!”
Enes Kudu: Azerbaycan’da doğmuş, yaşamına İstanbul’da devam eden bir müzisyensin. Doğup büyüdüğün coğrafyayı genişletmenin kişisel hayatına ve müzik yaşamına ne gibi katkıları oldu?
Alafsar Rahimov: Azerbaycan’da doğup, İstanbul’da yaşamaya başlamam, kültürel çeşitlilikle büyümeme ve farklı müzikal etkileşimlere maruz kalmama olanak tanıdı. Bu deneyimler, müzikal perspektifimi zenginleştirdi ve farklı kültürlerin ritimleriyle uyum içinde çalışma yeteneğimi arttırdı.
Enes Kudu: Müziğinde kültürler arası etkileşimin izlerini sürmek çok mümkün. Kendi pencerenden baktığında müziğinin sınırlarını genişleten neler var? Üretimine dâhil olan şeyleri anlatır mısın?
Alafsar Rahimov: Müziğimde kültürler arası etkileşimin izleri özellikle enstrüman seçimi ve ritmik yapıda belirgin. Azerbaycan’ın geleneksel enstrümanlarından olan Balaban, Zurna ve Tütek enstrümanlarını kullanarak kendi tarzımı oluşturuyorum. Doğu ve Batı müziği arasında köprü kurarak benzersiz ve katmanlı bir sound elde etmeye çalışıyorum.
Enes Kudu: Folk, etnik caz rock gibi türleri kendi müziğine hizmet ettirmeyi seviyorsun. Türler arası geçişlerin sana sağladığı imkân ve ihtimalleri neler? Türleri harmanlarken doğaçlamak ve planlı olmak arasındaki çatışma nasıl geçiyor?
Alafsar Rahimov: Etnik, caz ve rock gibi farklı türleri birleştirerek müzik yapmak, benim için yaratıcı bir serbestlik sağlıyor. Türler arası geçişler, kendi müziğimde benzersiz bir ifade yaratmama olanak tanıyor. Doğaçlama ve planlı çalışma arasındaki denge, önceden belirlenmiş temel yapıları korurken spontane ifadenin de mümkün olduğu bir süreci içeriyor. Bu denge, müziğin planlı ve özgür yanlarını bir araya getirerek dinamik ve çeşitli bir müzikal deneyim ortaya çıkarmama yardımcı oluyor.
Enes Kudu: “Panik” albümünde balaban ve zurna ile dünyada yapılan ilk fusion caz albümü yaptın. Geleneksel müzikle batı dünyasının müzik formunu bir araya getirirken seni dengede tutan unsurlar ne oluyor? Kendi yolunu çizerken ayaklarını bastığın bir yer var mı, yoksa müziğinin savrulmasına mı bırakıyorsun kendini?
Alafsar Rahimov: “Panik” albümünde balaban ve zurna gibi geleneksel enstrümanları kullanarak dünyada yapılan ilk fusion caz albümünü oluşturmak, dengeyi korumak adına özenle yapılan bir iş. Geleneksel ve batı dünyası müziğini bir araya getirirken, temelde kendi müzikal kimliğimi oluşturan unsurları dikkate alıyorum.“Panik” albümü bir nevi kendimi keşfetme yolculuğumun bir hikâyesidir. Ayaklarımı bastığım yer, köklerimden aldığım ilham ve geleneksel melodik öğeleri modern cazın dinamikleriyle birleştirdiğim nokta. Bu denge, müziğimin hem kökenlerine sadık kalmasını hem de çağdaş bir ifade sunmasını sağlıyor. Kendi kimliğimi gösteren albüm ise Azerbaycanlı caz piyano sanatçısı Etibar Asadli ile beraber 2023 yılında çıkardığımız “Sexy Caffard’s” albümüdür. Tamamen kendi bestelerimizden oluşan bu albüm ismini de hamam böceklerini konu alarak, zira sorduğumuz soru, Baudrillard’la ortak: “Neden her şey hala yok olup gitmedi?”
“Ayrımcılık olduğu zaman o müzik zaten müzik olamaz”
Enes Kudu: Denemeyi, keşfetmeyi ve merak etmeyi bırakmayan birisin. Kültürler ve türler arası bir köprü oluşturan müziğinin çalmak istediği kapılar ardından nasıl bir insanlık hali hayal ediyorsun?
Alafsar Rahimov: Müziğim aracılığıyla oluşturduğum kültürler ve türler arası köprü, farklı toplulukları bir araya getirerek bir anlayış ve saygı atmosferi oluşturmayı amaçlıyor. Çaldığım kapıların ardında hayal ettiğim insanlık hali, kültürel çeşitliliği kucaklayan, farklılıkları birleştiren ve müziğin evrensel bir dil olduğunu vurgulayan bir topluluk. Bu birlik, insanların birbirlerini daha iyi anlamalarını, ortak bir deneyimde buluşmalarını ve kültürel zenginlikleri bir araya getirerek güçlenmelerini sağlayan bir insanlık hali.
Müzikte ayrımcılık, ırkçılık olamaz. Ayrımcılık olduğu zaman o müzik zaten müzik olamaz.
Bu benim milletimin enstrümanıdır bu şarkı benim milletime aitti kavgalarını çok gördüm ve görüyorum da. Keşke uzaya çıkıp “müzik hepimizindir” diye bağırabilseydim.
*
Enes Kudu’nun Dark Blue Notes’daki yazıları BURADA.
Alafsar Rahimov konseri biletleri BURADA.