Ardından: Benny Golson (1929 – 2024)
Bir devir kapanıyor. Eşsiz müzisyen, büyük besteci, aranjör, muhteşem saksofoncu Benny Golson da göçenler kervanına katılmış.
A Great Day in Harlem fotoğrafını biliyorsunuzdur, hani 1958’in sıcak bir Ağustos gününde, fotoğraf sanatçısı Art Kane’nin çektiği, Harlem’de bir binanın önüne toplanan 57 caz müzisyenini toplu halde gösteren fotoğrafı. Düne kadar o fotoğraftaki iki müzisyen nefes alıyordu, az önce sosyal medyada Benny Golson’ın hayata gözlerini yumduğunu okudum. Nefesi artık saksofonunu üflemeye yetmiyorsa da fotoğraftan geriye sadece Sonny Rollins kaldı.
Golson, en üstteki ya da en arkadaki üçlünün solunda, bu fotoğrafın hemen ertesi yılında, o dönemin ve belki de bop tarihinin en leziz gruplarından The Jazztet‘i birlikte kuracakları Art Farmer’ın hemen yanında.
Ona sorarsanız fotoğrafın içinde yer almayı, davet edilmeyi hiç beklemiyormuş: “Kariyerimin başlarında kimse beni gerçekten tanımıyordu. Ama işte, planlanan tarihte oradaydım, tüm kahramanlarım da oradaydı.”
Fotoğraf için çağrılmasına inanamıyor olmasını o gün için normal sayabiliriz ama çok geçmeden Benny Golson adı modern caz tarihinin kahramanları arasında anılmaya başlayacaktı.
Askerden döndükten sonra aylaklık yaptığım zamanlarda cazla tanışmıştım. Sonbaharda birkaç kafadar güney ve batı sahilini uçtan uca gezmek için yola çıkmıştık, zaten az olan paramız Bodrum’a geldiğimizde suyunu çekmişti. Tenha bir barda, yine böyle serin bir gecede, keyifli uyuşukluğun bizi esir aldığı geç saatlerde, fonu doldursun diye çalan müziğin yaşamımın şu ana kadar olan bölümünü işgal edeceğinin farkında değildim. Miles Davis’di çalan.
Şehvetli denecek kadar büyük bir iştahla içine daldığım caz aleminde beni bekleyenleri arasında ilk tanıştıklarımdan biri oldu Benny Golson. Hem de ben farkında bile olmadan oldu. Müzisyen Benny Golson ile çok sonra tanıştım ama caz dinlemeye başladığım ilk zamanlarda -ki Miles Davis beni kaçınılmaz olarak 1950’lere, 1960’lara taşımıştı- kulağıma hoş gelen bir çok bestenin Golson’a ait olduğunu fark ettim.
I Remember Clifford, Blues March, Stablemates, Whisper Not, Along Came Betty, Five Spot After Dark, Killer Joe…
Hard bop döneminde yazılmışlar arasında bu saydıklarım kadar ileriki kuşakları besleyen, sunduğu olanaklarla müzisyenleri ve bestecileri etkileyen, mükemmel kurgulanmış melodileri ile caza yabancı dinleyicileri kandırabilmeyi beceren, muhtemelen, çok az beste vardır. Ne hazindir ki, Golson’a, ‘yazdıklarıyla hard bop stilinin gelişmesine en önemli katkıda bulunanlardan biri’ sıfatıyla ancak 2021’de Grammy verildi.
Benny Golson 25 Ocak 1929’da Philadelphia’da doğdu. Müziğe dokuzunda piyanoyla başladı, saksofonu on dördünde eline aldı. Lisedeyken, John Coltrane, Red Garland, Jimmy Heath, Philly Joe Jones ile sahneyi paylaştı. Howard Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra, besteciliğini en çok etkileyenlerden Tadd Dameron’un da üyesi olduğu Bull Moose Jackson Orkestrası’na katıldı, blues geleneğinin özünü burada kavramaya başladı. Ardından Lionel Hampton, Johnny Hodges, Earl Bostic, Dizzy Gillespie büyük orkestralarında çalıştı, müzisyenliğinden çok besteleri ve aranjmanları ile dikkati çekti.
Dönemin en önemli trompetçilerinden Clifford Brown’ın genç yaşta ölümünün ardından caz tarihinde yazılmış en dokunaklı ve iç acıtan ağıtlardan birisi sayılan I Remember Clifford‘ı yazdı.
İkonik Moanin‘ albümünde Art Blakey & the Messengers‘a saksofonuyla ve Are You Real, Blues March ve Along Came Betty gibi üç mücevher bestesiyle katıldı. Aynı dönemde Curtis Fuller, John Lewis, Blue Mitchell, Lee Morgan gibi hard bop stilinin yıldız isimlerinin albümlerine müzisyen, besteci ve aranjör olarak katkı sağladı.
1959 ile 1962 arasında Farmer’la ortak şekilde, dönemin en güzel küçük gruplarından The Jazztet‘i kurdu. Altı albümün ardından grup dağıldı ve aralarda birkaç albüm kaydettiyse ve seyrek olarak konserler verdiyse de yaklaşık 12 yıllığına aktif caz sahnesinden ayrıldı.
Stüdyo müzisyenliği yaptığı, orkestral çalışmalara yoğunlaştığı bu sürede M*A*S*H ve Mission: Impossible gibi popüler televizyon dizilerinin müziklerini besteledi, pop ve rock albümleri için düzenlemeler yaptı.
Are You Real (1977 CBS) albümü, Golson’ın caza aktif olarak geri döndüğünü müjdeliyordu. Tonu ve cümlelemesi değişmişti, belli ki bu süre zarfında sahnelerden ayrı kalmışsa da cazı yakından takip etmiş ve çalışı, serbest cazın ortaya çıkışı sonrasında sertleşen, keskinleşen, kirlenen saksofon stilinden (tabii ki melodikliğini feda etmeksizin) etkiler barındırıyordu.
Eski dostu Curtis Fuller’la bir araya geldi ve The Jazztet ile yeniden stüdyo ve konser çalışmalarına başladı.
This Is for You, John (1984 Baystate) ile gençlik arkadaşı John Coltrane’in, I Remember Miles (1993 Alfa Jazz) ile Miles Davis’in, Remembering Clifford (1998 Milestone) ve dönemdaşları Freddie Hubbard ve Woody Shaw ile birlikte kaydettiği Time Speaks (1983 Baystate) ile Clifford Brown’a saygı albümleri yayınladı.
Tenor Legacy (1998 Arkadia Jazz) albümünde yanına Harold Ashby gibi kıdemli ve James Carter ve Branford Marsalis gibi genç aslanları alarak tenor saksofonun büyük ustalarını yad etti.
Yetmişini geçtiği 2000’lerle birlikte, haliyle, sahne ve stüdyo çalışmalarından uzaklaşmaya başladı. Gittikçe azalan dayanıklığı, genç ve yetenekli müzisyenlerden kurulu gruplarla The Masquerade Is Over (2005 Azzurra Music), The Many Moods of Benny Golson (2007 Arkadia Jazz) ve New Time, New ‘Tet (2009 Concord) gibi, modern hard bop klasikleri arasına girecek albümler kaydetmesine engel olmadı.
2004’de, yönetmenliğini Steven Spielberg‘in yaptığı, Catherine Zeta-Jones’un bir uçuş grevlisini, Tom Hanks’in, caz hayranı babasının vasiyetini yerine getirmek ve ‘A Great Day in Harlem’ fotoğrafında imzası eksik olan son müzisyen Benny Golson’ı bulmak için Amerika’ya gelen ve ülkesinde yeni gerçekleşen askeri darbe nedeniyle pasaportu geçersiz addedilip havaalanında sıkışıp kalan bir turisti oynadığı The Terminal filminde cameo bir rol aldı. Tabii ki, Krakozhialı Viktor Navorski’nin fotoğrafını imzaladı.
Şanslı cazseverler iki farklı tarihte Benny Golson’ı Türkiye’de, Nardis Jazz Club‘da canlı izleme şansı buldular. Bizimcaz.com kayıtlarına göre önce 15 ve 16 Mart 2006’da kendi grubuyla ve sonra da 6 ve 7 Haziran 2012’de, piyanoda Burak Bedikyan, basta Kağan Yıldız ve davulda Ferit Odman‘dan oluşan bir dörtlü ile… Saçmasapan bir nedenden ötürü 2012 konserlerini kaçırmış olmam hayatımın en ciddi pişmanlıklarından birisidir.
Horizon Ahead (2016 HighNote) Benny Golson’ın son stüdyo kaydı oldu, 87 yaşındaydı ama keskin zekası, hayranlık uyandıran tekniği, grubuna olan hakimiyeti yerli yerindeydi.
Modern cazın altın çağını yaratan, yaşayan son müzisyenlerden, beyefendiliği ile istisnasız tüm cazseverlerin ve müzisyenlerin sevgisini kazanmış, büyük sanatçı Benny Golson, 21 Eylül 2024’de, arkasında caz sanatının en güzel ve önemli örneklerinden birçoğunu bırakarak hayata gözlerini yumdu ve fotoğraftan geriye sadece Sonny Rollins kaldı.
Huzur içinde uyusun.