Tutkuyla Bezenmiş Melodiler: A.K.A. Fellowship (Lin Records 2023)
Adını Alper Yılmaz, Kaan Çelen ve Afshin Alizadeh’in ön adlarının ilk harflerinden alan A.K.A. grubunun ilk albümleri trio formatındaki Fellowship 10 Şubat’tan itibaren tüm dijital platformlarda yerini aldı. Bas, piyano ve davuldan oluşan çalgılarıyla 5 özgün beste yorumlayan üçlü, albümlerini 8-9 Nisan 2022’de Hayyam Stüdyoları’nda canlı olarak kaydetmişler.
A.K.A’yı oluşturan üçlü ‘farklı seslerin her birini kendi duygu titreşimlerinden geçirerek, hissettiklerini dinleyicinin duyu ve duygularına hitap ederek, onlarla melodisel bir bağ kurdukları evrensel bir dili yakalayarak, caz ve modern müziği birleştirdikleri bir sound yakalamayı’ hedeflemişler. Üç ortaklı bu projede bir parçayla Alper Yılmaz, albüme adını veren ortak parçayla Kaan Çelen ve beş parçayla Afshin Alizadeh bestelere imza atıyorlar.
Rising Above The Sky’la açılan albüm üç müzisyenin neden bu albüm için bir araya geldiklerini kanıtlarcasına, bas ve piyanonun albüm boyunca süren flörtlerinin başladığı noktayı işaret etmekle kalmayıp, onları iştahla izleyen davulla birlikte, bu üçlü ilişkinin ileride nasıl şekilleneceğinin yol haritasını da gözler önüne seriyor.
Fellowship, davulcu Kaan Çelen ve Afshin Alizadeh’in ortak imzasını taşıyan albümün ikinci parçası. Tutkuyla bezenmiş piyano melodisiyle şekillenen yapısı sayesinde albümün en tadına varılarak çalınmış bestesi gibi duruyor. Piyanonun açtığı kapıyı, keskin ve kararlı vuruşlarla kapatan davulun parçayı sonlandırma biçimi, albümün en yüksek ve en beklenmedik anlarından biri kuşkusuz.
Junk Mail, bestecisi Alper Yılmaz’ın bir film müziği gibi kavrayıcı ve imgesel melodisiyle, bas ve piyanonun at başı giden ortaklığına katılan davulun süpürücü müdahaleleri ve zilleri ekonomik kullanımıyla öne çıkıyor.
National Line’da davul kaydının son derece gerçekçi tınlayışı ve atmosferik sayılabilecek bu gerçeklik duygusu belirleyici olmanın yanı sıra, piyanoyla at başı giden davulcu Kaan Çelen’in zamanlamasının olgunluğuyla ve bas solonun lezzetiyle dikkat çekiyor.
Rüzgârlar Şehri adlı albümün son parçasıysa yer yer folklorik tınılarla yürüyen melodisiyle, rock tadı içeren ve özgürlük kokan yorumuyla, biraz daha uzamaya, biraz da doğaçlamaya ihtiyaç duyuyormuş gibi sonlanıyor. Bu doğaçlama eksiği hissi de albümün tek olumsuz yanı bana kalırsa.
Müzikal anlamda bir piyano üçlüsü olan ekibe Azeri piyanist ve besteci Afshin Alizadeh önderlik etse de, basta Alper Yılmaz’ın ustalıklı dokunuşları belirleyici bir rol oynuyor diyebiliriz. Kaan Çelen’in davulun tüm olanaklarını kullanmaya gayret eden ve çalgısını araştıran tutumuyla tamamlamam albümün ritmik yapısı sürükleyici bir (yaklaşık) 32 dakikayı vaat ediyor; hem de tutkuyla bezenmiş melodiler eşliğinde…