Johnny Griffin – Live in Valencia 92
Danimarka menşeili köklü plak şirketi Storyville Records, bir süredir İspanyol prodüktör Jordi Suñol ile işbirliği içinde, caz efsanelerinin canlı kayıtlarını yayınlıyor. Serinin üçüncü albümü, Live in Valencia 92, cazın küçük devi Johnny Griffin ve dörtlüsünün, İspanya’nın Valencia şehrinde verdiği konserin kaydı.
Bu seriden çıkan ilk albüm, kariyerini Bird’ün müziğini ve bebop stilinin meşalesini taşımaya adamış alto saksofoncu Phil Woods’un kendi grubu ve Zürich Oda Orkestrası eşliğinde 2005’de İsviçre’nin Zürih şehrinde coşkulu bir kalabalık önünde verdiği konserin kaydıydı. Woods’un, saksofonun (ve cazın ve hatta geçtiğimiz yüzyılın müziğinin) en büyük devrimcisi Charlie Parker’ın yaylılarla yaptığı klasik kaydın repertuvarını ve ilaveten kendi seçtiği caz standartlarını yorumladığı Bird with Strings… and More, yılın en önemli tarihsel caz albümlerinden biri olarak anılmayı hak edecek güzellikteydi.
Seriden daha sonra Mulgrew Miller’in 2004’de Barselona’da verdiği solo konserin kaydı yayınlanmıştı. 2023’ün tarihsel caz albümleri listesinde “yakın zamanların piyano dehasından bir başyapıt, ıssız adaya yanımda götüreceklerimden biri” şeklinde tariflediğim Solo in Barselona, hem Burak Sülünbaz‘ın hem de Turgay Kantürk‘ün Best of 2023 listelerine girmiş, ayrıca Sülünbaz albüm hakkında detaylı bir değerlendirme yazısı kaleme almış ve albüm için “doğaçlamanın mükemmeliyeti” ve “monolitik bir kusursuzluk evreni” tanımlamalarını sarf etmişti.
■
Johnny Griffin 1928 Chicago doğumlu. Daha önceleri Nat King Cole, Dinah Washington, Von Freeman, Gene Ammons gibi devleri yetiştiren ünlü DuSable lisesinde okumuş, orkestrasında çalmış.
Mezun olur olmaz katıldığı Lionel Hampton orkestrası çalışına disiplin katmış; Dizzy Gillespie ve Charlie Parker’ın öncülüğünü yaptığı bebop’ın armonik/melodik özgürlüğü ve Johnny Hodges, Ben Webster gibi swing ustalarının billurlaştırdığı kontrollü duygusallık, Griffin’in özgün üslubunu oluşturmasında önemli olmuş. Elmo Hope, Bud Powell ve Thelonious Monk gibi öncü piyanistlerle arkadaşlıklarından öğrendikleriyle ‘lisanüstü eğitimi’ni tamamlamış.
New York’a yerleştikten sonra Blue Note Records ile anlaşıp solo kariyerine adım atmış, başrolü Hank Mobley ve John Coltrane ile paylaştığı, caz tarihinin en ikonik albümlerinden A Blowin’ Session‘ı yayınlamış. Thelonious Monk‘un grubunda geçirdiği verimli dönemin ardından, tenor saksofonun en tutkulu seslerinden Eddie Lockjaw Davis ile beraber kurdukları grupla, dönemin meşhur tenor meydan muharebelerini sergilemişler.
Ufak tefek bir insandan onun sergilediği gibi görkemli bir ses çıkmasına şaşıranlar Griffin’e, “Little Giant” (Küçük Dev) lakabını vermişler. Notaları sıradışı bir hızla arka arkaya sıralama yeteneği ona “The World’s fastest saxophonist” (dünyanın en hızlı saksofoncusu) ve “The Fastest Gun in the West” (batının en hızlı silahşörü) methiyelerini kazandırmış. Çalışının sadece teknikten ya da akrobasiden ibaret olduğunu düşünmeyin, Johnny Griffin, ilk bir kaç notasından itibaren fark edilen kendine has sesi, duyguları aktarmaktaki üstün becerisi ve akıcı doğaçlamalarıyla kuşağının en yetkin müzisyenlerinden biri olarak anılıyor.
Griffin 1963’te Amerika Birleşik Devletleri’nden ayrılarak Paris’e yerleşmiş ve sonrasında, çoğunlukla Avrupa menşeili plak şirketleri için, bazen davulcu Kenny Clarke gibi diğer Amerikalı gurbetçilerle, bazen de Avrupalı ritim gruplarıyla kayıtlar yapmış. 1973’te Hollanda’nın Bergambacht kentine ve sonra da ikinci eşi Miriam ile birlikte 1980’de Côte d’Azur’a, ardından 1984’te Fransa’nın orta batısında Poitiers yakınlarındaki Availles-Limouzine köyüne taşınmış.
Her yılın Nisan’ında ailesini ziyaret etmek ve doğum günü haftasında Jazz Showcase’de çalmak için Chicago’ya ve hemen ardından Village Vanguard’da sahne almak için New York’a yaptığı seyahatler hariç yaşamının yaklaşık son 45 yılını Avrupa’da geçirdikten sonra, 2008’de 80 yaşında köyündeki evinde hayata gözlerini yummuş.
■
Valencia konserinde Griffin’e, Fransız piyanist Herve Sellin, basçı Reggie Johnson ve davulcu Doug Sides‘dan oluşan bir üçlü eşlik ediyor. Her ikisi de ABD’de doğmuş ve yetişmiş Johnson ve Sides da lider gibi gurbetçi. Hatta Sides Amerika’da yaşadığı dönemde Griffin’in Grab This! (1962) albümünde yer almış.
Belli ki konser salonunun çok iyi bir akustiği var, kayıt mükemmel denilecek düzeyde detaylı ve sahici sunuma sahip. Bebop dilini ve jam session geleneğini hazmetmiş, repertuvara aşina müzisyenlerden oluşan üçlü işini ciddiyetle yapıyor, Griffin’in heybetli karizmasını öne çıkaracak şekilde destekliyor, müziğin derli toplu şekilde akmasını sağlıyor. İcralar, grubun tüm üyelerin kendi fikirlerini ortaya koymasına olanak tanıyacak şekilde uzun tutuluyor.
Repertuvar, Griffin’in blues formundaki imza parçası The Cat ve bebop müzisyenlerinin çok sevdiği standart, Just Friends haricinde, cazın iki büyük ustasının klasiklerinden oluşuyor. Monk’s Dream‘de, liderin ardından Sellin ve Johnson enfes sololarını sergiliyorlar, hızlı tempoda yorumlanan Rhythm-a-ning, cazseverlerin ondan duymaya alışık oldukları türden nefes kesici bir Johnny Griffin solosuna sahne oluyor.
Sophisticated Lady, Griffin’in balad ustalığını ve bitimsiz gibi gözüken fikir zenginliğini sergilemesine aracı oluyor. Blue Monk, Griffin’in frapan figürlerle çaldığı solonun ardından Sellin’in ve Johnson’ın soloları ile bir başka Duke Ellington mücevherine bağlanıyor, Things Ain’t What They Used To Be konseri kapatıyor.
■
Caz sanatının en önemli ustalarından, tenor saksofonun büyük stilistlerinden Johnny Griffin’in oldukça formda olduğu ve zinde çaldığı bir konserin kaydı olarak Live in Valencia 92, klasiklerden oluşan cazip repertuvarı, mükemmel ses sunumu, hangi tempoda olursa olsun zahmetsizce akan icraları ve güzel soloları ile bebop meraklılarını olduğu gibi caz dinlemeye yeni başlayacakları da mutlu edecek bir albüm.
Umarım Storyville Records, Jordi Suñol arşivini deşmeye ve başka türlü dinleyicisiyle buluşamayacak konserleri yayınlamaya devam eder.
Meraklısına Notlar: