Village Vanguard Sahnesinde John Coltrane
Bir albüm kapağı ruhumu çaldı. Sanıyorum Phaorah Sanders sevdam etkendi bunda. Gönül fethetmek zor iş. Phaorah Sanders gözümün bebeği. Bahsettiğim albüm kapağı ise John Coltrane‘e ait olan, Live at the Village Vanguard Again! plağıydı. New York’un hatta dünyanın en önemli caz kulüplerinden biri olan Village Vanguard, 1960’lı yıllarda, John Coltrane ve paydaşlarının unutulmaz konserler verdiği, günümüzde de önemli isimlerin sahne aldığı, adının hakkını veren en önemli caz kulüp işletmelerinden biri. Dark Blue Notes kurucularından ve yazarlarından, sevgili Turgay Yalçın’a Live at the Village Vanguard Again! albümü hakkında içselleştirdiğim düşüncelerimi yazmak istediğimi söyledim. Birlikte yaptığımız beyin fırtınası sonucu Coltrane’nin, 1961 yılında kaydettiği Live at Village Vanguard kaydını da dahil etme fikri doğdu. Ben de bu yazımda sizlere bu iki albümü anlatmak istiyorum.
Live at the Village Vanguard
1961 yılının Kasım ayı başında (2-5 Kasım arası) John Coltrane Quartet, dört gece boyunca, Village Vanguard’da sahne aldı. Her zamanki gibi ana kadro, piyanoda McCoy Tyner, kontrbasta Jimmy Garrison ve davulda Elvin Jones‘tan oluşuyordu. Bu isimlerin yanı sıra, konuk icracılar olarak, saksofon ve klarnette Eric Dolphy, obuada Garvin Bushell, hatta basta ve davulda dönüşümlü olarak, Reggie Workman ve Roy Haynes, bir de ünlü ud ustası Ahmed Abdul-Malik‘in de olduğu büyük caz isimleri, dört gece boyunca gruba dahil oldular. Bu grup hep birlikte gerçekten çok özel bir ekip olmuştu.
Ekip dört gece üst üste çaldığı için, Impulse Records etiketi ile çıkan albüm dört oturumluk setlerden oluşuyor. Esasen dört gece boyunca, kısa süreli sahne aldılar. Sergiledikleri performans o kadar muazzamdı ki, her biri diğerlerinin yön ve sesini eşi benzeri olmayacak şekilde etkiledi. Gerçekten de, burada set açılışı olarak seçilen Spiritual yorumu, müzikal içerik olarak, Garvin Bushell’in olağanüstü katkıları açısından da etkileyiciydi.
Performanslar boyunca, en dikkate değer isim, ud ustası Ahmet Abdul-Malik’ti. Abdul-Malik, Coltrane’in kendi müzikal eğilimine ve tarzına uygun, farklı ve güçlü bir Orta Doğu sesi ile sahneye katkıda bulundu. Aslında Coltrane’nin free caza olan ilgisi de Village Vanguard performanslarında ortaya çıktı.
1961 yılı Village Vanguard kayıtları içerisindeki en önemli ve belirleyici beste, görece sadeleştirilmiş Chasin’ The Trane‘dir. Coltrane’in kayıt mühendisi dostu Rudy Van Gelder bestenin isim babası esasen. Bir gün RVG stüdyolarında Coltrane ve arkadaşları kayıt yapıyorlardı. Doğaçlama olarak bir anda bu beste ortaya çıktı. Coltrane o kadar sert ve öfkeli çalıyordu ki, Rudy Van Gelder tam olarak kaydı tamamlayamadı. Elinde mikrofon ile şakayla karışık Coltrane’i stüdyoda kovaladı. Blues tınılarının patladığı bu bestenin adı Chasin’ The Trane oldu. Hatta o dönem bir Avrupa turnesine gidip döndüklerinde, Eric Dolphy, pek çok müzik makalesinde, beste için ağır eleştiriler okudu. Bunları Coltrane ile de paylaştığında, ne kadar marjinal bir besteye imza attığının kanıtı olarak gülüp geçtiler. İşte bu hikaye üzerine, Village Vanguard kayıtları için, amacına hizmet eden gerçek bir canlı örnek diyebiliriz.
Village Vanguard kayıtları, Coltrane ve paydaşlarının yaptıkları kusursuz müziğin, güçlü bir maneviyat ve arayış içerdiğinin de bir kanıtı gibi. 1961 yılına ait setleri dinledikten sonra bir de Live at Birdland dinlemek, biz müzikseverlerin ufkunu açacak nitelikte.
Live at the Village Vanguard, Again!
John Coltrane, ‘Live At The Village Vanguard’ albümünün yakaladığı yüksek başarının ardından, yine harikalar yaratma isteği ile free caz yaptığı beşlisi ile Village Vanguard’da, arka arkaya iki hafta sonu, yeniden sahne aldı. Tarihler 20-22 Mayıs ve 27-29 Mayıs 1966 yı gösteriyordu. Coltrane beşlisi, karısı piyanist Alice Coltrane, ekipte uzun süredir basçılık yapan Jimmy Garrison, davulcu Rashied Ali ve tenor saksafonda Pharoah Sanders‘tan oluşan bir band idi.
Birlikte çaldıkları sahne boyunca, en etkili iki parça, Coltrane’in bestesi Naima ve Rodgers & Hammersteins bestesi My Favourite Things idi. İki tenor saksofonun aynı sahneyi paylaşması, bu parçaların performanslarının gücünü inanılmaz arttırdı. Bununla birlikte, seçtikleri bu standartların, potansiyel olarak cazip varlığı da Village Vanguard sahnesinde beşliyi yukarıya çıkardı. Coltrane bu kayıtlarda farkedilir derecede tutkulu. Naima’yı romantik bir hisle çaldığı çok belli, Sanders da sololarında oldukça duygusal.
Enteresan bir şekilde dönemin pek çok müzik eleştirmeni, grubun yanlış bir seçim olduğunu ifade ettiler. Sebep olarak ise, iki tenor saksofonun çok güçlü olduğu ve diğer üyelerin performanslar boyunca geride kaldığının altını çizdiler.
All About Jazz yazarı Robert Spencer, Pharoah Sanders’ın Naima’daki solosunu öven bir makale kaleme aldı. “Pharoah Sanders’ın solosu melodik ve ateşli lirizmi ile Coltrane’in, Sanders’ı gruba neden dahil ettiğinin bir kanıtı. Coltrane’in son dönem beşlisindeki çalışmaları, çoğu zaman gerçek içeriği nedeniyle ve free cazın ağırlığından dolayı, her zevke uygun olmayabilir. Ama maceraperest müzikseverler için vazgeçilmezdir.”
Yukarıda da defalarca altını çizdiğim gibi Village Vanguard, bir caz müzisyeninin sahne alabilme hayalini kurduğu en önemli kulüplerden biri. Sizlere dilim döndüğünce Coltrane’nin 1961 ve 1966 yıllarında öne çıkan, Village Vanguard performanslarının hikayesini anlattım. Makalemi okurken, iki albümü de ardışık dinlemenizi naçizane tavsiye edeceğim.
Keyifli okumalar, keyifli dinlemeler
*
Mine Gürevin’in Dark Blue Notes’daki tüm yazıları.
John Coltrane – Live At The Village Vanguard
John Coltrane – Live At The Village Vanguard Again!