Akbank Caz Festivali

Ajda Pekkan – Sevdim Seni

Editörümüz başucu albümüm serisinin duyurusunu yaptığında sipariş aldığım bir makalenin finaliyle cebelleşiyordum. Ancak yazıyı teslim ettikten sonra sorabildim kendime, acaba benim bir başucu albümüm var mı? diye. Sormaz olaydım; geçmişle arası fena hâlde iyi olan, daha da kötüsü özellikle müzik, film ve kitaplar söz konusu olduğunda birçok şeyi ilk günkü tazeliğiyle hatırlayan biri olarak çok geçmeden başucumda sayısız albüm belirdi. Onlar kenardan bana tüm çekiciliğiyle göz süzerken, aralarından birini seçip de işte budur demek benim becerebileceğim bir şey değildi. Hâl böyle olunca ben de iyi madem bu konuya hiç burnumu sokmayayım dedim ve yazmaktan vazgeçtim. Nereden bilebilirdim ki trikotaj tekniğinin daimi üstadı kaderin benim için münasip bir ağ örmüş olduğunu…

İnternette bambaşka bir konunun peşinde oradan oraya giderken önüme düşen bir şarkı, Ajda Pekkan’ın 1982’de Yaşar Kekeva Plakçılık’tan çıkan Sevdim Seni albümünü karşıma dikiverdi. Önce bir parça, sonra bir tane daha, bak bu da ilginçtir derken, işi gücü bırakıp daha önce sayısız kez dinlediğim albümü uzunca bir aradan sonra tekrar baştan sona dinledim. Özdemir Erdoğan, Selâmi Şahin, Selmi Andak, Çiğdem Talû ve Selçuk Başar gibi popüler Türk müziğinin önemli isimlerini buluşturmanın yanında Kul Himmet’ten Billy Joel’a uzanan ve dinleyicisine çok özel bir deneyim vadeden albüm şüphesiz ki 1980’lerin nimetleri arasında.

Aranjör koltuğunda ise Türkiye’nin pop müziğine büyük emeği geçmiş; hem kendi kuşağına hem de sonraki kuşaklara müzisyen kimliğiyle rol model olmuş bir isim var: Garo Mafyan. Her şeyden önce yurt dışındaki popüler müziği yakından izleyen; buradaki yenilikleri ve eğilimleri göz önünde tutarak yaşadığı kültürün müziğine eklemlemek üzere çalışmalarına yön verebilmiş birkaç müzisyenden biri olan Garo Mafyan, tüm düzenlemelere adeta imzasını atarak albümün bütünlük kazanmasına azami ölçüde katkı sağlamış. 1960’lardan itibaren gelişen ve 1970’lerin sonunda çeşitlenip zirvesini yaşayan funk’ın yoğun etkisini, aksatımlı (syncope) ritimler, davul atakları ve ritim gitarlar üzerinden hemen tüm parçaların groove’larında hissedebiliyoruz. A ve B kısımlarında beşer şarkı olan albüm, biri İngilizce olmak üzere toplam on şarkıdan oluşuyor.

1950’lerden itibaren kendi kimliğini bulmaya çalışan pop müziğin yerel unsurları merkeze alarak makamsal bir çizgiye evirilmeye başladığı 1980’lerin başında gelen ve batılı bir sound’a sahip olan Sevdim Seni, bu yanıyla da popüler Türk müziği tarihinde önemli bir yerde duruyor. Pop müziğin erken döneminde revaçta olup aslında yanlış bir isimle zihinlere yerleşen aranjman akımının akla ilk gelen vokallerinden biri olan Ajda Pekkan, 1981’de yayınlanan Sen Mutlu Ol albümünde arabesk şarkılar seslendirerek tarzından uzaklaşmış, hemen ertesi yıl çıkan Sevdim Seni ile çizgisine geri dönmüştür. Dolayısıyla albümün Pekkan’ın kariyeri açısından da ayrı bir önem taşıdığını söyleyebiliriz. Sesinin oturduğu ve kendi söyleyiş tarzını bulduğu döneme denk gelmiş olması da albümün müzikal değeri için önemli bir artı.

Yalın düzenlemesi ve zengin armonileriyle pop müziğin klasikleri arasına giren Sevdim Seni ile açılan albüm, bir başka pop klasiği olan Alışmak Sevmekten Zor ile devam ediyor. Özdemir Erdoğan ve Selâmi Şahin gibi farklı kulvarlardan gelen iki ismi aynı sound’da buluşturan Garo Mafyan, böylece devamında bizi nasıl bir müzikal derinliğin beklediğini haber veriyor. Nitekim contre-chant’ları, ustaca yazılmış nefeslileri ve jazz tınılarıyla bezeli geçiş solosuyla dinleyiciyi pek de alışkın olmadığı türden bir müzikal yolculuğa çıkaran Bir Dost Bulamadım ile Erdoğan ve Şahin’e Kul Himmet de katılıyor. Sözleri Çiğdem Talû’ya, bestesi Garo Mafyan’a ait Aşk Oyun Değil ile sözlerini yine Çiğdem Talû’nun yazdığı, müziğinde Selmi Andak’ın imzası olan Bir Anda, tempoyu artırarak albümün A kısmında perdeyi kapatıyor.

Albümün B kısmı, Amerikalı müzisyen Billy Joel’a ait olan ve kendisine 1977’de Grammy Ödülü kazandıran Just The Way You Are ile açılıyor. Burada Pekkan’ın yer yer batılı söyleyiş tarzının dışına çıkıp yorumuna bir nevi çeşni kattığını duyuyoruz. Çiğdem Talû ve Selçuk Başar imzalı Duygularım Bittiği Yerde; Özdemir Erdoğan’a ait olan Bir Gün ve Çiğdem Talû ile Garo Mafyan ortaklığından doğan Gerçek Düş, tamamen batılı bir sound içinde yazılıp düzenlenmiş parçalar. Albümün son şarkısı ise bu yazının da vesilesi olan ve ansızın karşıma çıkan; sözlerini yine Çiğdem Talu’nun yazdığı, bir Selmi Andak bestesi olan Ömür Boyu. Girişiyle adeta nasıl intro yazılacağının bir örneğini sunan parça, gerek sözleri gerek müzikal derinliğiyle albümün finali açısından son derece yerinde bir tercih.

Yönetmenliğini Melih Gülgen’in yaptığı, başrollerinde Kadir İnanır, Ahu Tuğba ve Yalçın Gülhan’ın yer aldığı, 1983 yapımı Kurban filminde de kullanılan Ömür Boyu, final sahnesinde enstrümantal olarak karşımıza çıkıyor. Bu da bilmeyen okurlara yazının minik bir bonusu olsun.

Uğur Küçükkaplan’ın Dark Blue Notes’daki diğer yazıları
Ayrıntı Yayınları’nda Uğur Küçükkaplan
Başucu Albümüm serisi
Spotify Ajda Pekkan – Sevdim Seni

Uğur Küçükkaplan

Müzikolog, piyanist ve müzik eğitimcisi. Arabesk, Türkiye'nin Pop Müziği ve Türk Beşleri isimli üç kitabı yayımlandı.

Uğur Küçükkaplan 'in 23 yazısı var ve artmaya devam ediyor.. Uğur Küçükkaplan ait tüm yazıları gör