Akbank Caz Festivali

Bir Bill Frisell Portresi

FOR ENGLISH VERSION OF BILL FRISELL, A PORTRAIT IS HERE.

2024’ün son günü yaşamımı müzikle bağlayan kahramanları düşünüyordum. Geçmişten günümüze ne kadar çok güzel ruh dokunmuş hayatıma, şekillendirmiş, değiştirmiş, dönüştürmüş… Yaptıklarıyla, yaşam tarzıyla, mütevaziliği, az ile çok şey söylemeyi öğretmeyi, alçak gönüllülüğün sahiciliğinin önemini göstermiş isimleri aklımdan geçirirken bir solukta aklıma gelen isimlerden biri, müzik dinlemeye başladığım ilk andan beri kahramanlarımdan olan Bill Frisell oldu.

Frisell müziği ile ilk tanışmam 20 yıl önce taze demlenmiş bir kahve kokusu ile “Blues Dream” albümünün aynı zaman dilimine denk gelmesiyle olmuştu. Ron Miles’ın trompeti ve Greg Leisz’in çıtırtılı telleri öğrenci odamızın duvarlarını sarmıştı. O dönemden bu zamana 40 yıllık kariyerinin ötesine geçen Frisell, yalnızca taraflı-tarafsız tüm müzikseverlerin saygınlığını kazanmakla kalmadı aynı zamanda arketip olamayan bir müzikal karakter olma sıfatıyla yönetmen Emma Franz’ın Bill Frisell: A Portrait belgeselinin ve Philip Watson tarafından yazılan Beautiful Dreamer: The Guitarist Who Changed The Sound of American Music biyografi kitabının da konusu oldu.

Baltimore doğumlu gitaristin cazın ötesinde blues’dan folk müziğe, kendine has bir Amerikana yaklaşımından klasik müziğe uzanan üretkenliğinin Amerikan müziğinde sessizce yayılan ve inkar edilemez bir etkisi var.

Frisell, sakin bir hayalperest. Kendisini kelimelerle ifade ederken zaman zaman kafa karışıklığı yaşıyor ve kendisiyle çelişiyor. Çünkü kendisini sözlerinden ziyade müziği ile ifade etmenin doğruluğuna inanıyor. Çekingenliğiyle ve söylediği her cümleyi yumuşatma arzusuyla yüzünden asla eksik etmediği nazik gülümsemesi ile içerisinde bulunduğu ortama barış ve olumlu enerji yayan Frisell, kendini bir öncü veya çığır açıcı olarak görmüyor olabilir, daha çok müziği takip etmeye ve kendi ürettiklerine sadık kalmaya çalışan bir müzik üreticisi olarak görüyor olabilir. Müziğin bugününü takip eden bir müziksever olarak, günümüz müzisyenlerinde Frisell’in yarattığı etkiyi gözlemleyebiliyorum. Frisell’in karakterine bütünüyle yerleşmiş mütevaziliği, dengeli profesyonelliği ile içerisinde olduğu her iş yolunda gidiyor.

“Size bir tüyo vereyim mi? Bill Frisell’ın kadrosunda bulunduğu tüm albümlere balıklama atlayabilirsiniz”

Ses yaratmaktaki ustalığını özgür doğaçlamada yeni kapılar açmak için kullanan Frisell, kulaklarımızda yer etmiş standartları, film müziklerini ve kendi eserlerini öylesine kendi seviyesine yükseltiyor ki belki de işte tam bu özelliği kendisini “en kallavi gitar ustalarından biri” mertebesine ulaştırıyor.

Bill Frisell’in Fender’inden çıkan müziğin progressive folk, blues, deneysel veya yüzü klasiğe dönük bir müzik olması onun için hiç bir şey fark ettirmiyor. İşin garibi, türler arasındaki farklılıkları öyle küçük sortilerle aşıyor ki penasının tadına alışık benim gibi takipçiler dâhi yarattığı illüzyona hayranlıkla kapılıp değişen farklı dünyalara alışıveriyor.

Bill Frisell (Photo provided)

İflah olmaz bir Bill Frisell hayranı olarak geçtiğimiz günlerde Emma Franz’ın yönettiği 2017 yapımı “Bill Frisell, A Portrait” belgeselini günlere yayarak, hayatımın içine yerdirerek, yavaşça deneyimleyerek izledim. Tahmin ettiğiniz üzere sadece bir kere değil birden fazla izleyerek iyice özümsemek istedim.

Belgesel, Michael Gibbs yönetimindeki BBC Symphony Orchestrası’nı Barbican konserleri öncesi Frisell bestelerini prova yaparken izleyen Bill Frisell’in gördüğü müzikal manzarayı bize tasvirlemesiyle açılıyor. Frisell’in röportajlarından öğrendiğime göre müzik hakkında en etkileyici bulduğu kısımın kolektif sound yaratmak olduğunu bildiğim için bu etkileyici deneyimin kendisini ne kadar iyi hissettirdiğini tahmin edebiliyorum. Karşısında koca bir orkestra var ve O orkestra Frisell’in tüm yaşamının nota düzlemine dökülmüş halini icra ediyor. Bu muazzam!

Bill Frisell’in birleştirici gücüyle evrensel bir değere dönüşme hikayesinin anlatıldığı belgesele katkı sağlayanlar arasında Michael Gibbs, Tony Scherr, Kenny Wollesen, Bonnie Raitt, Paul Simon, Hal Willner, Nels Cline, Jim Woodring, Jim Hall, Brian Camelio, Joey Baron, Paul Motian, Eyvind Kang, Rudy Royston, Susan Monks, Joe Lovano, Jason Moran, Jack DeJohnette, John Abercrombie, Carole D’Inverno, Claudia Engelheart, John Zorn, Hank Roberts, Jenny Scheinman ve Ron Carter gibi Frisell’in en yakınında bulunma şansını yakalayabilmiş isimler yer alıyor.

“Frisell’in müziği asla geriye bakmayı kabul etmeyen her gün ufak ya da büyük adımlarla büyüyen bir soundu yeniden yaratma çabası. Bill Frisell, müzik üretmek için ufacık gelişmelerin bile peşinden koşan heveskâr bir müziksever, aynı zamanda kariyer duvarındaki taşları sabırla ören bir usta.”

Müziğin farklı tonlarını doğru oranlarda kombine edebilmek, Frisell’in ustalık alanı. Frisell hiç bir zaman sıkıcı ve çaldığı hiç bir nota hususunda müsrif ya da palavracı değil. İyi bir müzik yapmak, her gün korumanız gereken bir disiplin ve sabır gerektirir. Hayat gibi. Her gün yeni bir güne uyanırız. Dün sahip olduklarımıza bugün yeniden sahip olabileceğimizin garantisi olmadığı gibi aynı olmamızı, sabit kalmamızı da hiç kimse istemez. Yeni ve güzel olmayan bir şey tatmin edici değildir.

Photo credit: Monica Frisell

Belgeselin başarısına müthiş katkı sağlayan canlı kaydedilmiş Frisell müzikleri yalnızca Bill Frisell hayranlarının değil gitar müziği ile ilgilenen tüm müzisyenlerin ve müzikseverlerin radarına takılacak kalitede. Hem çekim açıları, diyalogların müziklere eşlik edecek şekilde kurgulanması, hem de ses kalitesi bakımından Bill Frisell, A Portrait ayakta alkış hakeden kusursuz bir çalışma.

Frisell’in albümlerine katkı sağladığı isimler arasında Wim Wenders, Bono, Brian Eno, Lou Reed, Keith Richards, Elvis Costello, Dr. John, Marianne Faithfull, David Sunborn, Gus Van Sant, Sting gibi isimler yer alıyor. Frisell, saydığım bütün bu isimlerin mutlak takdirini kazanmış ve her dokunuşu ile müziği melekler katına yükseltmiş. Hem takdir görmüş hem de aralarında ismi büyük harflerle yazılan gitarcılar da dahil olmak üzere pek çok isim tarafından sound ve belirgin icra stillerinde taklit de edilmiş. Caz gitarı meraklıları tarafından kültürün yapı harcı olarak görülen bir figürün taklit edilmesi de şaşırtıcı değil.

“Bill Frisell, A Portrait” belgeselinde Frisell’ın hayatının en özel anlarına tanıklık ediyoruz. Mesela Frisell’in Jim Woodring’in çizgi filmi üzerine müzik yaparken ve öncesinde Woordring ile sanatsal ifade üzerine masa başında sohbet ederken görüyoruz. Orkestra şefi Michael Gibbs ile Londra’da BBC Radyo programına doğru giderken Buckingham Palace’ın önünden geçen arabanın içinde şakalaşırken de yanlarındayız. Frisell’in çizer dostları Claude Utley ve Terry Tyrell’in Fender gitarlarının üzerine yaptığı çizimlerden bahsederken yüzündeki çocuksu mutluluğu da görüyoruz. Ron Carter’ın Bill Frisell stili renkli çoraplarını gösterdiği anlar da bu belgeselde yer alıyor. Frisell’in, ressam eşi Carol ile atölyesinde resimleri üzerine sohbetine de şahit oluyoruz ya da yemek odalarında, ocakta bir şeyler pişerken, Frisell gün gün tuttuğu notalarını karıştırıyor, gitarında bir şeyler tıngırdatıyor. Gitar ikonu Jim Hall ile stüdyo anılarından bahsediyor. John Abercrombie’nin müziğinde yaratmaya çalıştığı efektsiz sade müzik üretimine karşıt olarak pedal ve efekt kullanımı ile Frisell’in müziğinde yaratmayı başardığı kendine has havayı da dinliyoruz. Ve daha pek çok unutulmaz anektod bu belgeselin içinde saklı.

Still from the film “Bill Frisell, a Portrait” credit: Emma Franz

Belgeselde bahsi geçen Frisell’in müziğini anlamlandırmada bazı kilit fikirler var. Bunlardan biri müziğin ortak bir iletişim dili olsa da her müzikte olduğu gibi her dinleyicinin müzikten kendi mesajını alacağı gerçeği. Müziği bir ön koşullanma ya da kalıba sokmak dinleyicinin yaratıcılığını bloklayan bir davranış. Biliyoruz ki her müzik, müzikseverin deneyiminde farklı bir noktada yankılanır. Frisell de bu düşünce yapısıyla müziğinin önünü tür, zaman, mekan bariyerleri ile kesmeden deneyimleyerek dinleyicilerinin zihinlerinde özgür bırakıyor. Frisell, müziğinde yaratmak istediği sound’u önce zihininde canlandırıyor, ardından bu sound’u yaratabilecek elementler arasında gezinerek müzikal deneyler yapıyor. Bütün bunları yaparken de oldukça tutkulu, titiz ve amatör heyecanını hiç kaybetmeden müziğine sarılıyor.

Jim Hall, hayatı boyunca tek bir gitar çalmış ama Frisell çok farklı. O, tura çıktığında yanında sadece bir veya iki gitar taşımak zorunda olduğu için tur dışında kalan ve evinde geçirdiği kısıtlı zamanlarda gitarlarını çevresine dizerek onlarla vakit geçirmeye çalışan müziğe delice bağlı bir müzisyen. Belgeselde Hall’ın, Frisell’le birlikte yaptığı kaydı oldukça yaratıcı ve provakatif bulduğunu öğreniyoruz. Hall, bunun da ötesinde Frisell’in atmosferik seslerle kendi dünyasını yaratan bir müzisyen olmasının yanı sıra oldukça iyi swing eden bir gitarist olduğunu da paylaşıyor.

Jim Hall gibi yine yakın zamanda kaybettiğimiz bir diğer yeri doldurulamaz müzisyen Paul Motian, Frisell, kendisi ve Joe Lovano’nun Village Vanguard günlerinden bahsediyor. Efsane kulübün yönetim ofisi kısmında Max Gordon ile ilk konserlerini ayarladıkları 30-40 yıl öncesinden hatıralarından bahsederken muhabbet 120-130 kişilik kulüpte gecede 2 set çalarak 2 hafta boyunca kapalı gişe konser verdikleri günlere geliyor. Bu muhteşem üçlü yıllarca üretmeye devam etti. Çünkü sadece planlanmış, yazılı dokümandan pratik edilmiş müzikler çalmadılar. Cazın doğası gereği bir tutam müzikteki fikirleri birlikte doğaçlayarak büyüttüler. Caz müzisyenlerinin sahip olduğu bu tılsım onları nesiller boyu ölümsüz yapmayı başardı.

Sözün özü: ister bir Bill Frisell hayranı olun ya da olmayın eğer gerçek bir müzikseverseniz bu müzikal deneyimi kaçırmamak adına düşünmeden bu belgeseli izleyin. Çünkü bu belgeselin sizin yaratıcılığınızda ve hayal dünyanızda hangi kapıları aralayabileceğini ya da kişiliğinizde hangi taşları yerinden oynatacağını izlemeden kestirebilmenizin imkanı yok.

BILL FRISELL, A PORTRAIT

Still from the film “Bill Frisell, a Portrait” credit: Emma Franz

On the last day of 2024, I was thinking about the heroes who connected my life with music. How many beautiful souls have touched my life from past to present, shaped it, changed it, transformed it? Through their deeds and lifestyles, they have shown the importance of modesty, teaching what less is more is, the importance of humility and authenticity. One of the names that came to my mind in a flash as I was going through the names was Bill Frisell, who has been one of my heroes since I first started listening to music. I was first introduced to Frisell’s music 20 years ago when the smell of freshly brewed coffee and the album “Blues Dream” coincided. Ron Miles‘ trumpet and Greg Leisz‘s crunchy strings enveloped the walls of our student room. Since then, Frisell has transcended his 40-year career, not only earning the respect of all music lovers, but also as a anti-archetypal musical character, the subject of director Emma Franz‘s documentary Bill Frisell: A Portrait and Beautiful Dreamer: The Guitarist Who Changed The Sound of American Music biography by Philip Watson.

Beyond jazz, the Baltimore-born guitarist’s prolific output ranges from blues to folk, from a distinctive Americana approach to classical music, and has had a quiet and undeniable impact on American music.

Frisell is a calm dreamer. When he expresses himself in words, he sometimes gets confused and contradicts himself. Because he believes it is right to express himself through his music rather than his words. Frisell, who radiates peace and positive energy with naive expressions, his shyness and a gentle smile that he never loses with his desire to soften every sentence he says, may not see himself as a pioneer or a groundbreaker, but rather as a music maker who tries to follow the music and stay true to what he produces. I (As a music lover who follows today’s music) can observe Frisell’s influence on today’s musicians. Frisell, with his modesty and balanced professionalism, which is completely ingrained in his character, makes everything he is involved in work well.

Photo credit: Burak Sülünbaz Collection

Using his mastery of sound creation to open new doors in free improvisation, Frisell elevates standards, movie soundtracks and his own compositions to the heaven level that perhaps it is precisely this quality that makes him “one of the greatest guitar masters of our era”.

“Can I give you a tip? You can jump on any album with Bill Frisell in the lineup. You’ll never know where would you find yourself with this journey.”

It makes no difference to Bill Frisell whether the music coming out of his precious Fender is progressive folk, blues, experimental or classical. Oddly enough, he transcends the differences between genres with such small sorties that even followers like me, who are accustomed to the taste of his picks, become fascinated by the illusion he creates and get used to the different worlds that change.

As a die-hard Bill Frisell fan, I recently watched the 2017 documentary “Bill Frisell, A Portrait” directed by Emma Franz by spreading it out over days, letting it sink into my life, slowly experiencing it. As you might have guessed, I wanted to absorb it. I watched it more than once.

Still from the film “Bill Frisell, a Portrait” credit: Emma Franz

The documentary opens with Bill Frisell watching the BBC Symphony Orchestra conducted by Michael Gibbs rehearsing Frisell’s compositions before their Barbican concerts and describing the musical landscape he was watching. Since I know from Frisell’s interviews that the part he finds most fascinating about music is creating a collective sound, I can imagine how good this impressive experience made him feel. There is a huge orchestra in front of him and that orchestra is performing Frisell’s whole life translated into music. This is tremendous!

Among the contributors to the documentary which tells the story of Bill Frisell’s are fortunate enough to be closest to Frisell as unifying power and his transformation into a universal value . Feautured names are Michael Gibbs, Tony Scherr, Kenny Wollesen, Bonnie Raitt, Paul Simon, Hal Willner, Nels Cline, Jim Woodring, Jim Hall, Brian Camelio, Joey Baron, Paul Simon, Hal Willner, Nels Cline, Jim Woodring, Jim Hall, Jim Hall, Brian Camelio, Joey Baron , Paul Motian, Eyvind Kang, Rudy Royston, Susan Monks, Joe Lovano, Jason Moran, Jack DeJohnette, John Abercrombie, Carole D’Inverno, Claudia Engelheart, John Zorn, Hank Roberts, Jenny Scheinman and Ron Carter.

Frisell’s music is an effort to recreate a sound that refuses to look back, growing every day in small or large steps. Bill Frisell is an avid music lover who seeks even small increments to produce music, but also a master who patiently builds the stones on his career wall.

Combining the different tones of music in the right proportions is Frisell’s forte. Frisell is never boring and never extravagant or braggadocious about any note he plays. Making good music requires discipline and patience that you must maintain every day. It’s like life. Every day we wake up to a new day. There is no guarantee that what we had yesterday we can have again today, and no one wants us to be the same, to remain fixed. Anything that is not new and not beautiful is not satisfying.

The live Frisell music, which contributes greatly to the success of the documentary, is of a quality that will be on the radar not only of Bill Frisell fans but also of all musicians and music lovers interested in guitar music. Bill Frisell, A Portrait is an impeccable work that deserves a standing ovation, both in terms of the shooting angles, the way the dialogues are edited to accompany the music, and the sound quality.

Among the names Frisell has contributed to his albums are Wim Wenders, Bono, Brian Eno, Lou Reed, Keith Richards, Elvis Costello, Dr. John, Marianne Faithfull, David Sunborn, Gus Van Sant and Sting. Frisell has earned the absolute admiration of all these names and has raised music to the level of angels with his every touch. He has not only been appreciated but also imitated by many names, including guitarists (some of them are big names), in terms of sound and distinctive playing styles. It is not surprising that a figure considered by jazz guitar aficionados to be the building block of the culture would be imitated.

Still from the film “Bill Frisell, a Portrait” credit: Emma Franz

In this documentary Bill Frisell, A Portrait, we witness the most intimate moments of Frisell’s life. For example, we see Frisell making music based on a cartoon drawn by illustrator Jim Woodring and chatting with Woodring at his house about artistic expression. We also see him joking with conductor Michael Gibbs in a car passing by Buckingham Palace on the way to a BBC Radio program in London. We also see the childlike happiness on Frisell’s face as he talks about his illustrator friends Claude Utley and Terry Tyrell‘s drawings on his Fender guitars. Funny moments full of life. Ron Carter’s Bill Frisell-style colorful socks are shown off in this documentary. We also see Frisell chatting with his painter wife Carol about his paintings in her studio, or in the Frisell family’s dining room, while something is cooking on the stove, Bill Frisell is shuffling his notes that he keeps day by day and strumming something on his guitar. He talks about his studio memories with guitar icon Jim Hall. We also listen to the unique atmosphere Frisell managed to create in his music with the use of pedals and effects in contrast to the simple music production without effects that John Abercrombie tried to create in his music. And many more unforgettable anecdotes are hidden in this documentary. You can now watch all of them HERE.

There are some key ideas in making sense of Frisell’s music, as mentioned in the documentary Bill Frisell, A Portrait. One of them is the fact that although music is a common language of communication, as with any music, each listener will get their own message from the music. Putting music into a preconditioning or mold is a behavior that blocks the creativity of the listener. We know that every music resonates at a different point in the music lover’s experience. With this mindset, Frisell experiences his music without barriers of genre, time and space, leaving it free in the minds of his listeners. Frisell first visualizes the sound he wants to create in his music in his mind, and then conducts musical experiments by moving between the elements that can create this sound. While doing all this, he is passionate, meticulous and embraces his music without ever losing his amateur enthusiasm.

As Bill Frisell mentioned Jim Hall has only played one guitar all his life, but Frisell is very different. He is an insanely dedicated musician and collects countless number of guitars. When he goes on tour, he has to carry only one or two guitars with him, so he misses his other guitars and when he stays out of the tour and tries to spend time with his guitars by arranging them around him in the limited time he spends at home. In the documentary, we learn that Hall found the recording he made with Frisell quite creative and provocative. Hall also shares that Frisell is not only a musician who creates his own world with atmospheric sounds, but also a guitarist who can swing very well.

Still from the film “Bill Frisell, a Portrait” credit: Emma Franz

Paul Motian, another irreplaceable musician like Jim Hall who passed away recently, talks about The Village Vanguard days of Frisell, himself and Joe Lovano. While talking about their memories from 30-40 years ago when they organized their first concert with Max Gordon in the management office of the legendary club, the conversation turns to the days when they played 2 sets a night in a club of 120-130 people and played sold out concerts for 2 weeks. This amazing trio continued to produce for years. Because they didn’t just play music that was planned and practiced from a written document. Due to the nature of jazz, they improvised and grew the ideas in a piece of music together. This talisman that jazz musicians possess has made them immortal for generations.

All in all whether you are a Bill Frisell fan or not, if you are a true music lover, watch this documentary without hesitation so as not to miss this musical experience. Because there is no way of knowing what doors this documentary will open in your creativity and imagination, or what stones it will move in your personality.

HERE is the offical website.

More from me HERE

Burak Sülünbaz

Co-Founder, Jazz Writer // Kurucu Ortak, Caz Yazarı

Burak Sülünbaz 'in 219 yazısı var ve artmaya devam ediyor.. Burak Sülünbaz ait tüm yazıları gör