Akbank Caz Festivali

Saint Petersburg Jazz Festival 2024 Günlüğü

Dünya edebiyatının en büyük yazarlarından biri olan Dostoyevski’nin genç yaşta yazdığı Beyaz Geceler, öykünün hayalperest anlatıcısının Petersburg’un “beyaz geceler”inde sokaklarda dolaştığı zamanlarda başlar. Edebiyat dünyasının başyapıtlarından biri olan Beyaz Geceler, aydınlık gecelerin yaşamı aydınlattığı Rusya’nın kültür başkenti Saint Petersburg şehrinde benim gibi ilk defa bulunan bir müziksever için hem kültürel hem de müzikal açıdan bir hazine sandığının kapağını yavaşça aralamak gibidir. İçeride açılan her bir katmanında farklı deneyimler saklı bir yolculuk beni bekliyor.

Efendim sebeb-i ziyaretimiz Saint Petersburg Jazz Festival. Öncelikle kısaca Saint Petersburg Jazz Festivali 2024 hakkında genel birkaç bilgi paylaşayım. Meydana getirilmesinde Igor Butman Vakfı’nın değerli katkılar sağladığı, Gazprombank’ın ise genel sponsor olarak yer aldığı festival, bu yıl ilk defa sanatseverlerle buluştu. Festival ekibi Rusya’nın pek çok bölgesinde festivaller organize eden, uluslararası sanat alanında çok iyi bağlantılara sahip ve özellikle Moskova Caz Festivali dolayısıyla kültür-sanat ve organizasyon anlamında değerli tecrübeler edinmiş bir ekip. Çözüm odaklı iş üretme disiplinlerini festivalin eksiksiz organizasyonu içerisinde tüm detaylarıyla gözlemleme şansı buldum.

Merak edenler için festivalin web sitesini BURAYA bırakıyorum.

Yusupov Garden / The Tauride Garden

Saint Petersburg Caz Festivali konserleri, 22 – 28 Temmuz arasındaki hafta boyunca şehrin en büyük dört ilçesini birleştiren 6 şehir mekanında gerçekleşti. Festival kapsamında 500’ün üzerinde sanatçı yer aldı. Ayrıca yine Saint Petersburg Caz Festivali kapsamında açık hava ve filarmoni konserlerinin yanı sıra kapsamlı bir eğitim ve kulüp programları da programda yerlerini aldı.

St. Petersburg Academic Philharmonic’de gerçekleştirilen çok özel açılış ve unutulmaz kapanış konserleri dışında kalan diğer konserler Arts Square, Sevkabel Port, The Tauride Garden, Long Lake Park, Yusupov Garden, The Hat Bar, Etobar, Igor Butman Jazz Club ve Philharmonic of Jazz Music Small Hall mekanlarında gerçekleştirildi.

Petersburg’un pek çok yerinde cazın hayatın hemen hemen her anına sirayet ettiğini gözlemledim. Nevsky’de Puşkin’in son kahvesini içtiği Literary Cafe’de Kenny Burrell çalıyordu, Tikhvin Mezarlığı’nda Dostayevski, Tchikovsky, Borodin ve Korsakov‘un mezarlarını ziyaret etmek için kullandığım taksideki şöfor Sara Lazarus, This Can’t Be Love dinliyordu. Şehrin ücra köşelerinden denk gelen bir semtte, arka sokaklardan birinde bir arkadaş ziyareti için gittiğimiz evde Sadao Vatanabe, Stan Getz, Bill Evans ve daha pek çok ismin bootleg Sovyet baskı plaklarıyla karşılaştım. St. Petesburg, caz kokan bir Avrupa şehri. Yeri gelmişken şehirde yaşayanlardan duyduğuma göre bu şehir Rusya’nın yüzü Avrupa’ya en çok dönük şehri olarak anılıyormuş. Saint Isaac Katedrali,Voskresenia Khristova Katedrali, Kazan Katedrali ve The Hermitage Müzesi’ne kadar yüzlerce monument yapı Petersburg’a değer katıyor. Mücevher gibi göz kamaştıran mimari güzelliği, eşsiz kent meydanları, dünyanın en önde gelen müzelerinin de içinde bulunduğu sayısız etkileyici yapısı ile Avrupanın popüler turistik merkezleri Amsterdam, Kopenhag ya da Venedik gibi şehirleriyle emsal ama hem çok daha güvenli ve çok daha ucuz bir şehir Saint Petersburg.

Tüm güzelliğine rağmen St. Petersburg, turistik bir şehir hissiyatı vermiyor. Şehirde İngilizce yönlendirmelere ya da Avrupalı, Amerikalı turistlere fazla rastlamıyorsunuz. Sebebini tam anlayamadım. Petersburg’un güvensiz olduğunu düşünüyorlar belki. Açıkça görülüyor ki Saint Petersburg, kendi kendine yetebilen, Rus vatandaşlarının da kendi kültürlerini, şehirlerini keşfetmek konusunda çok istekli olduğu bir şehir.

Şehirde kaldığım süre boyunca gerek taksi, gerek toplu taşım imkanları bakımından oldukça rahat ettiğimi belirtmek isterim. Yandex taksi uygulaması ile hızlı ve güvenli bir şekilde taksi çağırabilirsiniz. Şehrin hemen hemen her köşesine taksi veya toplu taşım ile ulaşabildim ve hatta bazı konser akşamları kısa setler olmak kaydıyla 2 veya 3 konser dahi izleme şansım bile oldu. Tabi bunu yapabilmeniz ve şehri daha iyi tanıyabilmeniz için yanınızda şehri bilen bir rehber veya yardımcınız olması işinizi oldukça kolaylaştıracaktır. Tüm yolculuğum boyunca bana eşlik eden arkadaşım Vladislav, benim şehrin tüm saklı kültürel değerleri hakkında bilgi sahibi olmamı sağladı. Bana alternatif şehir rotaları hazırladı, dolu dolu geçen St. Petersburg seyahatimde güvenilir pusulam oldu.

Peki bu festival neden Saint Petersburg’da? Naçizane görüşüme göre bunun bazı sebepleri var. Dünyanın tek Caz Filarmoni Orkestrası 2017’den beri St. Petersburg’da faaliyet gösteriyor. Dünyanın en büyük caz konferanslarından biri olan Sınır Ötesi Caz Forumu Festivali yine bu şehirde düzenleniyor. Bununla birlikte 2018 yılında St. Petersburg, Rusya’nın bu müzik türünün gelişimine olağanüstü katkısı nedeniyle UNESCO tarafından dünyanın en büyük caz etkinliği Uluslararası Caz Günü kutlamalarının başkenti olarak da seçildi.

Bu şehirde önceleri farklı içeriklerde pek çoğu uzun soluklu olamayan caz festivalleri yapılmış ama bu denli geniş bir seçkiye sahip, kapsamlı ve doyurucu bir festival ilk defa St. Petersburg sokaklarında ve meydanlarında boy göstermiş oldu. Seyircinin ilgisine baktığımda bu festivalin önümüzdeki senelerde de mutlaka devam etmesi gerektiğini gözlemleyebiliyorum.

St. Petersburg Caz Festivali, Rus caz dinleyicilerine karşı çok dürüst bir festival. Rusya’da yaşayan caz severlerin ya da genel bir ifadeyle şehirdeki müzikseverlerin çoğunlukla alışılageldik standartlardan temel alan ana akım diyebileceğimiz bir caz kültürüne aşina olduğunu ve bu müziği dinlemekten keyif aldığını çok iyi çözümlemiş ve dinleyicisine tam olarak onların istediği kalitede bir caz şöleni yaşatıyor. Festivalin programlamasında, sunumunda tam bir mütevazilik hakim. Abartılı mekanlarda, gösterişli meydanlarda hava atmak değil herkesin en rahat kıyafetleriyle gelip caz müziklerle dans edebileceği sıcaklık sağlanmış yani cazca eğlenerek de meydanların doldurulabileceği görülüyor. Amaç bilet satışlarını patlamak değil iyi bir caz festivali yapabilmek.

Çeşitlilik yaratmak ve dinleyiciye iyi müzik dinletmek dışında hiç bir gösteriş kaygıları yok. Konser fiyatları mümkün olabildiğince uygun tutulmuş (çoğu konser 1000 ruble bandında yani yaklaşık 370TL), bir kısmı da tamamen ücretsiz.

Dünyanın geri kalanı ile farklı sebeplerle koptuğu ya da koparıldığı için festivale katılan müzisyenlerin büyük çoğunluğu Rusça konuşan, kültürü bilen müzisyenlerden oluşuyordu. Rus müzik severlerin gençlik yıllarına yolculuk ettiren rock yıldızı Evgeny Margulis, Rusya’nın en tanınmış opera sanatçısı Ildar Abdrazakov ve Rusya’nın popüler müzik divası Larisa Dolina festivalin en parlak yıldızlarıydı.

Ildar Abdrazakov / Larisa Dolina / Evgeny Margulis

Festivalde sahne alan müzisyenler arasında yalnızca dünyanın en iyi caz piyanistlerinden Gonzalo Rubalcaba ve Türkiye’de icra edilen caz müziğe sonsuz katkılar sunmaya devam eden Akra Hotels’in destekleriyle önce Igor Butman Jazz Club sonra da Yusupov’da sahne alan Cenk Erdoğan ve Türk cazı milli takımı Akra Caz Band   dışında tüm müzisyenler Rusya ve çevre ülkelerden müzisyenlerdi. Oldukça ilgi gören bu iki konser Türkiye-Rusya dostluğunun hesabına artı bir puan olarak yazıldı.

Cenk Erdoğan & Akra Jazz Band

Yuri Bashmet and the Moscow Soloists, Igor Butman and the Moscow Jazz Orchestra

St. Petersburg Caz Festivali maratonum 22 Temmuz akşamı muhteşem St. Petersburg Academic Philharmonic Konser Salonunda gerçekleşen Yuri Bashmet and the Moscow Soloists, Igor Butman and the Moscow Jazz Orchestra konseri ile başladı. Times gazetesinin, “kuşkusuz dünyanın yaşayan en büyük müzisyenlerinden biri” olarak tanımladığı Yuri Bashmet, virtüözitesi, güçlü kişiliği ve yüksek zekâsı sayesinde viyolayı müzik dünyasında ön plana çıkaran bir sanatçı. Bashmet ayrıca İngiliz rock müziği hayranı ve Rus televizyonunda politik tartışma programlarıyla da tanınıyor. Bashmet’in yönetimindeki yaylı orkestra Igor Butman’ın yönetimindeki Moskova Caz Orkestrası ile müzikal bir düello gerçekleştirdi. Muazzam solo partisyonları içeren parçaların arasındaki kahkaha tufanı kopartan espiriler konserden unutulmaz anlar yaşamamızı sağladı.

St. Petersburg Academic Philharmonic Concert Hall

Igor Butman işini çok iyi yapan bir vatansever

Burada Igor Butman’a bir parantez açayım. Butman, Rus müzikseverler için tam bir halk kahramanı. Tarifi mümkün olamayacak kadar çok seviliyor, her konserinde dakikalarca ayakta alkışlanıyor. Dünya caz sahnesinde kendine sarsılmaz bir yer edinmiş olmasına rağmen caz mesajcılığı misyonunu kendi vatanında yerine getirmeyi tercih ediyor. Dudak uçuklatan virtüözitesi, etkileyici aranjmanları ve usta orkestra şefliğinin yanında insani olarak oldukça babacan, mütevazi ve birlikte çalıştığı müzisyenler, ekip arkadaşları ve basın mensupları tarafından büyük saygı ve sevgi gören bir caz efsanesi. Kiminle sohbet ederse etsin yüzünden eksik etmediği gülümsemesi ve karşısındaki son derece saygıyla dinlemesi onun insancıl yönünün göstergesi.

Hem kendi sahnesindeyken hem de sahne arkadaşlarını sahnede dinlerken müziği çok sevdiğini hemen gözlemliyorsunuz. Butman’ı sahnede, görevi başında izlerken, Atatürk’ün “Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır” sözü aklıma geliveriyor. Butman, vatanını çok seviyor ve müziği ile kendi vatandaşlarına hem güzel bir festival hem de gözlerden okunan bir mutluluk armağan ediyor. Türkiye’den yaklaşık 2000 kilometre uzakta geldiğim Rusya’da görevini seve seve yapan ve bir halk kahramanı gibi sevilen Igor Butman’ı gözlemlediğimde bu evrensel nitelikte sözün anlamını daha da iyi anlıyorum.

Igor Butman

Konserin hemen ardından Belinsky restaurantlar sokağında yer alan bir caz bar olan The Hat’i ziyaret ettim. Güzel doğaçlamalar dinleyebileceğiniz ufak bir caz kulüp. Moskova, Berlin gibi şehirlerde de şubeleri olan 3 ortaklı bir caz kulüp işletmesi. Tamamı gençlerden oluşan bir seyirci kitlesi gencecik caz müzisyenlerini dinliyordu. İtiraf etmeliyim ki izlediğim en keyifli jam sessionlardan biriydi. Ziyaret etmek isterseniz Trip Advisor linkini BURAYA bırakıyorum.

Jazzirama / Anya Chipovskaya and the Oleg Lundstrom State Chamber Orchestra of Jazz Music / Evgeny Margulis

23 Temmuz akşamı Fontanka River’da yer alan Yusupov Garden konser alanındaydım. Festival için bu açık hava parkını göl kenarının gerisine uzanan geniş bir  konser alanına çevirmişler. Alanın girişinde kurulan merchandise alanları, konser alanına devam eden sağlı sollu yollarda barbekü ve yiyecek, içecek satış alanları ortada çimlerin üzerinde armut koltuklarda, açılır kapanır şezlonglarda uzanan müzikseverler sahneyi izleyebiliyorlar. İlk olarak Özbekistan’dan gelen fusion jazz ve folk grubu Jazzirama’nın nefis performansıyla başlıyor gece. Özbek müzisyenlerden folklorik motiflerle süslü algı açan bir caz yorumu. Ardından oyuncu ve vokalist Anya Chipovskaya’nın Guinness Rekorlar Kitabında da yer alan en uzun devam eden müzik topluluklarından biri olan The Oleg Lundstrom State Chamber Orchestra of Jazz Music eşliğindeki konseri ile devam etti. Gecenin finalinde ise Rusya’nın tecrübeli Rock yıldızlarından Evgeny Margulis ile müzikal bir zaman yolculuğu yaptık.

Anya Chipovskaya

 


 

Akra Jazz Band & Cenk Erdoğan

Cenk Erdoğan & Akra Jazz Band / Ildar Abdrazakov, Igor Butman and the Moscow Jazz Orchestra

24 Temmuz akşamı festivalin en değerli akşamlarından biriydi. Griboyedov kanalı kıyısında yer alan Avrupa’nın en prestijli caz kulüplerinden biri olan Igor Butman Jazz Club, gitarist Cenk Erdoğan’ın öncülüğünü yaptığı Ekin Cengizkan, Ozan Çelikel, Baran Say, Engin Recepoğulları ve Barış Doğukan Yazıcı’dan oluşan Akra Jazz Band’i sahnesinde ağırladı. Türk cazının yurtdışında tanıtılması için desteklerini sürdüren Akra Hotels’in katkılarıyla gerçekleşen gecede, Türk cazının en özgün müzisyenlerinden Cenk Erdoğan’ın kendi bestelerinin yanı sıra caz standartları ve Türk müziğinin önemli bestecilerinin eserlerinin caz aranjmanları ile coşku dozu oldukça yüksek, yoğun beğeni toplayan bir gece yaşandı. Türk müziğinden motiflerin yurt dışında da beğeni ile dinlenmesi beni mutlu etti. Kulübün tavan yapısı duyumu değiştirebilecek karakterdeydi, sanatçıların sahnedeki duyumları nasıldır bilemiyorum ama dinleyici kısmında berrak bir sound vardı. Gecenin devamında bu sefer yine Yusupov Garden’da festivalin ihtişamlı konserlerinden birinde Ildar Abdrazakov ile Igor Butman yönetimindeki Moskova Caz Orkestrası uzun süre alkış aldı.

Zelimkhan Zarmaev / Elena Moiseenko / Kadir Dursun

Alina Engibaryan Quintet / Juan Horlendis / Valeriy Stepanov Fusion Project

25 Temmuz akşamı Alina Engibaryan ve ekibi Puşkin heykelinin de yer aldığı Arts Square meydanında halka açık konserde müzikseverlerle buluştu. Konserin ilk bölümünü izledikten sonra diğer konserleri yakalayabilmek için The Tauride Garden’a geçtim. Sahnede Kübalı basçı Juan Horlendis Afro-Cuban ritimlerle ücretsiz etkinlikte açık hava alanını dolduran Rus müzikseverleri dans ettirdi. Ardından sahne alan Valeriy Stepanov Fusion Project, bu sefer 70’lerden itibaren yükselişe geçen ve şuan halen Herbie Hancock’ın zaman zaman icra ettiği müzik diline çok yakın, bol doğaçlamalı, virtüözitenin tavan yaptığı bir performans ile seyirci karşısındaydı. Geceyi yine Yusupov Garden’da bu sefer Larisa Dolina ve Oleg Akuratov’u dinleyerek tamamladım. Bu noktada Rus cazının parlayan yıldızı, yetenek abidesi Oleg Akuratov’un isminin altını çizerek size takdim etmek isterim. Bu ismi not alın lütfen, çünkü bu isim ile gelecek yıllarda çok sık karşılaşacaksınız.

Alina Engibaryan Quintet at Arts Square with the statue of Pushkin

Juan Horlendis @ The Tauride Garden

Svetlana Zhavoronkova & Secret Atelier

26 Temmuz akşamı, bu sefer festival programı dışında bir müzikal etkinliğe katıldım. Petersburg’un ana nehir hattı Neva Nehri üzerine yolculuk eden bir caz teknesi bana St Petersburg’un en güzel hattını birinci sınıf bir caz orkestrası ile keşfetme şansı verdi. Sahnede öğrendiğim kadarıyla St Petersburg’un en çalışkan gitaristlerinden biri olan Gasan Bagirov ve orkestrası vardı. Bagirov ve yoldaşları, caz standartlarından oluşturdukları repertuvar ile keyif dozu yüksek bir yolculuğun mimarı oldular. Yolculuk sonrası bu sefer Sevkabel Port’da Svetlana Zhavoronkova & Secret Atelier konserindeydim. Neva Nehrinin kıyısında, merkezden uzak ve daha çok gençlerin eğlence için tercih etti endüstriyel binaların çevrelediği Sevkabel Port bölgesi için seçilen konser mekan ve müzik açısından bakıldığında tam anlamıyla muhteşemdi. Sound bütünüyle inanılmazdı ve müziğin akılda kalıcılığı şaşırtıcı derecede güzeldi.

Svetlana Zhavoronkova & Secret Atelier

Gonzalo Rubalcaba

27 Temmuz akşamı festivalin önemli akşamlarından biriydi. Dünyanın en iyi piyanistleri arasında gösterilen Grammy ödülü sahibi Afro-Cuban cazının en parlak yıldızı Gonzalo Rubalcaba, 2023 çıkışlı Borrowed Roses albümünden parçalarından oluşturduğu repertuvarı ile solo piyano başındaydı. Rubalcaba, lirikal icrası ve eşine az rastlanır doğaçlama becerisiyle doğaçlama piyano sanatının doruk noktasındaydı. Konser sonrası Igor Butman Jazz Club’a da uğrayan Rubalcaba, kulüpte sahne alan müzisyenleri kırmayarak kısa bir jam session performansı gerçekleştirdi. Konser sonrası bir caz kulüpte jam session’a katılıp kısa bir süre sahnede ter atmak caz geleneğinin özünde olan bir ritüeldir.

Gonzalo Rubalcaba


David Goloshchekin Sextet /  Igor Butman and the Moscow Jazz Orchestra with Hibla Gerzmava

Festivalin final akşamı festivalin güzelliğine yakışır bir konserde son buldu. St. Petersburg Academic Philharmonic’de Rus cazınının anıtsal ismi David Goloshchekin’in kemanı ile büyülediği konser ile başlayan gece, festivalin yaratıcısı olan Igor Butman ve Moskova Caz Orkestrası konseriyle son buldu. Orkestraya muazzam sesiyle opera sanatçısı Hibla Gerzmava eşlik etti.

Igor Butman and the Moscow Jazz Orchestra with Hibla Gerzmava

Konser sonrası Igor Butman Jazz Club’ta Butman’ın ev sahipliğinde gerçekleşen kapanış etkinliğinde ise Moskova Jazz Orkestrası üyeleri, Sanjar Nakifov, Hibla Gerzmova, Vera Landar, Vladimir Volkov, Andrei Kondakov ve daha pek çok müzisyenin katıldığı saatler süren caz doğaçlama performansları sahnelendi. Festivalin başarısı, festivalde sahne alan müzisyen dostlar arasında kutlandı.

Andrei Kondakov / Vladimir Volkov

St.Petersburg’da caz, tarih, kent yaşamı ve sosyal hayat tecrübeleri ile dolu dolu geçen bir haftanın ardından içerik bakımından en doyurucu caz festivallerinden birini deneyimleyerek Türkiye’ye döndüm.

Tüm kültür-sanat meraklılarına muhtemelen hayatlarını değiştirecek bu yaşam deneyimi için St. Petersburg’a seyahat etmelerini öneriyorum.

Rusya’nın caz elçisi yazısı BURADA

English version is HERE

 

Burak Sülünbaz

Co-Founder, Jazz Writer // Kurucu Ortak, Caz Yazarı

Burak Sülünbaz 'in 218 yazısı var ve artmaya devam ediyor.. Burak Sülünbaz ait tüm yazıları gör

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir