Ethan Iverson’ın İki Yüzü: Technically Acceptable (Blue Note 2024)
Baştan söylemeliyim; Ethan Iverson son yıllarda en sevdiğim icracılardan biri. 2022 tarihli ilk Blue Note albümü Every Note Is True en sık dinlediğim albümlerden. Jack DeJohnette ve Larry Grenadier’in varlıklarının büyük değer kattığı albüm, hayli kalabalık bir vokal grubunun istisnai kullanımıyla, ilginç denebilecek bir açılışa sahip olsa da, sonrasında Iverson’ın kompozitör yeteneklerini sınırsızca sergilediği bir albüme dönüşmekte gecikmiyordu.
2018’de Mark Turner’la ortak albümleri Temporary Kings’le, daha önce de birlikte yaşadıkları sahne deneyimlerini bir ECM kaydıyla taçlandırırken, Turner’ın sofistike tarzıyla Iverson’un avangardla klasik arasında gidip gelen oda müziği tutkusunu birleştiren bir albüm olarak ayrıcalıklı yere sahipti, birçok kişide olduğu gibi bende de. 2016 tarihli Ron Carter ve Nasheet Waits’li The Purity of the Turf’un bana Iverson’u yakın takibe alma kararını verdiren albüm olması nedeniyle, anmadan geçemediğim, bir piyano üçlüsü dinlemek istediğimde sıkça uğradığım bir albümdü. The Bad Plus’a hiç dokunmadan geçiyorum; çünkü o bambaşka bir yazının konusu. Ama bir müzisyen olarak Ethan Iverson’un bitmez tükenmez türler arası yolculuğunda çok önemli bir durak olduğunu söyleyerek konumuza, hercai piyanistimizin bu yılın ilk ayında yayımladığı yeni albümüne gelelim.
Iverson’un yeni yıldaki ilk hamlesi olan Technically Acceptable ‘bu albüm teknik olarak kabul görür mü?’ sorusuyla baş başa bıraktı beni. Hiç şüphe yok ki piyano teknikleri açısından, çoklu bir çalma ve okuma ilişkinden söz açılacaksa, Ethan Iverson herkesten geçer not alır, hem de bol alkışlısından. Tabii benden de. Ama bu albümden konuşacaksak, açık sözlü olmakta fayda var; ikiyüzlü bir albüm bu.
Albümün ön yüzü olarak kabul edebileceğimiz ilk bölümde piyaniste basçı Thomas Morgan ve davulcu Kush Abadey eşlik ediyorlar. Piyanistliği kadar besteci yanı da hayli yetkin olan Iverson’ın Brubeck, Monk ve Ellington etkileri de taşıyan akorlarla bezeli ezgileriyle, ard arda sıralanan özgün besteleriyle tam bir caz şöleni gibi başlıyor ve sürüyor albüm.
Yedi parçalık bu keyif, sanki radyo yayınında araya sızan korsan bir hamleyle son buluyor, albümüm arka yüzü diyebileceğimiz bölüme geçmeden, yumuşak ve nerdeyse ‘asansör’ tadında bir Killing Me Softly with His Song yorumuyla tadımızı kaçırmakta gecikmiyor.
Sıradaki Round Midnight’ın tek piyano ve soprano vokalli hayli cesur yorumundan sonra, The Feeling Is Mutual’ın sıradan hali bu ara bölümü uzatırken, klasik müziğe bağlanan köprüyü daha da sağlamlaştırmak gibi bir kurgu amaçlandığını gizleyemiyor. Bu ‘ara sıcak’ tadındaki bölümde iki parçada basçı Simón Willson ve davulcu Vinnie Sperrazza’nın eşliği var.
Gelelim albümün ikinci yüzü sayılabilecek bölümüne; Iverson’un klasik tutkusunun etkilerini sergilediği üç bölümlük bir solo piyano sonatından oluşuyor bu bölüm. Klasik müziğe çokça yakın duran son büyük piyanist-müzisyen sayılabilecek Keith Jarrett’ın hiç yapmadığı bir şeyi yaparak, bir albümde yaygın anlayışların, tam da kabul edilebilir halleriyle, caz ve klasik müziği, belli bir konsepte oturtmadan ya da bu iki türü harmanlayan bir müzikal yapıya büründürmeden, sadece her iki türde de sonsuz imkânlara sahip olan bir enstrümanı, yani piyanoyu merkeze alarak, son derece iyi icra edilmeleri dışında pek de ortak noktaları olmayan parçaları bir araya getirmekle yetinmiş bir Iverson var karşımızda ve de bunun kabul göreceğini ummaktan başka yapabileceği bir şey yok açıkçası.
Tüm bu söylediklerimi, bir sanatçının özgür ifade alanına müdahale olarak da algılayanlar olabilir. Sanatçıların üretimleriyle, o sanatçının alımlayıcıları arasında her zaman beklentilerden kaynaklanan düş kırıklıkları olabiliyor, hatta sıklıkla rastlanan bir durum bu. İnsanın her zaman başına bela olan ‘umduğu/bulduğu’ çatışması, sanatsal işlerde de, özellikle güncel sayılabilecek üretimlerde karşımıza çıkıyor. Iverson’a dönersek farklı dönemlerde kaydedilmiş gibi görünen, farklı müzisyenlerle çalınmış ve farklı türlerde parçaların bir araya getirilmesinden oluşmuş gibi görünen bir albüm Technically Acceptable.
Albüm Iverson’ın Matt Collar’ın deyişiyle ‘kontrol edilmesi zor’ müzikal kişiliğini yansıtmanın ötesinde, bence yapım anlamında planlama, parça seçimi ve sıralama açısından da sorunları beraberinde getiriyor. Üzülerek te olsa çok beğendiğim bir piyanist olan Ethan Iverson’ın yeni albüme mesafeli bir yaklaşımla hayli soğuk bakıyorum. Kısacası benim açımdan ‘teknik olarak kabul edilebilir’ görünmüyor.
Turgay Kantürk’ün Dark Blue Notes’daki tüm yazıları.
Ethan Iverson web sitesi.