Ocak Caz Rehberi
2024 Ocak Caz Rehberi Spotify dinleme listesi BURADA.
Adam Schroeder & Mark Masters – CT! (Capri Records)
Bariton saksofoncu Adam Schroeder‘ün yeni albümü CT!, caz sanatının gelmiş geçmiş en eğlenceli figürlerinden, ünlü trompetçi Clark Terry‘nin, düzenlemeleri Mark Masters tarafından yapılmış 13 bestesinden oluşuyor. Terry, hem Duke Ellington hem de Count Basie büyük orkestralarının şef trompetçiliğini yapmış, solo kariyeri boyunca swing ile bop arasında köprü kurmuş ve kıl payı kurucu babalığı kaçırmış önemli müzisyenlerden biriydi. Schroeder, her kuşaktan sayısız müzisyene olduğu gibi kendisine de akıl hocalığı yapmış, caz mirasını ve mesajını aktarmış Terry’ye olan borcunu böylelikle ödüyor. Schroeder, bariton saksofonda dengine rastlamanın zor olduğu düzeyde çevik ve melodik. Davulda Peter Erskine harika çalıyor. Kirsten Edkins, Bob Sheppard ve Aaron Janik başta olmak üzere orkestra elemanları müthiş formunda. Terry besteleri enfes. Yaşayan en önemli aranjörlerden sayılan Mark Masters’ın düzenlemeleri birinci sınıf ve müzisyenlerin kapasitelerini zorlayarak tüm maharetlerini sergiletecek şekilde yaratıcı. Bu albümden hoşlanmazsanız cazseverliğinizi gözden geçirmeniz gerekebilir. SPOTIFY.
Blue Moods – Swing & Soul (Positone)
Posi-tone kataloğundaki müzisyenlerden oluşturulan Blue Moods grubu ilk albümleri Myth & Wisdom‘da (2022) Mingus bestelerini yorumlamıştı. Şimdi de, prodüktör, piyanist ve besteci sıfatlarıyla hard bop akımının popülerleşmesinde önemli rol oynamış Duke Pearson‘ın repertuvarına el atmışlar. Saksofoncu Diego Rivera, basçı Boris Kozlov ve bir kaç parçada görevini Jon Davis‘e devretse de, piyanist Art Hirahara yerlerini korumuşlar. Davulda ise Vinnie Sperrazza yer alıyor. Standart haline gelmiş Jeannine ya da Donald Byrd için yazdığı Cristo Redentor yok ama grup, Sweet Honey Bee (Lee Morgan) ve Idle Moments (Grant Green) başta olmak üzere Pearson’ın akılda kalıcı ve cezbeli bestelerini orijinal düzenlemelerinden çok uzaklaşmadan ve lakin ustalıkla yorumluyorlar. Caz sizin için öncelikle ve özellikle hard bop demek ise, bu albüm tam size göre. SPOTIFY.
Charles Chen – Charles, Play! (Cellar Live)
Gündüzleri Microsoft’ta yazılım mühendisi, akşamları caz piyanisti. Şaşılacak bir şey yok; neticede, her ikisi de hayal gücünün sınırlarında dolaşmakla ilgili. 15 yıldır caz çalan Charles Chen, ilk albümü için, tenor saksofonda Ralph Moore, basta Peter Washington ve davulda Kenny Washington gibi, straight-ahead cazın mükemmeliyet teknisyenlerinden kurulu bir dörtlü oluşturmuş. Chen, akıcı ve tutumlu bir üsluba sahip; sürekli önde durmadan ama liderin kendisi olduğunu da hissettirecek şekilde çalıyor. Albümü ithaf ettiği Chopin ve Benny Golson için yazdıkları besteciliğinin kalitesini kanıtlar güzellikte. Keza seçtiği standartlar da ince bir zevkin göstergesi. Walton mücevheri Simple Pleasure ve Charlie Parker klasiği Passport için yaptığı düzenlemeler tek kelimeyle harika. Washingtonlar bildiğiniz gibi, aralarındaki uyuma ve solistlerle iletişimlerine söylenecek söz yok. Ama beni en çok mutlu eden, albümün, çok sık kayıt yapmayan Moore’un kendi başına melodi olabilecek güzellikteki sololarına işitmeye vesile olması. Charles, Play! kusursuz bir ilk albüm. Umarız Chen, yaşamında müziğe daha fazla yer verir. SPOTIFY.
Garry Dial & Rich DeRosa – Keep Swingin’ (The Music of Charlie Banacos) (Outside In Music)
Charlie Banacos adına ilk önce Güç Başar Gülle’nin Cazda Doğaçlama Üzerine yazısında rastlamıştım; pedagojisiyle son 50 yılda birçok caz müzisyenini etkilemiş olan bu büyük eğitmenin doğaçlamaya yaklaşımından bahsediyordu. Piyanist Garry Dial ve davulcu Rich DeRosa‘nın öncülük ettiği ortaklaşa proje Keep Swingin’, Banacos’a bir saygı duruşu niteliği taşıyor. Albümde, Banacos’un Dial ve DeRosa tarafından düzenlenen 10 bestesi, Terell Stafford, Dick Oatts, Helio Alves, Mike Stern, Jeff Berlin, Jerry Bergonzi, Wayne Krantz başta olmak üzere öğrencileri, hayranları ve dostları tarafından yorumlanıyor. Her parçayı farklı tertipte müzisyenler, farklı stillerde seslendiriyorsa da albüm, ilginç şekilde, bütünsellik arz ediyor. Bunda Dial ve DeRosa’nın, Nick Marchione (flügelhorn), Andrew Gould (alto), Chris Oatts (tenor ve flüt), Ryan Keberle (trombon) ve Gary Smulyan (bariton) gibi birinci sınıf müzisyenlerden oluşan nefesliler bölümü için yaptığı enfes düzenlemelerinin büyük payı var. Albümde yer alan Banacos besteleri öylesine kulak okşayıcı ve güzel ki, daha önce neden başkaları tarafından yorumlanmadığına şaşmamak elde değil. Güzel beste, güzel düzenleme, güzel icra. Başından sonuna dinleme tatmini veren, muhteşem sololar içeren ve bana kalırsa, yılın en iyileri listesine girecek denli başarılı bir albüm. SPOTIFY.
QOW Trio – The Hold Up (Ubuntu Music)
İngiliz cazının kıdemli müzisyenlerinden davulcu Spike Wells‘in öncülüğünde kurulan ve adlarını Dewey Redman’ın bir bestesinden alan QOW Trio, ilkinden üç yıl sonra ikinci albümünü yayınladı. Ekipde değişiklik yok, Eddie Myer basta ve Riley Stone-Lonergan saksofonda. Albümde, sekiz standartın yanı sıra Lonergan’ın dört bestesi var. QOW Trio, dinleyicisinde iyi caza özgü bir zamansızlık hissi yaratıyor. Her üç müzisyen de özgüvenle ve yetkinliğin sağladığı türden bir ketumiyetle çalıyor, kişiliklerini müziklerine ustalıkla yansıtıyorlar; müzikleri keskin dönüşlerle ilerliyor ve zamanda esnekçe salınıyor. Wells ve Myer neyse de, Lonergan’ın bu genç yaşında böylesine ustaca çalışı takdire şayan. Belli ki caz dünyası, büyük saksofoncuları çok iyi etüd etmiş, etkilenme aşamasını çoktan geride bırakmış ve esin kaynaklarını müziğinde gururla taşıyan genç bir aslanla karşı karşıya. Yılın en iyileri listesine girmeye aday bir albüm. SPOTIFY.
Roberto Gatto – Time and Life: The Music of Tony Williams (Parco della Musica Records)
Casa Del Jazz festivaline de ev sahipliği yapan İtalya’nın ünlü performans mekanı Fondazione Musica per Roma’nın siparişi üzerine hazırladığı yeni projesinin kaydında Roberto Gatto, tüm zamanların en önemli davulcularından birisini anıyor ve Tony Williams ismini yüceltiyor. Williams, henüz reşit bile değilken ailesinin izniyle Miles Davis’in efsanevi beşlisine katılmış, caz tarihinin ikonik albümlerinde çalmış, özgün ve üstün tekniğiyle sonraki kuşakları derinden etkilemiş bir müzisyen. Kendisi de iyi bir davulcu ve lider olan Gatto, klavyeli çalgılarda Alfonso Santimone, gitarda Umberto Fiorentino, saksofonda Marcello Alulli ve elektrik basta Pierpaolo Ranieri olmak üzere müthiş uyumlu çalan ekibiyle Williams’ın bestelerini yorumluyor. Time and Life, elektronikten de beslenen, yer yer caz rock tadı bırakan çağdaş bir caz albümü. SPOTIFY.
Steve Grossman – Love Is the Thing (Red Records)
Mücevher sandığını deşmeye devam eden Red Records, yüksek çözünürlüklü arşiv baskılarına saksofoncu Steve Grossman’ın Love is the Thing albümünü ekledi. Grossman zirvede başlayanlardan; henüz on dokuzunda iken Juliard’dan ayrılıp Wayne Shorter’ın yerini doldurmak üzere Miles Davis grubuna katılmış. Davis müziğinin rock alemiyle yakın temasını sağlayan efsanevi Fillmore konserlerinde çalmış, A Tribute to Jack Johnson (1970) ve Live-Evil (1970) albümlerinde yer aldıktan sonra ayrılıp Elvin Jones’una geçmiş. Some Shapes to Come (1974) ile solo kariyerine başlayan ve bir süre daha fusion aleminde gezinen Grossman 80’lerin başında Avrupa’ya yerleşmiş. Böylesine şaşaalı başlangıca ve solo kariyerinde yayınladığı birbirinden nitelikli albüme rağmen, uyuşturucu alışkanlığının getirdiği güvenilmez yaşam biçimi ve (onu yakından tanıyanların ifadesiyle) huysuz karakteri nedeniyle, müziği hak ettiği ilgiyi hiç bir zaman görememiş. Basta David Williams ve davulda Billy Higgins‘in yer aldığı müthiş Cedar Walton üçlüsünden ilham alan Grossman, Coltrane ve Rollins’den eşit derecede esinlenen ancak her ikisine de benzemeyen, nefes kesici, otoriter stiliyle muhteşem çalıyor, baladlarla dinleyicisini mest ediyor. Love is the Thing, muhteşem bir saksofoncudan mükemmel bir straight ahead caz albümü. SPOTIFY.
Tony Jones and Jessica Jones – Hearing Into the Future (Reva Records)
Başkalarının gruplarında ya da Jessica Jones Quartet’te yan yana çalmışlarsa da, Hearing Into the Future, karı koca Jones’ların düet kaydettikleri ilk albümleri. Her ikisinin ana enstrumanları tenor saksofonla düet çaldıkları Bird’s Word hariç, Jessica Jones piyano ile Tony Jones‘a eşlik ediyor. Tony albüme adını veren de dahil iki parçada solo çalıyor. Biri hariç repertuvar doğaçlamalardan ve sanatçıların kendi bestelerinden oluşuyorsa da tanıdıklık hissi albüm boyunca kendini sık hatırlatıyor. Birlikte çalmayı seven iki arkadaşın kusursuz işçilikle ve istisnai adanmışlıkla icra ettiği samimi bir sohbet.
Ulysses Owens Jr. and Generation Y – A New Beat (Cellar Live)
Yakın dönemin vizyoner müzisyenlerinden Ulysses Owens Jr. sadece davulculuğuyla değil, liderliğiyle de geleneği devam ettiriyor. Bir yandan Juliard’da genç yeteneklere formal eğitim veriyor, öte yandan içlerinden seçtikleriyle oluşturduğu grubu Generation Y ile zanaatın inceliklerini sahnede öğrenmelerine aracı oluyor. Bu tek taraflı bir usta-çırak ilişkisi olmanın ötesinde; Owens da, gençlerin gelişmeye ve öğrenmeye açıklığından besleniyor, bir çok anda birlikte öğreniyorlar. A New Beat, konserlerle geçen dört yılın ardından grubun ilk albümü. Parçadan parçaya farklı müzisyenlerin yer aldığı Generation Y, (Cannonball Adderley, Roy Hargrove, Jackie McLean, George Cables, Ray Bryant ve Louis Armstrong olmak üzere) büyük ustaların klasikleşmiş parçalarının yanı sıra üyelerinin bestelerini, takdire şayan bir adanmışlık ve coşku ile yorumluyor. A New Beat, alelade bir geleneksel caz albümü değil. Geleneğe ve mirasa saygısını, onu taptaze bir yaklaşımla yorumlayarak gösteren, gençliğin enerjisini duyumsayabileceğiniz yaşam dolu bir albüm. Cazın geleceği emin ellerde. SPOTIFY.
Youn Sun Nah – Elles (Warner Music International)
Brian Blade ile ortak grubu Fellowship’den tanıdığımız Jon Cowherd ile düet kaydedilmiş yeni albümü Elles, Youn Sun Nah‘ın hayranlık duyduğu kadın şarkıcıların imza şarkılarını içeriyor. Cowherd’ün elektrikli ve akustik piyano çaldığı albüm, öncekilerin aksine, vokalistin dinleyiciyi afallatan akrobatik söyleyişi üzerine kurgulanmamış; tabii ki Nah, bazı parçalarda müthiş şan tekniğini kullanmaktan geri durmamış, ancak öyküyü, daha ziyade sözlerin aktarmasına izin verilmiş. Açılıştaki Feeling Good (Nina Simone), Lorez Alexandria ve Carmen McRae’nin meşhur ettiği Baltimore Oriole, Nah’ın gospel kökünü yansıttığı Sometimes I Feel Like a Motherless Child ya da bir müzik kutusu eşliğinde söylediği Killing Me Softly with His Song (Roberta Flack) bu yaklaşımın ve Youn Sun Nah vokalinin çok yakıştığı yorumlar. Grace Jones tarafından I’ve Seen That Face Before olarak başkalaştırılan Libertango düzenlemesini kaynak alan Nah yorumu ise, bana kalırsa, bu büyülü Astor Piazzolla klasiğine getirilmiş en güzeller arasında yerini almaya aday. My Funny Valentine ya da White Rabbit (Grace Slick) yorumlarında aynı beceriyi gösteremiyor olsa da Elles albümünün, sanatçının hayranlarını hüsrana uğratmayacağını söyleyebilirim. SPOTIFY.
2023 Ekim Caz Rehberi
2023 Kasım Caz Rehberi
2023 Aralık Caz Rehberi