Chris Speed Trio – Despite Obstacles (2023 Intakt)
Son olarak geçen yılın Kasım ayında CSO Ada Ankara’da, The Bad Plus konserinde izlediğimiz, New York’un yaratıcı müzik güruhunun önemli şahsiyeti, saksofoncu ve klarinetçi Chris Speed‘in, basta Christopher Tordini ve davulda Dave King‘den oluşan üçlüsüyle kaydettiği Despite Obstacles, Zürih merkezli Intakt Music etiketiyle yayınlandı.
George Schuller’in Orange Then Blue, Tim Berne’nin Bloodcount, Myra Melford’un The Same River, Twice gruplarında ve konservatuvar eğitimi aldığı Boston’da iken, Kurt Rosenwinkel, Andrew D’Angelo ve Jim Black’le birlikte kurdukları Human Feel kolektifiyle, New York avangart dünyasının vazgeçilmez üyesi haline gelen Speed, o günden bugüne, takip etmenin -neredeyse- olanaksız olduğu denli çeşitli kolektifin üyesi olarak ve kendi gruplarıyla, cazın, anaakımdan ayrı bir yolda sağlıklı şekilde gelişmeye devam edebileceğini kanıtlayan isimlerden biri oldu.
Önemlilerin bir kısmını saymak gerekirse, kurucusu olduğu Endangered Blood ve Yeah No gibi gruplarla ve Jim Black’in AlasNoAxis Dörtlüsü, Dave Douglas Sextet, John Hollenbeck’in Claudia Quintet Beşlisi, The Bad Plus ile, açık zihinli caz dinleyicilerini mest eden albümler yaptığını söylemekle yetineyim.
Tüm bu saydıklarımın yanında, Chris Speed, bana kalırsa, müzikal görüsünü en dolaysız yansıttığı albümlerinin büyük kısmını Chris Speed Trio başlığı altında yaptı.
Despite Obstacles (Intakt Music), daha önce, Really OK (2014 Skirl), Platinum on Tap (2017 Intakt) ve Respect for Your Toughness (2019 Intakt) albümlerini yayınlayan Chris Speed Trio’nun dördüncü kaydı.
Aynı dönemde, Speed’in, Dave King’in Trucking Company grubunun Good Old Light (2011 Sunnyside), Adopted Highway (2013 Sunnyside) ve Surrounded by the Night (2016 Sunnyside) albümlerinde yer aldığını da eklersem, ikisinin arasındaki müzikal işbirliğinin gücü daha netleşecektir.
Her ne kadar Speed’in adını taşıyorsa da, rol dağılımı açısından, istisnaları hariç tutarsak, anaakımdaki benzerlerinden epey farklı bir tavırla çaldıklarını, herhangi bir üyenin, üçlünün müziğini tek başına sürüklemediğini rahatlıkla söyleyebilirim. Trio, serbest cazın ya da daha genel bir şemsiye ile ifade edersek doğaçlama müziğin müzikal felsefesine uygun olarak, yetkinlikleri birbirine denk müzisyenlerin eşit rollerle icra ettiği bir müzik yapıyor.
Chris Speed, benzersiz çalış üslubundan uzaklaşmıyor; güç gösterisinden özenle sakınan telaşsız konuşma şekliyle, vibratosuz ve dişi tınısıyla, neredeyse duygulardan arınmış kadar içe dönük çalıyor. King, alışılageldik melodik ve rengarenk çalışını sergiliyor. Öyle ki, davul setinin her bir parçasını farklı bir notaya karşılık olarak çalıyor. Muhtemelen yaşayan en iyi basçılardan biri olduğunun, bence artık farkında olan Tordini, ölçüyü çalmıyor, bazen King ile aynı zaman algısıyla ancak çoğunlukla her ikisinden de bağımsız ritmik patikaları üzerinde hareket ediyor.
Tuhaf bir kimyası var üçlünün. İlk dinleyişte, her biri kendi havasında, kendi yalıtılmışlığında çalıyor hissi almamak, başka saksofon üçlülerinde hızlıca deneyimlenen türden bir sonorite uyumu arayışında olmadıklarını düşünmemek mümkün değil.
Speed’in saksofonu (ve bir parçadaki klarineti) 35 dakika boyunca susmuyor; evet, susmuyor ancak King ve Tordini de susmuyor. Geleneksel anlamda kimse diğer(ler)ine eşlik etmiyor; her üçü de kendi ritmik ve melodik fikirlerini çalıyor; o anın gereklerine göre ayrı ya da tersine, diğer(ler)ine yaklaşan hatlarda ilerliyorlar. Üstelik bunu, avangart üslubun pratiğinde az görülen şekilde swing ederek yapıyorlar.
Grup içi uyumun mükemmelliğini, bireylere daha az takılıp, üç sesin bileşkesini dinlemeye başladığınızda fark ediyorsunuz. Kimse kafasına göre takılmıyor aksine çaldıklarına, aynı hedefe birlikte varmanın hazzını ve kıymetini bilenlerin yoldaşlarına gösterdiği saygı ve samimiyetle yaklaşıyorlar; karşılarına ne tür zorluklar çıkarsa çıksın, birlikte ve tek başlarına özgürlüğün keyfini yaşaya yaşaya çalıyorlar.
Klişe olacak belki, ama olsun; sesler hakkında bir yazı yazmanın gereği olarak işiteceğiniz sesi söze çevirmem gerekiyor. Despite Obstacles, dinleyicisine bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine yapılmış bir müzik sunuyor.
Ah, tabii ki herkese değil; Despite Obstacles, kalıplara bürünmüş, tariflerle uyumlu cazın tek doğru caz olduğunu düşünmeyenlere ve müziği, başka şeylerin fonu olarak dinlemeyenlere hararetle tavsiye edilir.
The Bad Plus davukcusu David Kind ile röportaj BURADA.
Chris Speed’in etkileyici diskografisi hakkında daha geniş bilgi BURADA.