Akbank Caz Festivali’nde Immanuel Wilkins: Cazın Genç Dehası

33. Akbank Caz Festivali kapsamında 4 Ekim akşamı Babylon’da izleyeceğimiz müthiş isimlerden biri Immanuel Wilkins aynı zamanda Blue Note Records’un günümüz caz sahnesine kazandırdığı yeni yeteneklerden biri 25 yaşındaki alto saksofoncu Immanuel Wilkins. Wilkins, genç yaşına rağmen bu prestijli firmada iki albüm kaydetti. 

İlk kaydı “Omega”yı 7 Ağustos 2020’de yayımladı. Albümün prodüktör koltuğunda tecrübeli besteci ve caz piyanisti Jason Moran yer almıştı. Kariyeri için oldukça parlak bir başlangıçtı.

Philedelphia’lı genç altocu kiliseden yetişme. Müzikle iç içe bir gençlik evresinin ardından Juillard’dan mezun olmuş. Eş zamanlı olarak pek çok müzisyenle beraber turlamış, sahne almış.

Jason Moran, The Count Basie Orchestra, Delfeayo Marsalis, Joel Ross, Aaron Parks, Gerald Clayton, Gretchen Parlato, Lalah Hathaway, Solange Knowles, Bob Dylan ve Wynton Marsalis gibi isimlerin kayıt ve performanslarına katkı sağlamış. 

İlk albümü Omega için Micah Thomas, Daryl Johns ve Kweku Sumbry ile kayıt stüdyosuna girmişti. Albümü baştan sona dinlediğimde aralarındaki etkileşimi keyif verici buldum. Hatta cazın geleceğine yön vermesi muhtemel isimler arasında konumlandırılmaları gerektiğini düşünüyorum. Wilkins’in solo partisyonlarındaki yaratıcılığı ve akıcılığı başlı başına dikkat çekici. Hatta bazı bölümlerindeki yırtıcılığı bize caz devlerinin cüretkâr icralarını ufaktan da olsa hatırlatıyor.

Albümün ekseni Amerikalı bir siyahinin “yaşam deneyimi” olarak tanımlanıyor. Güzellikler ve çirkinliklerin yazım ve aranjesi olarak kişisel, grup performansı olarak bakıldığında ise kolektif tezahürü.

Parça isimlerinin bir kısmı günümüzde dahi hâlâ süren utanç verici olgu “ırkçılık” kurbanlarına atfedilmiş. Bir kısım beyaz Amerikalının siyahiler üzerinde kurdukları şiddet hegemonyasının ve Amerikanın yüzündeki ırkçılık lekesinin kurbanları protestosunu müziğiyle ifade eden bir siyah Amerikalının nefesinde yaşamlarını sürdürüyorlar. 

Albümün oluşum süreci George Floyd olaylarının patladığı döneme gelmesi duyguların doruğa ulaşmasını sağlamış. Yöneticilerden sivil halka ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı söylemlerinin fitilini ateşlediği ırk ayrımcılığına dikkat çekmeyi amaçlamanın yanı sıra üst kalibre müzisyenlerden dinleme keyfi yüksek bir albüm olarak kayda alınmış. 

Sadece öylesine dinlemek, keyif almak için değil verilmeye çalışılan barış ve pozitif mesajları anlamlandırmak için güzel bir albüm.

Wilkins yeni albümü 7th Hand ile Omega’da kazandığı muazzam başarının da üzerine koyarak ilerliyor.

İkinci albümü 7th Hand ise 28 Ocak 2022 tarihinde yayımladı. Bu albümde de Wilkins’e Omega’da eşlik eden isimlerle çalışmış. Wilkins yeni albümünde Omega’da kazandığı muazzam başarının da üzerine koyarak ilerliyor. Yine usta işi caz işlikçileri ile bezeli. Ötesinde ise bazı bölümlerde kullandığı Afrika ritimleri ile köklere de doğrudan göndermeler var. 

Albümün ilgi çekici yanı müzikal dış görünümünün derinliklerinde son derece sağlam bir konseptüel omurgaya da sahip oluşunda.

7th Hand, yedi bölümden oluşan bir saatlik bir süitte varlık ve hiçlik arasındaki ilişkileri araştırıyor. Bu albümün doğuşuna sebep olan fikirleri müziği yazmadan önce saptamış ve müziği adeta bir Siyahi Amerikalı Kilisesi öğretisi formunda inşa etmeyi denemiş. 

Wilkins bu suiti meydana getirirken önce teoriyi geliştirmiş, arından bunu nota düzlemine dökmüş. Tabi bu süreç müzik ve teori arasında ileri geri giden bir süreçte oluşmuş. Bazı noktalarda fikirler müziğin “sınırsız” sınırları içerisine yerleşecek kadar daraltılmak durumunda kalmış. Fikir, yazılı müziğin ötesinde olduğu için Wilkins ve arkadaşları tur sırasında her akşam bu müzikleri çalarken yeni eklemelerle müziği çıkış noktasından daha da gelişkin bir hale getirmişler. Bu bağlamda 7th Hand sürekli nefes alan ve her akşam varlığını daha da geliştiren bir suite dönüşmüş.    

Wilkins, grup elemanlarından davulcu Kweku Sumbry ile 3 yıl ev arkadaşlığı yapmış. Albüm kaydedildiğinde diğer elemanlarla da 5 yıldır birlikte çalışıyorlarmış. Şuan yaklaşık 7-8 yıldır birlikte çalışan sıkı dostlar. Albümün bestelenme sürecinde de sürekli birliktelermiş. Wilkins kompozisyonları bestelerken hemen her partisyonda onlara kayıtlar göndererek fikirlerini almış. Yani grup elemanları da aktif bir yaratım süreci ile müziğin dışında değil, tam içindeler bu da genel performansı çok ciddi şekilde etkilemiş. 

Tüm bu bilgileri ve verileri bir araya getirdiğimizde 33. Akbank Caz Festivali kapsamında izleyeceğimiz Immanuel Wilkins Trio konseri için için söyleyeceğim son sözlerime lütfen kulak verin. Bilinçli yaratım süreçleriyle örülü, A kalite bir modern caz eserini dinlemek ve modern cazın gelecek nesildeki önderlerinden birini zımba gibi olduğu bir döneminde izlemek için biletlerinizi hemen almanızı öneririm. 

Konsere biletinizi BURADAN satın alabilirsiniz.

33. Akbank Caz Festivali kapsamındaki diğer konserler BURADA.