Tim Armacost – Something About Believing (2024)
Amerikalı besteci, saksofoncu Tim Armacost, “çok okuyan değil çok gezen bilir” diyerek diyar diyar gezmiş bir müzisyen. Doğduğu Tokyo’da müziğe klarnetle başlamış, on altısında taşındığı Washington’da tenor saksofona terfi edip büyük orkestralarda çalışmış, iki yıl sonra göçtüğü Los Angeles’da Panoma sanat kolejinden şeref derecesiyle mezun olduktan sonra Amsterdam’a taşınmış, eğitimci ve müzisyen olarak yedi yıl Avrupa’da yaşadıktan sonra Hint Klasik Müziği’ni öğrenmek üzere Hindistan’a gitmiş, tabla çalmayı öğrenmiş, lokal müzisyenlerle sahne almış ve sonunda otuz yaşlarının başında New York’a yerleşmiş ve ilk albümünü kaydetmiş.
Armacost, o zamandan bu yana, seyrek de olsa kendi adına ilgi çekici albümler yayınladı, New York’un kalburüstü müzisyenleriyle çalıştı, David Murray ve Maria Scheider orkestralarında çaldı. Kariyerindeki en önemli uğraklarından birisi, David Berkman ve Gene Jackson’la birlikte kurdukları New York Standards Quartet. Grup yayınladığı 5 albümle, standartlara ve klasiklere yeni hayatlar verebilmenin mümkün olduğunu gösterdi.
Tim Armacost, TMA Records etiketli yeni albümü Something About Believing‘de, Miles Davis’in müzik yaşamı boyunca uyguladığı “usta müzisyenleri bir araya getirin ve onları serbest bırakın” yaklaşımını hayata geçirmiş. Tim Armacost Chordless Quintet grubunda, tenor saksofonda Armacost, baritone saksofonda Gary Smulyan ve trompette Tom Harrell‘dan oluşan nefesliler üçlüsüne basta John Patitucci ve davulda Al Foster eşlik ediyor.
Something About Believing bebop devriminin aslında blues temeli üzerine kurulmuş olduğunun altını çizen, doğaçlama dozunun hayli yüksek olduğu, ustalıkla icra edilen bir albüm.
Açılışı yapan Armacost bestesi It’s Really Just The Blues albümün tavrını ortaya koyuyor. Davul ve bas icrayı oldukça davetkar bir ritmik desenle açıyor, Harrell boğuk, Smulyan yırtıcı ve Armacost otoriter tonuyla şölene katılıyor, Charlie Parker‘ın bebop klasiği Au Privave‘ın melodisini kolektif şekilde doğaçlıyorlar ve bu kısa gövde gösterisi yerini, Armacost, Harrell ve Smulyan sırasıyla, nefeslilerin kökünü blues’dan alan heyecan verici sololarına bırakıyor. İcra, Al Foster’ın melodik vuruşlarına karşı her üçünün ayrı tellerden verdiği cevaplarla kapanıyor.
Bu yakıcı başlangıcı, cool üslupla icra edilen John Handy imzalı Dance with the Lady takip ediyor. Girişin ardından icranın temposu, Patitucci’nin solosu ile düşüyor, ritmin tembelce yürüyüşünün önünde Smulyan, Armacost ve Harrell tavır olarak kontrast sololar atıyorlar. Nefesliler birbirinden farklı figürlerle dans ediyorlar.
Al Foster, bestesi The Chief ile repertuvara levanten bir hava katıyor. Akor enstrumanın yokluğunun nimetleri bu icrada belirgin şekilde ortaya çıkıyor, diğer nefesliler geriye çekilince Armacost ve sonra da Smulyan tek başlarına, Patitucci ve Foster’ın hipnotik eşliğinin önünde bestenin temasından farklı bir yollara giriyorlar. Kusur şurada ki, tam da üç nefesli melodinin doğu aksanını deşmeye başlamışken icra fade-out ile bitiyor.
Albüme adını veren unutulmaya yüz tutmuş Duke Ellington mücevheri Something ‘Bout Believing, nefeslilerin şık şekilde icra ettiği soru cevap bölümlerini ve özellikle Harrell’ın, hiç bir şeyi aceleye getirmeyen o ketum üslubuyla çaldığı sürükleyici soloyu içeriyor. Foster’ın çıkıştaki rengarenk vuruşlarına karşılık veren nefesliler, Ellington’ı yad edecek şekilde büyük orkestra tadında çalıyorlar.
Patitucci’nin yetkin solosunu da içeren Thelonious Monk imzalı Oska T. geriye yaslanarak icra edilirken, Armacost’un albüm için en ilginç seçimi, Harold Land orijinali Vendetta nefes kesici tempoda icra ediliyor, Patitucci ve Foster nefeslileri daha sert çalmaya teşvik ediyor ve tabii ki karşılığını alıyorlar.
Armacost, albümü kapatan Dis United States bestesini muhtemelen müzisyenler tüm hünerlerini göstersin diye yazmış. Blues çalmakta mahir müzisyenler, albümü doğaçlama gösterisi ile kapatıyor.
■
Armacost, düzenlemelerinde bestelerin akor dizilerini fazla öne çıkarmadan, nefeslilerin keşiflerini serbestçe dile getirmelerini hedeflemiş gözüküyor. Kalibreleri çok yüksek solistler de sunulan fırsatı sonuna kadar sömürüyorlar, armonik açıdan kompleks temeller üzerine bina etmeden kurguladıkları, melodik açıdan zengin ve dinleyiciyi hızlıca kavrayan sololar sergiliyorlar.
Something About Believing, bebop devriminin aslında blues temeli üzerine kurulmuş olduğunun altını çizen, doğaçlama dozunun hayli yüksek olduğu, ustalıkla icra edilen bir albüm.
Şans vermenizi tavsiye ederim.
■
Meraklısına Notlar: