İnsan Bazen Kaybolmak İster
Belki birinin çok beğendiği benim içimi bayacak nereden bileyim? Ya da onun beğenmediğinden ben haz duyacağım… Tavsiye eden ya da yeren kişi muteber biri diye ve o kişiye saygım var diye ben de hemfikir mi olmak zorundayım? Ne demiş Ioanna Kuçuradi hocamız? “Düşünceler değildir değer verilmesi gereken, insanların kendisidir.” Benim gizli bir e-mailing grubum var. Üyeleri her sene ufak ufak değişir, hattâ sayıları artar. Her yıl sonu, onlara duygusal bir mektup eşliğinde, o yıl beni etkileyen müzikleri bir liste yapıp yollarım. Zevkimi empoze etmek için yapmam bunu, paylaşmak için yaparım. Zaten o gruptaki her bir insanla ortak yaşanmışlıklarımız vardır. Ben de o yaşanmışlıklara yanan bir mum bırakır giderim.
Radyo programı yapıyorsun bunca senedir, oradaki oynatma listeleri ne peki diye sorabilirsiniz. Programımı dinleyenler iyi bilir, hep söylediğim bir söz vardır program başında: “Bu programı günlük tutar gibi hazırlıyorum. Her hafta yüreğim nereye eserse oradayız”. Bazen de “Bu hafta seçtiklerim sizi zorlayabilir önden uyarayım” diye not düşerim.
Öte yandan şu “En İyiler” listelerinin tanıtım amaçlı hazırlandığı ve tanıtım amaçlı kullanıldığı aşikârdır. Açıkçası, birileri dostlarını mutlu etmek ister diyelim en iyi niyetle. Sanatçı tanıtırken biz programcılara ucuz kestirme tuş vazifesi görürler. Fikrimiz yok ya ah bak ne de çok derece almış. Müzik nasıl? Bilmem işte çok başarılıymış… Belki için kıyıldı dinlerken ama başarılı!
“Misal caz neden bir kendini ıspat aracı olarak kullanılıyor hem müzisyen hem dinleyici cephesinde? Müziğin amacı yarışmak mıdır? Ya da insanları ayrıştırmak mıdır? Ben birleştirmek diye biliyordum.”
Diyeceksiniz ki eh sen bunca senedir yine aynı radyo programında müzisyenleri tanıtmıyor musun? Evet tanıtıyorum hem de büyük bir zevkle. Bazen müzikleri bana pek hitap etmese bile yapıyorum bunu. Ama bir fark var. Bunu karşılığında tek bir kuruş almadan yapıyorum! Ne önden ne arkadan… Tıpkı diğer yüzlerce (Ap)Açık Radyo programcısının yaptığı gibi. Ve tıpkı bu yazıyı yazarken de yaptığım gibi… Bunu yapıyorum çünkü kendim de bir müzisyen olarak üretim yolculuğunun birçok açıdan ne denli sancılı olduğunu biliyorum. Yani amaç “En İyileri” sunmak değil. Amaç çaba gösterenleri sunmak ve takdir etmek. Siz seçersiniz aralarından kendiniz için en iyilerini ben değil. O iş sizde. Hem bu hafta hoşunuza giden öbür hafta gitmeyebilir. İnsan ruhu değişkendir.
Öte yandan “En İyiler” listelerini yapıcı değil, aksine yıkıcı buluyorum. Kıskançlık yaratıyor. Mutsuzluk yaratıyor. Dışlanmışlık hissi pompalıyor. Ya da diğer bir uçta pozitif ayrımcılık hissiyle sanatçıyı şişirip, sıkıştırıp boğuyor… Burada en iyi listesi paylaşan diğer dostlara sataşmak değil niyetim ama senelerdir içimde biriken bu kekremsi duyguyu da daha fazla orada tutmaya niyetim yoktu. Salayım gitsin dedim. Hadi bakalım.
Misal caz neden bir kendini ıspat aracı olarak kullanılıyor hem müzisyen hem dinleyici cephesinde? Buna da takığım. Neden insanlar kategorize ediliyor çalan-çalamayan, anlayan-anlayamayan diye. Herkesin çalabileni de anlayanı da kendisine değil midir? Ve hepsinden ötesi müziğin amacı yarışmak mıdır? Ya da insanları ayrıştırmak mıdır? Ben birleştirmek diye biliyordum.
Şahsi fikrim caz bir sidik yarışı değildir. Savaş sahnede olur, dışında değil. Ve müzik “er” meydanı değil herkesin meydanıdır! Ama insan bazen kaybolmak da ister. Ben de öyle yaptım. Bilhassa cazın yazma çizme meydanından kaybolmayı tercih ettim son 3 yıldır. Çünkü ancak böyle bulabiliyor insan gerçekte kim olduğunu sanırım.
Nitekim 2025’e girerken kendime hayli yaklaştığımı hissediyorum. Kimseye kendini ıspatlamak için uğraşmayan, kadın olmaktan utanmayan sıkılmayan, kendini bir hiyerarşi içinde konumlandırmayan, mükemmel olma takıntısından uzak bir şekilde üreten, destek olan, itirazı olanı dinleyen ama kendi varlık alanına sahip çıkan, eskimiş ve zarar veren sistemi kırıp yeni sistemler kurmak için çalışan, adaleti! ve meslek ahlakını! savunan…
Kendi zevklerimizi kendimizin belirlediği caz dolu bir 2025 geçirmemiz ve en rahatsız olduğumuz sözlerin bile içinde doğrular olabileceğini görebilmemiz dileğiyle.
Yorumlar kapatıldı.