Al Di Meola “Electric Years” İstanbul Konseri
Yine bir maç akşamı. Stat çevresindeki trafik özellikle taraftarların yarattığı yoğunluktan dolayı felç. Sanırım bu duruma asla alışamayacağım. Aynı akşam caz füzyondan, flamenkoya hatta dünya müziğine kadar pek çok müzik türünde yaşayan en önemli gitaristlerinden Al Di Meola, Volkswagen Arena sahnesinde. Al Di Meola, yaklaşık 30’dan fazla senedir farklı konserlerde ülkemize geldi. Bu konserlerin yaşımın müsaade ettiği kadarını izlemeye çalıştım. Ve her seferinde daha da çok etkilendim. Efsane gitarist, geçtiğimiz sene Akbank Caz Festivali kapsamında Türkiye’de çalmış konserin hemen ertesi gün Romanya’da sahnedeyken ciddi bir kalp krizi geçirmiş biz hayranlarını çok korkutmuştu. İspanyol otobanında şeytanla yarışıp iblisi alteden usta, bu sefer de azrail’e bir çalım atıp sapasağlam sahnelere dönmüştü.
Virtüözitenin sınırlarını fersah fersah aşan şeytani gitar tekniği, yarattığı duygu köprüleri ile Al Di Meola modası asla geçmeyecek bir gitar kahramanı. 07 Kasım akşamı Di Meola, kariyerinin ilk yıllarına referans veren Electric Years projesi ile Black Beauty olarak andığı custom made Les Paul’unu kutusundan çıkardığında sahnede uzun süreli yol arkadaşları Philippe Saisse piyano ve tuşlu çalgılarda, Dave Lowrey bas gitarda, Tom Brechtletin davulda ve Gumbi Ortiz perküsyonda kendisine eşlik etti.
Konserin duyurusuna yoğun emek verilmiş ve kampanyalı avantajlı biletler satışa çıkmış olduğu halde nedenini anlamadığım şekilde konsere seyircinin ilgisi, hak ettiği düzeyin çok altındaydı. Kısa süre öncesine kadar şehir dışından dahi akın akın konser izlemeye gelenlerin gösterdiği ilgiden bu seviyelere nasıl geldik anlamam mümkün değil. “Çok geldi, çok izledik” diyebilirsiniz. Ama Al Di Meola’nın sanatının eline su dökemeyecek pek çok konserin dolduğunu gördükçe dinleyici beğenilerinin aşağı düşüş eğiliminde olduğunu düşündüğümü söylemek zorundayım.
Konserin hemen başındaki ilk 2-3 parçada ses düzeninin sorunlu olduğunu hissettim. Sesler sanki uzaktan geliyor gibiydi. Gitar sesinin netliğini de tam alamadım. Ama hızlı bir sürede sorun düzeltilerek doğru bir ses duymamız sağlandı. 70’lik Al Di Meola, nazarlardan korusun halen çakı gibi. Gençlik günlerindeki dinamizmini koruyor. Zaman zaman piyanist Saisse ile zaman zaman ise perküsyoncu Ortiz ile atışıyor, gösterişli bitimlerle dolu akıl işi sololarla izleyicisini şaşkına çeviriyor. Davulcu Brechtleti uzun uzun solo fırsatları buldu. Yani “Konser nasıldı?” diye sorarsanız. Önce “Neden gelmedin?” diye sorar sonra da “Al Di Meola, yine fişek gibiydi” derim.
Konserin ilk bölümü bitip kısa bir mola verdikten sonra Al Di Meola sahnenin ortasına konulmuş bir sandalyede Conde Hermanos akustik gitarıyla baş başa bir sohbet gerçekleştirdi. Tabi bu sohbet sırasında bol bol Beatles klasiklerine uğramayı da ihmal etmedi. Henüz çocuktum, Paco De Lucia ve McLaughlin ile birlikte müziklerini dinledikten sonra solo projelerine de dalmıştım. Bir adamın tek başına bir enstrüman ile bu kadar etkileyici bir müzik üretmesine o zaman da şaşırmıştım. İtiraf edeyim yaşımı başımı almış olmama rağmen şimdi bile halen çok etkileniyorum.
Konserin sonlarına doğru Al Di Meola, şu ana kadar ilk defa gördüğüm bir şekilde seyircisini sahnenin önüne davet etti. İzleyicinin mucizeyi yakından görmesine izin verdi. Sahne önüne biriken müzikseverler ömürlerinde belki de ilk defa bu kadar yakın mesafeden dünyanın en değerli gitar yıldızlarından birini izleme şansı yakaladı. Bu deneyim gerçekten eşsizdi. Bana sorarsanız Al Di Meola, bir Sirius yıldızı. Zaman zaman bulutlar O’nun görünmesini engelliyor olabilir ama bulutlar dağıldığında o yine aynı parlaklığında yerinde kalıyor.
Konser sonrası festival organizasyonun daveti üzerine kuliste büyük sanatçı ile bir kere daha sohbet etme şansı yakaladım. Bazı bilinçli konser organizatörleri, konser sonrası beni müzisyenle buluşturmayı önemsiyor. Çünkü eğer sanatçı yazmam için benimle bir şeyler paylaşmayı tercih ederse, yazılarımın konusu, onların insani yanlarını ve seyirciye aktarılmasını uygun gördükleri mesajları aktarabildiğim içerikler de oluyor. Bazıları ise sanatçının seyircisiyle buluşma isteği olduğu halde cazın bir paylaşım kültürü olduğundan bihaber olduğu ve sahne gerisinin güvenliğini sağlama konusunda kendini yetersiz bulduğu için seyirci ile sanatçı buluşmalarına hiç bir şartta müsade etmiyorlar. Bu pek çok müzikseverin sanatçıya, konsere ya da mekana küsüp ayağını konserlerden kesmesine neden oluyor. Yani aslında organizatörler sanatçı ile seyirciyi buluşturmama konusunda “keyfi” bir şekilde ısrarcı olmaya devam ederlerse kendi bindiği dalı kesiyor olabilirler. Herkesin iş yapma biçimine saygı duyuyorum ama canlı müziğin geleceğinden endişe eden bir müziksever olarak bu hususu paylaşmayı doğru buluyorum.
Al Di Meola ile bir araya geldiğimde ilk sorduğum şey sağlık durumu oldu. O akşam sahnede göğsüne aniden bir ağrı girdiğini ve hızla hastaneye yetiştirildiğinden bahsetti. İyi ki konser akşamında rahatsızlandığını ve bu sayede hızlıca müdahale edilebildiğini, eğer bu sorunu bir gün sonra boş gününde yaşamış olsaydı bu kadar şanslı olamayabileceğinden bahsetti.
Kuliste benimle birlikte Yusuf İslam’ın (Cat Stevens) oğlu Yoriyos Adamos da eşiyle birlikte Al Di Meola ile tanışmaya gelmişti. Yoriyos, babasının plaklarını Di Meola’ya hediye getirmiş. Yeniden Amerikan Başkanı seçilen Trump’dan Amerika ve Avrupa’da yaşama dair sohbetler gerçekleşti. Yusuf İslam’ın oğlu ve Al Di Meola ile yan yana gelmişken aklıma 2017 yılında Chick Corea’nın son defa Türkiye’ye bir konser için geldiği akşam gelmişti. O akşam sahne gerisine Corea’yı ziyaret gitmiştim ve arkamdan kulise gelen Yusuf İslam ile tanışma ve kısa bir süre birlikte sohbet etme şansı yakalamıştım. Yanlış hatırlamıyorsam Yusuf İslam “Neden Hala Gitar Taşıyorum” adlı kitabının imza günü için Türkiye’deydi ve kitabının bir kopyasını Corea’ya hediye etmişti. Bu akşamdan bahsettiğimde Al Di Meola’nın eski yol arkadaşı Chick Corea’yı hatırlayarak, etkilendiğini hissettim.
Müzik ne güçlü bir bağlayıcı. Zaman, coğrafya, inanç ve yaş farkı tanımaksızın insanları birbirlerine bağlıyor. Ne şanslıyız ki Al Di Meola ve müziği o akşam bizim zaman makinemiz olmuştu.
Dark Blue Notes’da Al Di Meola içerikleri BURADA
Al Di Meola hakkında daha fazla bilgi BURADA