33. Akbank Caz Festivali Programına 10 Özel Konser Daha Eklendi
33. Akbank Caz Festivali, caz anılarımıza yenilerini ekleyeceğimiz bir festivalle şehre dönüyor. Geçtiğimiz günlerde açıklanan programda biz caz severleri çok mutlu eden, deyim yerindeyse tahribat gücü oldukça yüksek isimler duyurulmuştu. İlk duyurulan 7 konser BURADA.
İlk 7 isimin ardından bugün açıklanan dolu dolu 10 konser keyfimizi daha perçinledi. Bu konserlerin biletlerini ise BURADAN satın alabilirsiniz. Eylül ayı içerisinde açıklanacak olan konser ve söyleşilerle caz maratonumuz daha da hızlanacak.
Organizasyonu ve içerik programlaması Pozitif iş birliğiyle gerçekleştirilen festivalde, her bir performans özenle seçilerek sanatseverlerin beğenisine sunuluyor. Görünüşe bakılırsa çeşitlilik ve muhteviyat bu sene de ilgi çekici olacak.
Sub-Rehavi
26 Eylül Salı – 20:00
Yeldeğirmeni Sanat Merkezi
Piyanoda Serhan Adem ve davulda Gökçe Gürçay’dan oluşan Sub-Rehavi, usulleri ve makamları temel alarak yeni besteler oluşturuyor. Kendi tabirleriyle yaptıkları müziğin tanımı “500 yıllık usullerle caz”. İkili usullerin geniş zamanlarında ve piyanonun makamlarında gezinerek tazeleyici bir etki çıkarıyor ortaya.
Usta işi bir duo gitar ve kontbas akşamı
Yarkın Tuncer, Cem Tuncer ve Neşet Ruacan
27 Eylül Çarşamba – 20:00
Yeldeğirmeni Sanat Merkezi
Caz kontrbasın en önemli isimlerinden Niels-Henning Ørsted Pedersen’in ekolünü sürdürmeyi kendisine ilke edinen Yarkın Tuncer; sayısız film müziği bestesinin yanı sıra prodüktör, aranjör ve stüdyo müzisyeni olarak çalışmalarını sürdüren Cem Tuncer ve caz gitarının yaşayan efsanesi, duayen müzisyen Neşet Ruacan’dan nesiller arası caz köprüsü kuracak nefis bir performans. Üçlü, 33. Akbank Caz Festivali’nde ilk defa bu geceye özel yepyeni ve tekrarı olmayacak bir konserde festivale konuk oluyor.
Ayyuka
29 Eylül Cumartesi – 22:00
Babylon
Retro çılgınlığına yakalanmadan, Türkiye psikedelik müziğini kendi sesleriyle yeniden birleştiren Ayyuka, 2001’den bu yana özgün işitsel ifade biçimleri geliştirmeyi başardı. Dick Dale, John Frusciante, Erkin Koray ve Orhan Gencebay gibilerinden ilham alarak gitar ağırlıklı bir tınıya ulaşsalar da film müzikleri ve doğaçlamaya yönelik tutkuları, parçalarda beklenmedik köşelerle karşılaşmamıza sebep oluyor. Funk, dub, arabesk ve Afrobeat gibi türlere bulanan bu yolculuğun ilk performanslarından biri 29 Eylül’de Babylon sahnesinde olacak.
Festivale bir frankofon esintisi
Gabi Hartmann
30 Eylül Cumartesi – 22:00
Babylon
Paris’te Fransız şansonları ve dünyanın dört bir yanından pop – rock müzikler çalan bir evde büyümüş Gabi Hartmann. Brezilya müziklerine duyduğu tutku, onu iki yıl yaşayacağı Rio’ya çekmiş; Londra’da etnomüzikoloji eğitimi almış. Amy Winehouse’dan yorumlarını dinleyerek keşfettiği Ella Fitzgerald, Frank Sinatra, Nat King Cole gibi efsaneler ve farklı coğrafyaların müziklerine yönelik merakı, eklektik besteciliği ve yorumculuğunu şekillendirmiş.
Fransızca, Portekizce, İngilizce ve Arapça sözlere sahip parçalarında fado geleneklerinden modern caza uzanan geniş bir alanı kat ediyor Gabi Hartmann. Paris-New York hattında, Jesse Harris prodüktörlüğünde kaydedilen ve kendi ismini taşıyan ilk albümü, 2023’ün ilk günlerinde yayımlandı. 14 parçalık koleksiyon, Hartmann’ın müzikal kimliğinin DNA’sında bulunan tüm çeşitliliği yaşatıyor. Geçtiğimiz Melody Gardot ve Jamie Cullum gibi isimlerden önce de sahne alan Gabi Hartmann, 33. Akbank Caz Festivali kapsamında 30 Eylül akşamı Babylon’da.
Wayne Shorter Anısına: Post-bop estetiğinin kurucu babası, caz tarihinin en değerli müzisyenlerinden Wayne Shorter festivale besteci olarak ışık oluyor.
Wayne Shorter Anısına
3 Ekim Salı – 19:00
Akbank Sanat
1950’lerin ortalarından başlayan müzik kariyerinde Miles Davis’in ikonik beşlisiyle çalarak ün kazanan, Weather Report ile caz dünyasında yenilikçi bir stilin kapılarını aralayan çığır açıcı bir müzik dehasıydı Wayne Shorter. 2 Mart 2023’te 89 yaşında aramızdan ayrılan efsanevi figürün anısına 33. Akbank Caz Festivali kapsamında özel bir performansa davetlisiniz. Engin Recepoğulları, Can Çankaya, Alper Yılmaz ve Ediz Hafızoğlu’dan oluşan grubun yorumuyla dinleyeceğimiz konser, Hakan Tüfekçi ve Hakan Atala sunumuyla 3 Ekim akşamı Akbank Sanat sahnesinde.
Kora, çello, akordeon ve saksafon dörtlüsü, 2+2’nin 4 değil; 1 ettiğini sihirli bir biçimde ispatlıyor
Sissoko / Segal / Parisien / Peirani “Les Egarés”
3 Ekim Salı – 20:30
Cemal Reşit Rey Konser Salonu
İki virtüöz duo’nun bir araya gelip bir quartet formunu aldığı, heyecan verici bir buluşma Sissoko Segal Parisien Peirani. 2019 yazında bir gece Lyon’da, plak şirketi Nø Førmat!’ın 15. yaşını kutlamak için gerçekleşecek bir performans ile başlıyor Ballaké Sissoko, Vincent Segal, Vincent Peirani ve Émile Parisien’in serüveni. Kora, çello, akordeon ve saksafon dörtlüsü, 2+2’nin 4 değil; 1 ettiğini sihirli bir biçimde ispatlıyor. Paris menşeli Sissoko Segal Parisien Peirani, 3 Ekim akşamı Cemal Reşit Rey’de sahne alacak.
Bu konser festivalin en akılda kalıcı konserden biri olmaya aday
Zoe Rahman Trio “Colour of Sound”
4 Ekim Çarşamba – 19:00
Akbank Sanat
Caz estetiğini klasik müzik geçmişi, ailesinin Bangladeş’e uzanan kökleri ve alabildiğine geniş müzikal zevkiyle harmanlayan Rahman, bugüne dek MOBO ve Ivors Composers Awards gibi mecralar tarafından ödüllendirildi; 2006’ya tarihlenen Melting Pot albümüyle prestijli Mercury Prize’a aday gösterildi. Temmuz 2023’te Manushi Records etiketiyle yayımlanan son albümü Colour of Sound, her durağında farklı duygu durumlarını yaşatan bir kayıt. Alec Dankworth ve Gene Calderazzo ile oluşturduğu triosuyla hayat verdiği albüm, diskografisinin en yüksek enerjili işlerinden biri.
Kendi projelerinin yanı sıra Penguin Cafe Orchestra, Courtney Pine, George Mraz, Yoko Ono ve Reem Kelani gibilerine de çeşitli kayıtlarda eşlik eden Zoe Rahman, Colour of Sound albümünün turnesi kapsamında 4 Ekim akşamı Akbank Sanat’a uğrayacak.
Sting, Radiohead, James Moody, Phil Woods, Benny Golson, Ulf Wakenius, Gary Husband, Wayne Krantz, Bobby Watson, Eddie Gomez, Evan Parker, Randy Brecker ve kardeşi Joey Calderazzo, Bheki Mseleku, Hans Koller, Crass Collective gibi pek çok isimle çalışmış davulcu Gene Calderazzo’ya ekstra dikkat edin lütfen.
Tribute to Ella & Louis
4 Ekim Çarşamba – 21:30
Nardis
Caz tarihinin efsaneleri Louis Armstrong ve Ella Fitzgerald, 50 yılı aşan kariyerlerinde birçok unutulmaz performans ve kayda imza attı. Bu iki duayeni kariyerlerinin zirvesindeyken bir araya getiren Ella and Louis (1956) ve Ella and Louis Again (1957) albümleri ise caz düet kanonunda yerini almış iki başyapıt oldu. 33. Akbank Caz Festivali’nde ilk kez sahnelenecek Ella and Louis Tribute konserinde, Türkiye cazının usta trompetçisi Şenova Ülker ve etkileyici doğaçlamalarıyla beğeni toplayan caz vokalisti Cemre Necefbaş, Armstrong ve Fitzgerald’ın ortak kayıtlarından oluşan bol swingli bir repertuar ile seyirci karşısına çıkarak iki efsanenin anısını yaşatacak. İkiliye Önder Focan, Aydın Balpınar ve Mert Can Bilgin’in eşlik edeceği konser, 4 Ekim akşamı şehrin köklü caz kulübü Nardis’te gerçekleşecek.
Mehmet Uluğ Gecesi: İlhan Erşahin & Friends
6 Ekim Cuma – 22:00
Babylon
Mehmet Uluğ’u ve şehrin müzik hayatına bıraktığı derin izleri, aramızdan ayrılışının onuncu yılında anmak için 6 Ekim akşamı Babylon sahnesinde buluşacağız. Akbank Caz Festivali’nin her edisyonunda düzenlediği Mehmet Uluğ Gecesi’nin bu edisyonunda sahne İlhan Erşahin ve konuklarının olacak. 2005’te, Erşahin’in diğer projelerinden farklı olarak birlikte çalabileceği bir “session grubu” hayaliyle hayat verdiği İstanbul Sessions, 2010’a tarihlenen ilk albümünden bu yana sürekli ilhamı farklı yer ve zamanlarda bulmaya devam ediyor. Bugüne dek Erik Truffaz’dan Arto Tunçboyacıyan’a pek çok ilham verici müzik insanıyla yolları kesişen İlhan Erşahin, Mehmet Uluğ Gecesi’nde de özel konuklarla karşımızda olacak.
Erik Truffaz “Rollin’ & Clap!”
7 Ekim Cumartesi – 22:00
Babylon
30 yıldır akışın tersine kulaç atmaya, ondan beklenenleri ya da sıkıştırılmaya çalıştığı kalıpları yok sayarak üretmeye devam ediyor Erik Truffaz. Trompeti bir enstrümandan ziyade, içinden geçen her şeyin derinlerinde gömülü olan duyguları çıkarmak için bir araç olarak kullandığı müzikal yolculuğunda çeşitliliği en başa koyduğu arayışlarını yankılıyor. Nitekim bu arayışlar yolunu Ganj Nehri’nin kıyılarında bir albüm kaydına, Malili diva Rokia Traoré ile melodiler çağırmaya, sinematik anlatılara ya da senfoni orkestralarına besteler yapmaya çıkardı. La Strada, L’Ascenseur Pour L’Echafaud, River of No Return gibi sinemanın altın çağından klasiklerin tema müziklerine kendi yorumunu getirdiği Rollin’ albümüyle yeniden Blue Note Records kataloğuna dönen Erik Truffaz, bugüne dek pek çok renkli anı biriktirdiği İstanbul’a yeni bir hikâyeyle dönüyor. Sıradaki buluşmamız, 7 Ekim akşamı Babylon sahnesinde.