Arkeo-Müzikolojik Bir Keşif Gezisi: AVA Trio
"Toplam yirmi dakikalık iki şarkıdan oluşan yeni albümlerini piyasaya süren AVA Trio, antik ve modern hayatı harmanlayan büyülü, çağrışımlar yaratan sesler yaratıyor." - Andy Hamilton, The Wire, Nisan 2023)
Ava Trio, bariton saksofon ve mizmarda Giuseppe Doronzo, kontrabas ve perküsyonda Esat Ekincioğlu, davul ve bendirde de Pino Basille‘den kurulu üçlü bir grup. 2015 yılında Hollanda’da bir araya geldiler. Ve o tarihten günümüze üretmeye devam ediyorlar.
"Metin olmadan sesli kitap dinlemek gibi." - KrautNick Magazine
AVA Trio, Çin ve Avrupa’da geçen yoğun sezonlarının ardından, eleştirmenlerce beğenilen ikinci albümleri “Digging the Sand”i Marocco Music etiketiyle, Kasım 2019 piyasaya sürmüştü. Grup, Akdeniz’de zamanda yolculuk yapmaya devam ediyor. 24 Şubat’ta Tora Records etiketi ile yayınlanan, deneysel ve mistik tarzda hazırladıkları, yepyeni EP’leri “Ash” ile volkanik küller altında gömülü olan Pompeii ve Knossos antik kentlerine arkeo-müzikolojik bir keşif gezisine çıkıyor. Esasen albüm, Kasım 2021 tarihinde, Groningen’de Limbo stüdyolarında kaydedildi ve geçtiğimiz ay piyasaya sürüldü. Albüm kapağı tasarımıı ise Samantha Pellarini’ye ait.
AVA Trio’nun anlatımıyla iki parçanın mükemmel hikayesini de sizlerle paylaşmak istiyorum.
Keyifli dinlemeler…
POMPEII "Garum çiçeği, imparatorluğun en iyi bitkisi olan Scaurus'un bir ürünü," diye mırıldandı yaşlı usta Scaurus, atölyesinin zeminindeki parlak harflere gururla bakarak. Yavaş yavaş fokurdayan balık bağırsakları, kötü koku ve tuz yaraları üzerine, imparatorluğu kurduğu yer ve ailesinin birçok muhalefetine rağmen fabrikanın hemen yanında bulunan villası hemen buradaydı "Bu pis koku sayesinde yüzyıllar boyunca hatırlanacağım," diye düşünürdü sık sık kendi kendine, koku alma doğasının ıstırabını kibirle vurguladı. Ancak bu tembel Ekim gününde avludan banyo odalarına doğru yürürken seçimini sorgulamaya başladı. Koku daha ağırdı ve malikânedeki kokuşmuş havayı örtmek için hiçbir bastırıcı etki yeterli değildi. "Bütün uzuvlarım ve duyularım hareketleniyor ama burnum zamana boyun eğmeyi reddediyor!" diye düşündü. Belki de Pompeii'den emekli olma zamanı gelmişti.
KNOSSOS Minos rahibesi biliyordu. Tıpkı yaşlıların önceden uyardığı gibi, ayaklarının altında uyanan bir güç vardı. Hafif kükürt kokusu tapınağı doldurmaya başladı. Çocukluğunu hatırlamayı umarak. Orada verdiği yemini asla unutmayacağı için güneye, şimdi şişkin ufkun altında gizlenmiş olan büyük Knossos şehrine doğru baktı. Keskin bir tıslama kulaklarını acıtıyordu. Onu son ayin için uyandırıyordu. Bu Ana Tanrıça'yı uyandıracaktı. Knossos'tan vazgeçemezdi.