Akbank Caz Festivali

Weather Report: The Fusion Decade

70’lerin başları… O dönemler çalkantılarla dolu caz dünyası yeni bir solukla tanışıyor: Weather Report.

’70’lerden 90’lara kadar aktifliğini sürdüren Weather Report’un kuruluşuna dair birkaç tartışma olsa da, projeyi başlatan ana kadronun Joe Zawinul, Wayne Shorter ve Miroslav Vitouš gibi üç usta besteci olduğu konusunda hemfikiriz. Grubun üyeleri zaman içinde sıkça değişse de, her müzisyenin bu eşsiz projeye katkısı yadsınamaz. Grup, cazın yanı sıra rock, funk, doğaçlama, synthesizer’ların ve efekt pedallarının kullanıldığı, seslerin bozularak modüle edildiği soyut elektronik müzik kullanımını ve dünya çapındaki egzotizmin unsurlarını içeren heyecan verici bir stil karışımıyla enstrümantal müziğe yepyeni bir soluk getirdi.

Wayne Shorter, Peter Erskine, Joe Zawinul, Jaco Pastorius

’70’li yılların başlarında, grubun ilk albümü olan Weather Report’ta, ağırlıklı olarak akustik basın kullanıldığı ve Miles Davis’in In A Silent Way ile Bitches Brew dönemlerine benzer doğaçlama yöntemlerin hakim olduğu bir tarz benimsenmişti. O zamanlar müzikleri daha çok keşfedilmemiş topraklara adım atmak gibiydi; adeta klasik kompozisyonlarından kaçarak doğaçlamanın özgün yollarının tadını çıkarıyorlardı.

1972’de Weather Report, ikinci albümleri I Sing the Body Electric ile müzik dünyasında yankı uyandırdı çünkü bu albümle grup, akustik doğaçlamadan uzaklaşıp caz-funk ve groove’a doğru evriliyor. Albümde, Zawinul’un caz ile özdeşleşecek bir enstrüman olan synthesizer’ı ve ses efektlerini ilk kez kullanması çığır açmıştı adeta.

Jaco Pastorious, the Greek Theatre, Berkeley, California, 1979

Grup, artık akustik doğaçlamayı yavaş yavaş terk ederek Zawinul’un yönlendirmesiyle caz-funk, R&B, groove ağırlıklı ve klavye ile zenginleştirilmiş yeni bir dönemin kapılarını aralıyordu. Ancak bu yaratıcı dönüşüm, Vitouš ve Zawinul arasında giderek büyüyen bir uçurumu da beraberinde getirdi. Vitouš, grubun ilk yıllarındaki özgür doğaçlama ruhunu korumaktan yanayken, Zawinul funk’ın o enerjik yollarında ilerlemek istiyordu. Fikir ayrılıkları derinleşti, ve sonunda Vitouš gruptan ayrılarak kendi yolunu çizmeye karar verdi. Ancak, arkasında Mysterious Traveller albümünde Zawinul ile birlikte yazdığı American Tango‘da bas gitarıyla son bir iz bıraktı.

Joe Zawinul, Wayne Shorter, Jaco Pastorius, Peter Erskine (önde)

1976’da Black Market albümü ile Weather Report, şimdiye kadarki en rock odaklı çalışmasına imza attı. Müziğin yoğun funk jam’lerinden daha melodi odaklı formlara evrilmesi, grubun yeni dinleyici kitlelerine ulaşma potansiyelini artırdı. Ancak, grubun sürekli değişim rüzgarlarıyla savrulması, basçı Alphonso Johnson‘ı yormuş ve ayrılma kararına itmişti. Bu ayrılık, sahnede yeni bir yıldızın doğuşuna yer açtı: Jaco Pastorius. Perdesiz bas gitarıyla sadece notalar değil, duygular da dile geldi. O, tam anlamıyla bir virtüöz — adeta grubun ruhunu yeniden şekillendiren bir figürdü.

‘’Jaco, sanki kozmik bir enerji kaynağından besleniyormuş gibi görünüyordu ve bu, etrafındaki herkesi etkiliyordu. O, çok iradeli ve enerjik biriydi. Onunla tanıştığınızda, eşsiz bir kişilik ile karşılaştığınızı hissediyordunuz ve bu, müziğine de yansıyordu.”
– Ray Peterson

Pastorius, Zawinul ile zaten birkaç yıldır iletişim halindeydi ve Black Market albümünde yer alan Cannon Ball ile kendi bestesi Barbary Coast parçalarında çalmak için gruba katıldı. Bu, Weather Report’u bir sonraki seviyeye taşıyacak bir adımdı. Zaten kendi başına parlayan bir yıldız olan Pastorius, hızlı tempolu groove’larıyla funk etkilerini ustalıkla sentezliyordu. Olağanüstü solo kontrolü, onu benzersiz kılan özelliklerden yalnızca biriydi. Ancak Pastorius sadece bir bas virtüözü değil, aynı zamanda çok yönlü bir müzisyendi. Davul, çelik pan, ve mandocello gibi enstrümanlarda da yetkinliği vardı ve Teen Town ile Three Views of a Secret gibi efsanevi besteleriyle grubun müzikal kimliğini derinleştirdi. Kayıt tekniklerine olan bilgisi ise Zawinul için mükemmel bir prodüksiyon ortağı olmasını sağladı.

Black Market albümüyle başlayan bu dönem, Weather Report’un müzikal olarak en heyecan verici zamanlarından biriydi aynı zamanda. Pastorius’un sahnedeki enerjik ve etkileyici performansları, Weather Report’a yeni bir izleyici kitlesi kazandırdı. Sonrasında müthiş bir albüm daha patladı: Heavy Weather… Bu albüm, grubun ticari zirve yaptığı albüm. Birdland gibi parçalar, caz severlerin gönlünde taht kurmaya başlamıştı bile. Pastorius’un o eşsiz bas lineları, Zawinul’un synthesizer’ı ile birleşip tam bir müzik ziyafeti sunarken artık bir caz klasiği haline de geliyor tabii.

Yıllar içinde pek çok üye değişikliği yaşamış olsa da, Weather Report, 70’lerin sonlarına doğru nihayet kemik bir ekip kurmayı başarır. Zawinul, Shorter, Pastorius ve enerjik davulcu Peter Erskine’in birleşimiyle grup, iyi bir dörtlü haline gelir. Bu yeni kadro, sahnede adeta bir fırtına gibi eserken, büyük konser salonlarında ve devasa turnelerde performans sergilemeye başlar. Sadece müzikle değil, sahne görseliyle de büyülerler; sahne görevlilerinin katkıları, film projeksiyonları gibi her bir ayrıntı, grubun enerjisini izleyicilere güçlü bir şekilde yansıtarak, müzik ve performansın müthiş bir uyum içinde buluşmasını sağladı.

Joe Zawinul, Wayne Shorter, Jaco Pastorius

Bu dönemde Pastorius, ne yazık ki, kariyerini mahvedecek olan zihinsel dengesizlik ve madde bağımlılığı sorunlarının ilk işaretlerini vermeye başlayınca Zawinul’la olan o sıkı bağ da artık kopmaya yüz tutmuştu. Yılın sonlarına doğru, grup yeniden bir dönüşüm geçirme zorunluluğuyla karşı karşıya kalınca bu sefer, Zawinul ve Shorter, gruba Mike Mainieri, David Bowie ve Carly Simon gibi isimlerle çalışmış olan 23 yaşındaki çoklu enstrümantalist Omar Hakim’i dahil etti.

1984’te Weather Report, kısmen yeni üyeleriyle çıkardığı Domino Theory albümünde ilk kez davul makineleri ve sampler’lar kullanmasıyla da dikkatimizi çekiyor. Bu yenilikçi yaklaşım, grubun teknolojiyle olan ilişkisini derinleştirerek cazda öncülük ettiği alanları daha da genişletiyordu.

Zawinul ve Shorter, diğer projelerinin yenilikçi doğasının, Weather Report’taki çalışmalarından daha tatmin edici olduğunu fark etmeye başlamışlardı. Bir yandan da, her güzel bir şeyin sonu olduğu gibi bu yolun da sonuna geldiklerinin farkındaydılar. 1986’da, Shorter, solo projelerine odaklanmak için gruptan ayrıldı ve bu karar, Zawinul’un Weather Report’u sonlandırma kararını da kaçınılmaz kıldı.

Dağılmasının üzerinden otuz yıl geçmesine rağmen Weather Report, cazın sınırları zorlayan doğaçlamaları ve unutulmaz performanslarıyla hala müzik dünyasını onurlandıran eşsiz bir hazine gibi. Grubun son notası bir sonu çağrıştırsa da, aslında öncü oldukları yeniliklerin gelişmeye devam edeceği bir mirasın ilk vuruşuydu.

Weather Report resmi web sitesi
Jaco Pastorius resmi web sitesi
This is This: The Incredible Journey of Weather Report belgeseli
Dark Blue Notes’da Portreler
Tuba İldeş Instagram

Tuba İldeş

Caz müziğine ve bas gitarına tutkulu bir yazar. Fransızca ve İngilizce dillerinde mütevazı bir çevirmen ve aynı zamanda öğretmen. Sanatında psikanaliz, antropoloji, felsefe, nörobilim gibi çeşitli disiplinlerden beslenen bir sanat anlayışını benimsiyor. Bu süreçte, sinema ve müzik üzerine yazarak tutkularını paylaşılabilir hale getiriyor.

Tuba İldeş 'in 4 yazısı var ve artmaya devam ediyor.. Tuba İldeş ait tüm yazıları gör

Avatar photo