Akbank Caz Festivali

Nisan Caz Rehberi

Nisan Caz Rehberi ile ay içinde yayımlananlar arasından seçtiğimiz caz albümlerini tanıtıyoruz. Rehberde yer alanların yanı sıra dinlemeye değer olduğunu düşündüğümüz albümlerden icra örneklerinin de olduğu Spotify playlist burada.

Keyif alacağınız müziklerle tanışmanıza vesile olması dileklerimizle…

Aki Takase & Daniel Erdmann – Ellington (Enja)

Çağdaş caz ve serbest doğaçlamanın en önemli figürlerinden Japon piyanist Aki Takase ile Alman saksofoncu Daniel Erdmann‘ın 1990’ların sonunda başlayan işbirlikleri devam ediyor. Erdmann, Carmen Rhapsody (2023) ve Thema Prima (2019) albümlerinde Takase’nin eşlikçisi, Isn’t It Romantic? (2021) albümünde ise düet ortağı olmuştu. Takase yeni müziğin müzik tarihini bilmekten doğduğunu, kaynağını, geleneğin içinde saklı olan özden aldığını düşünüyor. Bu nedenle de Coleman, Dolphy, Ellington, Monk ve Waller gibi, cazın en saf halini temsil eden büyük ustaların eserlerini sıklıkla yorumluyor, eşsiz dokunuşuyla onları kendinin kılıyor. My Ellington (2013 Intakt) Takase’nin solo icralarını içeriyordu; bu ay yayınlanan Ellington (2024 Enja Records), üstadın repertuvarını yorumladığı ikinci kaydı. Albümdeki icralar, tahmin edeceğiniz üzere, yaratıcılıkla teknik mükemmelliğin birleşimi. Takase ve Erdmann arasında telepatik diye adlandırılması abartı olmayacak denli muhteşem bir etkileşim var. Yolları çatallanan bir bahçede birbirlerini umulmadık yollara iteklemekten geri durmuyorlar, diğerinin peşi sıra girdikleri yolda birlikte yürüyüp başladıkları yere, bestenin özüne geri dönüyorlar. Takase ve Erdmann geleneğin barındırdığı özgürlüğün sınırları olmadığını kanıtlıyorlar.

Aki Takase & Daniel Erdmann – Ellington (Enja) ■ Japanese pianist Aki Takase, one of the most important figures of contemporary jazz and free improvisation, and German saxophonist Daniel Erdmann have been collaborating since the late 1990s. Erdmann was Takase’s accompanist on Carmen Rhapsody (2023) and Thema Prima (2019), and his duet partner on Isn’t It Romantic? (2021). Takase believes that new music is born from knowing the history of music, and that it takes its source from the essence buried in tradition. For this reason, she often interprets the works of great masters such as Coleman, Dolphy, Ellington, Monk and Waller, who represent the purest form of jazz, and makes them her own with her unique touch. My Ellington (2013 Intakt) featured Takase’s solo performances; Ellington (2024 Enja Records), released this month, is his second recording of the Duke’s repertoire. The performances on this album are, as you might expect, a combination of creativity and technical excellence. There is a marvelous interplay between Takase and Erdmann that it is not an exaggeration to call telepathic. The Garden of Forking Paths, they never fail to push each other in unexpected directions, walking together along the path the other has taken and returning to where they started, back to the essence of the composition. Takase and Erdmann prove that the freedom inherent in tradition has no limits.

Alina Bzhezhinska & Tony Kofi – Altera Vita (BBE Music)

Britanyalı saksofoncu Tony Kofi, yakın geçmişte arp sanatçısı Alina Bzhezhinska‘nın birçok albümüne eşlik etmişti ancak Altera Vita, duo kaydettikleri ilk albümleri. Müzikleri, stilistik kaynağını, bu tertibi gören bilgili caz dinleyicisinin aklına gelecek ilk ikili olan Alice ve John Coltrane’den doğrudan almasa da ilhamını, her ikisiyle bir arada ve ayrı ayrı çalışmış olan ve Kofi’nin albüme adını veren bestesini adadığı büyük müzisyen Pharoah Sanders’dan alıyor. Müzisyenlerin ana enstrumanları haricinde kalimba, çan gibi vurmalıları da çaldığı albüm, dengine rastlamanın kolay olmadığı şekilde zerafet ve güzellik sunuyor. Bzhezhinska, arpın sınırsız renk ve desen olanaklarını ustaca kullanarak benzersiz bir ses paleti, bazen de ses sağanağı yaratıyor; Kofi mükemmel tonuyla pürüzsüz akıcılıkta ve tonal doğrulukla çalıyor. Büyük cümlelerle konuşmuyorlar, derin ve mütevazı bir dil kullanıyorlarsa da meditatif ya da miskinliğe sevk edecek bir müzik ya da new age değil onlarınki. Her ne kadar yer yer uhrevi hatta aşkın bir duygulanım yaratsa da, semavi bir dinin maneviyatını çağrıştırmıyor; bizatihi yaşama, oluşa, içinde yaşadığımız dünyaya, evrene şükranlarını sunuyorlar. Can kulağıyla dinleyenin içini yaşam sevincinin kaplamaması, başka türlü bir mutluluk hissetmemesi mümkün değil; garanti ederim. (Günümüzün önemli arp sanatçılarından Tara Minton’ın geçen yıl yayınladığı albümün tanıtımını okuyabilirsiniz. Hatta yazarı Turgay Kantürk’ün seslendirmesiyle dinleyebilirsiniz.)

Alina Bzhezhinska & Tony Kofi – Altera Vita (BBE Music) ■ British saxophonist Tony Kofi has recently joined harpist Alina Bzhezhinska on several albums, but Altera Vita marks their debut as a duo. While their music doesn’t directly emulate Alice and John Coltrane—the first duo that comes to mind for jazz aficionados upon seeing this pairing—it draws inspiration from the legendary Pharoah Sanders, who collaborated with both Coltranes and is the dedicatee of Kofi’s title composition. Beyond their primary instruments, the duo also incorporates percussive elements like the kalimba and bells, adding to the album’s unmatched grace and beauty. Bzhezhinska masterfully exploits the harp’s vast potential for color and pattern, creating a distinctive soundscape, while Kofi delivers with impeccable tone, fluidity, and precision. Their language is deep and modest, not grandiose; their music isn’t meditative, contemplative, or new age. Yet, they occasionally conjure a sense of the otherworldly or transcendental without invoking the spirituality of a higher power of celestial religions. Instead, they express a profound appreciation for life, being, the earth, and the cosmos. It’s assured that attentive listeners will experience an undeniable joy of life and a unique form of elation.

Charles McPherson – Reverence (Smoke Sessions Records)

Usta alto saksofoncu Charles McPherson yeni albümünü müziğe başladığı dönemde kendisine rehberlik eden piyanist Barry Harris‘e ithaf etmiş. Reverence, aynı zamanda caz kulübünün 25. yıl dönümü ve Smoke Session Records’un 10. yılı şerefine yayımlanacak serinin ilk eseri. McPherson bir önceki albümü Jazz Dance Suites’deki (2019 Chazz Mack Music) ekiple çalışmış ki Terell Stafford (trompet), Jeb Patton (piyano), David Wong (bas) ve Billy Drummond (davul) liderle benzer şeyleri önemseyen ve onurlandıran müzisyenler. Bebop dilini iyi biliyorlar ama pek çok başka yere gidecek esnekliğe sahipler. Detaylı tanıtımı burada.

Charles McPherson – Reverence (Smoke Sessions Records) ■ The master alto saxophonist, Charles McPherson, has dedicated his latest album to the pianist Barry Harris, who mentored him at the beginning of his musical career. The album, titled Reverence, marks the inaugural release in a series celebrating the 25th anniversary of the jazz club and the 10th anniversary of Smoke Sessions Records. McPherson collaborated with the same ensemble from his prior album, Jazz Dance Suites (2019, Chazz Mack Music), featuring Terell Stafford on trumpet, Jeb Patton on piano, David Wong on bass, and Billy Drummond on drums. These musicians share the leader’s values and have a deep understanding of the bebop genre, yet they possess the versatility to explore a wide array of musical landscapes. Detailed review is here.

Dave Rempis, Pandelis Karayorgis, Jakob Heinemann, Bill Harris – Truss (Aerophonic Records)

Serbest doğaçlama tutkunlarının yakından tanıdığı alto, tenor ve bariton saksofoncu Dave Rempis ve piyanist Pandelis Karayorgis, Ken Vandermark grubunun üyesi olarak yan yana çalışmışlardı ancak Truss, basçı Jakob Heinemann ve davulcu Bill Harris ile birlikte, ortak liderler olarak kaydettikleri ilk çalışma. Biri 43 diğeri 10 dakika süreli iki parçadan oluşan albüm, tahmin edileceği üzere, önceden yazılmamış, ne dinleyicinin ne de kendilerinin nereye varacağını tahmin edemeyeceği şekilde ilerleyen performansları içeriyor. Rempis tonal bir eksen üzerinde hareket etmese de son derece (hatta şaşırtıcı denecek oranda) melodik çalıyor. Karayorgis ile aralarında telepatik iletişim hiç aksamıyor. Heinemann ve Harris büyük bir beceriyle müziğin gidişatına yön veriyorlar. Zihinde suit tadı bırakacak denli tutarlı performanslar içeren, dinleyicinin ilgisini sürekli olarak üzerinde tutmayı beceren iyi bir serbest caz albümü.

Dave Rempis, Pandelis Karayorgis, Jakob Heinemann, Bill Harris – Truss (Aerophonic Records) ■ Alto, tenor, and baritone saxophonist Dave Rempis, alongside pianist Pandelis Karayorgis, are well-known figures in the free improvisation scene. They have previously collaborated as part of the Ken Vandermark band. However, Truss marks their debut album as co-leaders, featuring bassist Jakob Heinemann and drummer Bill Harris. The album comprises two tracks, one lasting 43 minutes and the other 10 minutes. True to the genre, the performances are not composed, unfolding in unpredictable ways that surprise both the audience and the musicians. Rempis’s playing, though not tonally centered, is remarkably melodic. The near-telepathic rapport between him and Karayorgis is unwavering. Heinemann and Harris navigate the music’s direction with finesse. The album stands out in the free jazz genre, offering performances cohesive enough to evoke the structure of suites, captivating the listener throughout.

Fred Hersch – Silent Listening (ECM)

Her yeni solo Fred Hersch albümü dinleyici için bir serüven. Hazırlık yapılmalı; birlikte çıkılacak müzikal yolculuğun tadını çıkarmak için gündelik hayatın hayhuyunu arkada bırakmayı becermeli, dinlemeyi bir çeşit seküler ritüel olarak algılamalı dinleyici. Seçtiği isimle kendisinin de işaret ettiği üzere, Silent, Listening bu yalıtılmışlığı zorunlu kılan bir albüm. Hersch, seslerle sessizliğin sonsuz dilini kullanarak zamanı ve hayatı yumuşatacak şekilde dingin çalıyor. İşitilmeyi değil dinlenmeyi talep ediyor. Zamanın değerini bilen bir insanın ağırbaşlılığıyla ilerliyor, melodiyle doğaçlama arasında düşsel bir denge kuruyor, aralarındaki sınırı muğlaklaştıracak denli içiçe sunuyor. Şüphesiz, çağın dijital havarileri için anlamsız bir sanatsal ifade biçimi bu. Çağdaş dünyanın küstah sabırsızlığı Hersch’ün dilini ve yapıtını yok sayacaktır; küçümseyecektir belki de. Heyhat! Fred Hersch de zaten kendisi ve yakın dostları için çalıyor.

Fred Hersch – Silent Listening (ECM) ■ Every new solo album by Fred Hersch is a journey for the listener, requiring preparation. To fully appreciate the musical voyage, one must escape the daily grind and approach listening as a secular ritual. The album Silent, Listening demands such seclusion. Hersch employs the boundless language of sound and silence to play in a manner that softens both time and life. He insists on being listened to, not merely heard. Moving with the grace of someone who understands time’s value, he strikes a dreamlike equilibrium between melody and improvisation, blending them to the point where they become indistinguishable. To the digital zealots of our era, this may seem an irrelevant art form. The contemporary world’s haughty haste is likely to overlook, or even scorn, Hersch’s musical language and oeuvre. Yet, Fred Hersch performs for himself and his intimate circle.

Isaiah Collier & The Chosen Few – The Almighty (Division 81 Records)

Afrika diasporasının kara imparatoru Isaiah Collier, yeni albümü The Almighty ile ilahiyatın ve yaratılışın dünyevi hayattaki yansımasına dair görüşlerini samimiyet, tutarlılık ve inandırıcılıkla seslendiriyor. Baba John Coltrane’nin açtığı, oğul Pharoah Sanders’ın yaydığı ve kutsal ruh Albert Ayler’ın yükselttiği müzikal mirasın görkemli belagatini ustaca kullanıyor; Chicago saksofon geleneğinin yaşayan en önemli müzisyenlerinden, akıl hocası Ari Brown, şehrin en saygın besteci şarkıcılarından Dee Alexander ile alto saksofoncu Fred Jackson Jr. ve trompetçi Corey Wilkes gibi, bu geleneğin eski ve yeni temsilcilerinin desteğini alarak, dinleyiciyi, ilahi mesaja kulak vermeye davet ediyor. Sevgi, barış ve şefkat ile daha güzel bir dünyanın kurulabileceğine olan inancını güçlü, ısrarlı ve tutkulu bir dil ile iletiyor. Dinsel referanslar bir yana, etkileyici ve sarsıcı bir albüm.

Isaiah Collier & The Chosen Few – The Almighty (Division 81 Records) ■ In his latest album, The Almighty, Isaiah Collier, the black emperor of the African diaspora, articulates his perspectives on divinity and the manifestation of creation in our earthly existence with earnestness, consistency and conviction. He skillfully harnesses the majestic eloquence of the musical heritage initiated by father John Coltrane, propagated by son Pharoah Sanders, and elevated by the holy spirit Albert Ayler. Collier beckons the audience to heed the divine message, supported by the old and new representatives of this tradition, including his mentor Ari Brown, esteemed composer-vocalist Dee Alexander, alto saxophonist Fred Jackson Jr., and trumpeter Corey Wilkes. Through a potent, unwavering, and passionate discourse, he expresses his conviction that love, peace, and compassion can forge a superior world. Beyond its spiritual allusions, this album stands as a formidable, and astounding work.

Matthew Shipp – New Concepts in Piano Trio Jazz (ESP Disk)

Piyanist Matthew Shipp‘in, basta Michael Bisio ve davulda Newman Taylor Baker‘dan oluşan üçlüsüyle kaydettiği beşinci albüm, New Concepts in Piano Trio Jazz‘ı dinledikten sonra oluşan kusursuzluk kanaati, modern klasik müzikte olduğu gibi icraların baştan sona bestelenmiş olduğunu düşündürtebilir lakin bu Shipp’in otuz beş yıldır özünü ve biçimini yeniden oluşturmaya çalıştığı piyano üçlüsü formunun ve doğaçlama yaklaşımının eriştiği bir başka zirve. Üçlü, eskizlerden yola çıkıp, dinleyicinin müzikal düşünce zincirini takip edemeyeceği kadar ileri gitmeden, ama şaşırtmaktan da geri durmayacak şekilde doğaçlıyor; melodik karakteri zengin icralar ya da daha doğru ifadeyle, eserler yaratıyor. Shipp’in, bundan daha iyisinin olamayacağı ve başka bir trio albümü kaydetmeyebileceği beyanı umarım doğru değildir çünkü yakın gelecekte bu iddiayı kendisinin yanlışlayacağına adım kadar eminim.

Matthew Shipp – New Concepts in Piano Trio Jazz (ESP Disk) ■ Upon hearing New Concepts in Piano Trio Jazz, the fifth album by unique pianist Matthew Shipp with his trio, including Michael Bisio on bass and Newman Taylor Baker on drums, listeners may assume that the pieces were fully composed like modern classical music. However, this album represents another summit in Shipp’s journey of improvisation within the piano trio genre, a form he has been reshaping for thirty-five years. Beginning with mere sketches, the trio embarks on improvisations that remain coherent enough for the audience to trace the musical narrative, yet they consistently deliver surprises, resulting in performances—or more precisely, impromptu compositions—brimming with melodic richness. “This really might be the last trio CD because it really cannot get better than this” says Mr. Shipp. However, I am sure that he himself will disprove this claim in the near future.

Nick Finzer – Legacy (Outside in Music)

Tromboncu Nick Finzer, modern cazın öncülerinden ve bu enstrumanın gelmiş geçmiş en büyük ustalarından J.J. Johnson‘a adadığı yeni albümünü, efsanevi müzisyenin son döneminde sekiz yıl birlikte çalıştığı piyanist Renee Rosnes, basçı Rufus Reid ve davulcu Lewis Nash ile birlikte ve en önemli Johnson kayıtlarının büyükçe kısmının yapıldığı Rudy Van Gelder stüdyosunda kaydetmiş. Johnson imzalı besteler, albümü mükemmel bir coşkuyla açan Say When ve unutulmaz balad Lament; Rosnes’in ustayla birlikte çaldığı dönemde bestelediği Malaga Moon ve caz standardı Pennies from Heaven başta olmak üzere grup kusursuz icra ediyor. Doğumunun yüzüncü yılında caz trombonunun devrimci ismini layıkıyla onurlandıran, geleneğin zamansızlığını kanıtlayan bir bop albümü.

Nick Finzer – Legacy (Outside in Music) ■ Trombonist Nick Finzer his new album Legacy ise dedicated to J.J. Johnson, one of the pioneers of modern jazz and one of the greatest masters of the instrument and recorded with pianist Renee Rosnes, bassist Rufus Reid and drummer Lewis Nash, who worked with the legendary musician in his final years, at the Rudy Van Gelder studio, where many of the most important Johnson recordings were made. Johnson’s compositions, including Say When, which open the album with perfect enthusiasm and the haunting ballad Lament; Malaga Moon, which Rosnes composed while playing with the master and the jazz standard Pennies from Heaven, are performed flawlessly by the band. A beautiful bop album that properly honors the revolutionary name of jazz trombone in the centenary year of its birth and proves the timelessness of the tradition.

Ivo Perelman – Embracing the Unknown (Mahakala Music)

Müziğiyle bilinmeyeni kucaklayan (Embracing the Unknown) serbest cazın muzaffer savaşçısı, tenor saksofoncu Ivo Perelman, yeni albümündeki performanslar için seçtiği isimlerle, doğaçlama sanatının tarifini yapıyor. Ruhunun derinliklerine dalıyor (soul searching), kendini gözlüyor (introspection), anlamaya, anlamlandırmaya çalışıyor (self-analysis), derin düşünelere dalıyor (self-contemplation) ve böylelikle varoluşunu ve ruhunu yansıtıp (self-reflection) içindeki potansiyeli iyi kullanmaktan doğan memnuniyeti hissediyor (self-fulfillment). Yanına da Chad Fowler (stritch ve saxello), Reggie Workman (bas), Andrew Cyrille (davul) gibi müziğe benzer kaygılarla yaklaşan müzisyenleri alınca iddiasını gerçekleştiren bir albümün ortaya çıkmaması ve türün takipçilerinin böylesine iç tutarlılığa sahip bir müziği sevmemeleri de imkansız oluyor. Herkese göre değil!

Ivo Perelman – Embracing the Unknown (Mahakala Music) ■ In Embracing the Unknown, tenor saxophonist Ivo Perelman, a triumphant figure in free jazz, captures the essence of improvisation through the titles he selects for his new album’s performances. He dives into the depths of his soul (soul searching), observes himself (introspection), tries to understand and make sense of himself (self-analysis), contemplates (self-contemplation) and thus reflects on his existence and soul (self-reflection) and naturally feels the satisfaction that comes from using his potential well (self-fulfillment). The evistance of musicians like Chad Fowler on stritch and saxello, Reggie Workman on bass, and Andrew Cyrille on drums, all sharing a similar musical ethos, ensures the creation of an album that not only meets its promise but also resonates deeply with aficionados of the genre. Not for the casual listener!

Owen Broder – Hodges Front and Center, Vol. 2 (Outside in Music)

Saksofoncu Owen Broder, ilkinden iki yıl sonra, Duke Ellington orkestrasının muhteşem tınısını yaratan başat seslerden ve swing döneminin en önemli alto saksofoncularından Johnny Hodges‘ın şarkı kitabını yorumladığı devam albümünü yayınladı. Riley Mulherkar (trompet), Carmen Staaf (piyano), Barry Stephenson (bas) ve Bryan Carter‘dan (davul) oluşan grup, bestelerin orijinal biçimlerinden fazla uzaklaşmadan yumuşakça swing ediyor. Broder, Hodges’ın karakteristik çalışına öykünmüyor, özgün bir ton ve dille dönemin ruhunu yansıtma becerisi sergiliyor ve albümün adının tersine Broder, önünde ve ortasında tek başına durmuyor, sahneyi paylaşıyor. Cazseverlerin yakından takip etmesini önereceğim genç trompetçi Mulherkar, liderin geriye yaslanan soğuk tavrının aksine, canlı üslubuyla enfes sololar çalarak icraları zenginleştiriyor. Modern dönem cazını karmaşık bulan cazseverleri mutlu edecek güzel bir albüm.

Owen Broder – Hodges Front and Center, Vol. 2 (Outside in Music) ■ Two years after his first volume, saxophonist Owen Broder has released his follow-up album, interpreting the songbook of Johnny Hodges, one of the most important alto saxophonists of the swing era and one of the leading voices of Duke Ellington Orchestra. Accompanied by Riley Mulherkar on trumpet, Carmen Staaf on piano, Barry Stephenson on bass, and Bryan Carter on drums, the band delivers a gentle swing that remains faithful to the original structure of the pieces. Broder’s approach doesn’t mimic Hodges’ signature style; instead, he captures the essence of the time period with his distinct sound and phrasing. Contrary to the album’s title, Broder does not stand alone front and center, but he generously shares the spotlight with his fellow musicians. Notably, the up-and-coming trumpeter Mulherkar, who deserves the attention of jazz enthusiasts, adds depth to the album with his vibrant and skillful solos, offering a stark contrast to Broder’s more reserved demeanor. A fine album that will please jazz fans who find modern jazz complicated.

Steve Nelson – A Common Language (Daybreak Records)

Basta Joris Teepe ve davulda Eric Ineke olmak üzere Hollanda’nın caza armağan ettiği iki ritim ustasının yer aldığı üçlüsüyle kaydettiği yeni albümü A Common Language, Steve Nelson‘ın bu enstrumanın gelmiş geçmiş en büyük ustalarından biri olduğu gerçeğini unutmamamı sağladı… A Common Language, vibrafon severleri ve ana akım caz tutkunlarını keyiflendirecek bir albüm olduğu kadar, caz dinlemeye merak salanlar için de doğru bir başlangıç noktası. Detaylı tanıtımı burada.

Steve Nelson – A Common Language (Daybreak Records) ■ Steve Nelson‘s new album, A Common Language, recorded with his trio including Joris Teepe on bass and Eric Ineke on drums—two rhythm masters that the Netherlands has contributed to jazz—reminds us that Nelson is indeed one of the greatest virtuosos of this instrument… A Common Language is an album sure to enchant both vibraphone enthusiasts and mainstream jazz aficionados, and it serves as an ideal introduction for newcomers eager to explore the world of jazz. Detailed review is here.

Turgay Yalçın

Yayın Yönetmeni, Kurucu Ortak, Yazar, Radyo Programcısı.

Turgay Yalçın 'in 219 yazısı var ve artmaya devam ediyor.. Turgay Yalçın ait tüm yazıları gör

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir