İlk Albümüyle Gerard Chumilla
Bir cazsever için caz sanatının kurucu babalarının ve bu sanata şeref vermiş ustaların albümlerini dinlemek kadar aleme henüz adım atmış genç yeteneklere kulak vermek de önemlidir. Dinleyiciler, yeni müzisyenlerin ilk albümlerini yayınlandığı zamanda dinlemiş olmaktan, onları başkalarından önce keşfetmekten keyif alırlar. Cazsever, böylelikle, sanatla olan ilişkisinin derinliğini de sınar, keşfettiklerini müzik dostlarıyla paylaşır. Dinleme serüvenini bu şekilde ikiye ayırmışlardan biri olarak ben de ilk albümlere özel ilgi alaka gösteriyorum.
Herhalde anlamışsınızdır, genç bir müzisyenden ve onun yeni albümünden bahsedeceğim.
Saksofoncu Gerard Chumilla‘nın, ismiyle müsemma ilk albümü Introducing Gerard Chumilla, Fresh Sound New Talent etiketiyle yayınlandı.
Yayımcı şirketin adı, vizyonunu açıklıyor: taze sesler, yeni yetenekler. Brad Mehldau, Kurt Rosenwinkel, Chris Cheek, Jeremy Pelt ve saymakla bitmeyecek kadar çok caz müzisyeninin yeteneği ülkelerinde değil Barselona’da, Fresh Sound New Talent şirketi tarafından keşfedildi. Anlayacağınız, gelenek devam ediyor, FSNT yeni yetenekleri desteklemeye devam ediyor. Şirketi daha yakından tanımak isteyenlere Laurel Gross’un yazısını okumalarını öneririm.
Albümün notları ya da basın bülteni elime geçmedi. O nedenle sanatçının web sitesine dalıp öğrendiklerimi ve dinleyince bende kalan tortuyu sizinle paylaşayım.
Öncelikle Chumilla tam anlamıyla yolun başında. Gözden kaçırmadıysam profesyonel ilk kaydını geçtiğimiz yıl yapmış. Fransız piyanist Noé Sécula‘nın yine FSNT’den çıkan ilk albümünde bir parçada, Wayne Shorter bestesi Angola’da tenor saksofon çalmış. Amatör çalışmaları bir kenara, Introducing ile Chumilla ciddi anlamda ilk kez stüdyoya girmiş.
Gerard Chumilla Pérez, Katalonya’da, Barselona sayfiyesi Caldes d’Estrac kasabasında doğmuş. Saksofonu beş yaşında eline almış, onbeşine geldiğinde yaşamını müziğe adamak istediğine emin olmuş ve İspanyol eğitmenlerin tedrisatına girmiş; Eladio Reinón‘dan caz, Nacho Gascón‘dan klasik saksofon dersleri almaya başlamış. Gascón tekniğini geliştirmesinde, Reinón hedefini şekillendirmesinde ve kendi sesinin bulmasında önemli rol oynamış.
Barselona’da geçirdiği iki yılın ardından İsviçre’de Basel Jazzcampus‘da lisans eğitimine başlamış, Mark Turner’ın gözetiminde Brad Mehldau, Jorge Rossy, Jeff Ballard, Larry Grenadier, David Virelles, Kurt Rosenwinkel, Seamus Blake, Ben Street ve Guillermo Klein gibi, modern cazı şekillendiren önemli müzisyenlerden dersler almış.
Mezuniyet çalışması ise Viaje a La Guaira (La Guaira’ya Yolculuk) adlı dört bölümlük bir suit. Henüz kaydedilmemiş bu eser, Franco’nun diktatörlüğü zamanında, faşist orduya katılmayı reddettiği için Venezuela’ya sürgüne gönderilen büyükbabasının hikayesini anlatıyor ve yukarıya bıraktığım giriş bölümünden de anlaşılacağı üzere suit, etkilenilmesi mümkün olmayan epik bir anlatım ve icra üslubuna sahip. (Meraklısı için Part II Sed, Part III Calma ve Part IV Tierra)
Chumilla, 2022’de prodüksiyon ve performans alanında yüksek lisansını tamamlamış. Şimdilerde kendi grubuyla sahne alıyor, zaman zaman da Jazzcampus’den dönemdaşı Noé Sécula ile düet çalıyor.
İkisi hariç liderin bestelerinden oluşan Introducing Gerard Chumilla, geçen yılın ilkbaharında Jazzcampus’da kaydedilmiş. Brad Mehldau’nun caz dünyasındaki konumunu elde etmesini sağlayan ilk üçlüsünün üyeleri, Larry Grenadier basta ve Jorge Rossy davulda yer alıyor. İlk albümler için genelde yapılanın aksine, Chumilla’nın yanına başka bir nefesli almayıp tek başına ana ses olmayı tercih etmiş olması dikkat çekici. Daha ilginci akor enstrumanının yokluğu. Chumilla, üçlü formatta kendini daha özgür hissettiğini, böylelikle arzu ettiği renkleri daha iyi yansıttığını söylüyor.
Chumilla, sevgili dostum Burak Sülünbaz’dan ödünç alacağım bir ifadeyle, kısık ateşte çalan bir saksofoncu. Formel eğitimini gözetiminde tamamladığı usta saksofoncu Mark Turner’ın duygusal salınımlardan azade stilinin etkisinin sürdüğünü düşünmek hatalı olmayabilir. Benzer şekilde çalışındaki telaşsızlık ve cümleleri arasına geniş boşluklar bırakması ustadan çırağa geçmiş gözüküyor. Henüz yolun başındaki bir müzisyenin ilham kaynaklarından etkilenmiş olması kaçınılmaz bir durum.
Ancak Chumilla bundan daha fazlasını sergiliyor. Söyleyeceklerinden emin bir kararlılığa sahip. Tekniğini sergileme iştahından uzak durarak karmaşık ifadelerden kaçınması, belli ki bilinçli bir tercihin sonucu. Öyküsünün sürükleyiciliğini sağlamak için hızlı ve kesintisiz konuşan bir hatip değil Chumilla. Daha ziyade özenle seçilmiş kelimelerden oluşan sade cümlelerle duygunun yoğunluğunu ortaya koymaya çalışır bir üslubu var. Ne demeye çalıştığımın en güzel örneği üçlünün Strayhorn mücevheri My Little Brown Book ve Sécula’nın üçlüye katıldığı özgün beste Fearless Wanderer yorumlarında ortaya koyuluyor.
Bu durum belki de, müzik dışı ilham kaynağı olarak neden Fransız izlenimciliğini andığını doğrulayabilir. Chumilla, detayları önemsiyor, bestenin kendisinde oluşturduğu duygusal izleri yansıtmaya çalışıyor, bir anlamda kendisini anlatıyor, kişiliğini yansıtıyor.
Geleceğinin nasıl şekilleneceğini tahmin etmek tabii ki mümkün değil ama ilk albümü Gerard Chumilla’nın, Avrupa’nın entelektüel derinliğiyle caz geleneğinin özgün bir bireşimini yaratmaya aday müzisyenlerden biri olabileceğinin ipuçlarını veriyor. Hem de bunu Kuzey’in soğukluğunda değil Güney’in ılıklığında yapabileceğinin…
İzleyelim, derim.
■
Meraklısına Notlar:
- Turgay Yalçın’ın Dark Blue Notes’daki yazıları
- 2024’de çıkan diğer caz albümleri.
- Gerard Chumilla web sitesi
- Gerard Chumilla Instagram hesabı.