Akbank Caz Festivali

Diana Krall ve Mükemmeliyet

Üniversitedeyken -nedense- çevremde Kanada’ya yerleşmeyi planlayan çok insan vardı. Daha önce gitmişlerin izlenimlerini de sıklıkla dinlemiştim. İstisnasız her yorum, Kanada’nın aşırı can sıkıcı bir ortamı olduğunu, yaşamın sakinden öte tekdüze olduğunu söylüyordu. Tuhaf gelmişti. Uzun zamandır basında ya da sosyal medyada hakkında bir habere denk gelmediğim için aklıma düşen Diana Krall hakkında araştırıp bir yandan da dinlerken, gençliğimde Kanada ile ilgili işittiklerimin doğru olabileceği hissine kapıldım. Neden mi?

Krall kadar hiçbir şeyde aşırıya kaçmayan, ortalama bir yaşam sürmüş olan, hayatında, sizlere aktarılmayı hak edeceğini düşündüğüm hiçbir fantazya bulunmayan bir müzisyene rastlamadım da, ondan. Hele de çağdaşı sayılabilecek Norah Jones ve Melody Gardot ile karşılaştırıldığında, melaike gibi bir şahısla karşı karşıya olduğumuzu söyleyebilirim.

Daha da net söyleyeyim. Diana Krall acayip can sıkıcı bir karakter.

Orta sınıf bir ailenin ilk çocuğu. 1964 Kanada doğumlu. Mutlu bir çocukluk geçirmiş. Ailesi onu her kararında desteklemiş, müzik kariyerini seçmesini başından beri onaylamış.

Gençliğinde barlarda piyano çalıp şarkı söylemiş. Berklee’ye kabul edilmiş. Bir süre Los Angeles’da takıldıktan sonra Kanada’ya dönmüş, sağda solda çalmaya devam etmiş. İlk albümünün yayınlanması için otuz yaşını beklemek durumunda kalmışken sonrasında -ne hikmetse- koşar adım merdiveni tırmanmaya başlamış.

17 albüm. 15 milyon satış. 3 Grammy ve 8 Juno ödülü. Evli. Çocuklu. Çocuklarını kreşten alma saati yaklaştığında stüdyo kaydını dahi yarım bırakacak kadar anne. Müthiş düzenli ve hijyen bir hayatı var. Bırakalım esrarı, sigara bile içmemiştir hayatında. En fazla anti depresan falan.

Ancak sahne ışıkları onu seviyor; fotoğraf makinaları daha da çok seviyor. Değişik bir fan kitlesi var. Dave Brubeck’e benzer şekilde, normalde caz dinlemeyen ama tüm albümlerine sahip olup konserlerini kaçırmayan türden fanatikleri dahi var.

Tamam müziği swing ediyor, virtüöz olmasa da piyanodaki yetkinliği hiç de fena değil, Jones’a ya da Gardot’ya göre müziğinin caz olup olmadığı tabi ki tartışılmaz ama cazseverler, Diana Krall hakkında net bir hüküm veremiyorlar. Sahnede ve stüdyoda hiç risk almıyor. Belki piyanosuyla değil ama vokaliyle doğaçlama yapmıyor, scat’a uzak duruyor. Temiz hatta tertemiz söylüyor, tertemiz çalıyor.

Haa, bir de güzelliğini öne çıkarmayı seviyor. Albüm kapaklarında bacaklarını, bedenini cömertçe sergilemekten kaçınmıyor. Bunu, satışlar artsın diye yaptığını da sanmıyorum, o kendini çok beğendiği, sevdiği için böyle yapıyor. İşin ilginci başkaları da öyle düşünüyor olmalı ki, fotoğrafları, moda reklamlarında dahi boy gösteriyor.

Ama işte, vokali de piyanosu da yaşamı da matematiksel ve mantıksal olmaktan kurtulamıyor. Mükemmel ses, mükemmel icra, mükemmel zamanlama, mükemmel kıyafetler…. Her şey steril, olması gerektiği gibi, arızalara, kazalara, şansa, eh böylelikle spontanlığa da yer yok.

Peki, Krall neden standardlara bağlı kalıyor? Kendisinden dinleyelim: “Ben yorum sanatına odaklandım. Armonik yapısı, melodisi, sözleri mükemmel denebilecek denli güzel şarkıları söylemekten haz alıyorum. Amerikan Şarkı Kitabı geçmişe ait bir kavram değil. Farklı yorumlamalara o denli açık besteler ki, her yeni yorumda yenileniyorlar ve bugüne ait oluyorlar.“

Haksız değil. Standardlar cazın en temel beste kaynağı olmaya devam ediyor. Dinleyici çoğunlukla aşina şarkıları dinlemeyi tercih ediyor, çünkü yolunu kaybetmiyor. Sığ suda yüzmeyi seven Krall da, standardların şarkıcısı sıfatını başarıyla taşıyor, güzel şarkıları ‘güzel ve berrak ses’le dinleyicisine taşıyor, temiz icra ediyor. Hal böyle olunca Krall dinleyicisini, dinleyicisi de Krall’ı seviyor.

Diana Krall uzun zamandır kayıt yayınlamıyor. Sonuncusu This Dream of You (Verve) 2020’de yayınlanmıştı, ilki hariç tüm albümlerinin yapımcılığını üstlenen ve 2017’de hayata gözlerini yuman efsanevi Tommy LiPuma ile gerçekleştirdiği, 2016 ve 2017 yılında kaydedilmiş parçaları içeriyordu.

Geçtiğimiz yaz Avrupa’da turneye çıkmıştı, kısa süre önce de 2025 ABD turnesinin konserlerini duyurdu, dolayısıyla sahne yaşamına devam ediyor. Ancak yeni bir albüme dair herhangi bir haber yok. Müziğinden haz etmiyor olabilirim ama Diana Krall, cazı geniş kitleye sevdiren önemli bir müzisyen ve yeni kuşağa erişebilecek özelliklere de sahip.

Dilerim ki Krall bu yıl yeni bir albüm yayınlayıp hayranlarını mutlu etsin. Benim gibi müşkülpesentlerin -bu yazıda olduğu üzere- eleştirileri bir kenara, bir gösteri sanatı olarak cazı önemseyenlerin yeni bir Krall albümüne ihtiyacı var.

Dark Blue Notes’da portreler
Diana Krall resmi web sitesi

Not: Bu yazıyı yazarken konserden haberim yoktu. Hayranları için yeni bir albüm sipariş etmiştim, kendisi çıkıp gelecekmiş.

Turgay Yalçın

Yayın Yönetmeni, Kurucu Ortak, Yazar, Radyo Programcısı.

Turgay Yalçın 'in 226 yazısı var ve artmaya devam ediyor.. Turgay Yalçın ait tüm yazıları gör