Akbank Caz Festivali

Ahzuita: Okyanustaki Kırmızı Balıkla Yavaşça Bilinmezliğe Yolculuk

Gece elimde bulaşığı yıkarken, tavada çok az kalmış yağı geçirmek için hızlı hızlı ovaladığımı fark ettim. Biraz yavaşladım ve yağı daha rahat tavadan sökebildiğimi gördüm. O sırada aklıma bir anda Ahzuita‘daki o gece geldi. Ahzuita, şu Ankara’nın ortasında duran yegane caz kulübü!

O gece beni şaşkına çevirdiler! Yüzümdeki şaşkınlık, sonra gülümsemeyle karışık bir hal almıştı. Hislerimi sonra anlatmaya devam ederim de, bulaşık yıkarken tempomu düşürmemin beni getirdiği noktaya bir bakalım. O gecenin sonunda seyircilerden yaşlıca bir adam, gitarist Yunus Muti‘ye dönüp, “Çok güzel çaldınız, yalnız ben yavaş parçalarınızı pek beğenmedim. Tempolu, hareketli parçalarınız daha güzeldi.” deyiverdi. Bulaşık yıkarken o sahne gözümün önüne gelmişti bir anda. Sonra tavadaki yağı sökmeye çalışırken, Nuri Bilge Ceylan‘ın kasabada karlar üzerinde yavaş yavaş yürüyen memleketimden bir insan ve o muhteşem doğa manzarası geldi gözümün ucuna.

Bazen izleyiciler filmin frekansına giremiyor ya da filmin temposuna ayak uyduramıyor mı diyelim?… Öyle olunca filmi ister istemez içinde hissedemiyor, bakıyor ekrana sadece; hatta bitse de gitsek modunda belki. Bazıları ise baştan “Ben Nuri Bilge Ceylan filmlerini sevmem” ya da cazda karşılığı olan “Caz müziği çok sıkıcı” veya “Caz çok yavaş kalıyo.” yorumlarıyla filmi ya da müziği ıskalayabiliyor. Bu tarz sanatların benim için en değerli yönü, beni bulunduğum ruh halinden ve bulunduğum tempodan bambaşka bir ruh haline ve temposuna sokabilmesi. Bunu başarabilmesi kolay iş değil aslında. Öncelikle sizin hazır olmanız, istekli olmanız şart. Sonra bu tarz anları daha önceden yaşamış olmanız da bir artı olabilir. Filmde ve müzikte içine alabilecek bir samimiyet de şart doğrusu. O anı yaşamanın bir büyüsü olması lazım. O anın bir ortamı olması lazım. İşte Ahzuita’da büyük ölçüde onu bulabileceğinizi düşünüyorum. Birkaç dikkatinizi dağıtabilecek nesne olmazsa orada burada, oturduğunuz koltuğu da yadırgamazsanız, ortam da çok sıcak değilse, değme keyfine durumu! Küçük dokunuşlarla ve inceliklerle bana göre daha da üst noktalara getirilebilinir mekan. Ama bu haliyle de kalitesi tartışılmaz. Tasarıma çok önem verilmiş, belli!

Ha bu arada tam “Hayaldi, gerçek oldu!” hikayesi!… 1967’den beri kasap olan bir mekanı, duvarları kaplayan mermerlerine vurulup, caz kulübüne dönüştürmüşler! İnanmazsanız, siz de harita üstünden benim gibi Üsküp Sokak’a kendinizi ışınlayıp, 2020 yılındaki sokağın halini görebilirsiniz. Aynı sokakta efsane Manhattan mekanının ve görece yeni L’avare Sokak gibi mekanların da olduğunu bilin.

O gece gitarda Yunus Muti, tenor saksofonda Toprak Barut, kontrbasta Emre Topak ve davulda Batuhan Toyhan olarak Quartet formatında sahne aldılar. Genelde Yunus Muti’nin bestelerine yer verildi. Caz standartlarından bir iki tane çaldıkları da oldu. Konserin akışı dengeli ayarlanmıştı; hem hızlı parçalar, hem de balad’lar geceyi farklı noktalara taşıdı. Bu arada gecenin sonuna doğru sürpriz konuk müzisyen trompetçi Onur Yalçın da yeni bir heyecan getirdi sahneye. Tenor saksofon ve trompet sesleri sokaktan geçenleri de içeriye davet eder nitelikteydi.

İranlı yazar Samed Behrengi‘nin 1968’de kaleme aldığı Küçük Kara Balık adlı kitabı kendi dünyasının sınırlarını aşmak isteyen ve bilinmeyeni keşfetme arzusuyla yola çıkan bir balığın hikayesini anlatır. Sorgulama, özgürlük arayışı, cesaret, mücadele ve fedakarlık temalarını işleyen kitabın sonu, net bir çözüm sunmaz. Küçük Kara Balık’ın başına ne geldiği belirsizdir, bu da okuyucuya düşünme ve kendi sonuçlarını çıkarma fırsatı verir. Yunus Muti’nin ekibiyle birlikte çaldığı Kırmızı Balık parçası da bizi farklı düşüncelere sevk etti, o gece.

Ahzuita’nın kurucuları Didem Muti ve Yunus Muti’ye bu ortamı sağladıkları ve uzun süredir yaşatmaya devam ettikleri için çok teşekkürler! Tabi diğer cazcı dostlarına da selamlar! Kimler olduklarını ancak Ahzuita gecelerine katılanlar bilir! Şahane web sitelerini ve sosyal medyalarını da takibe almalısınız.

Ahzuita hakkında Dark Blue Notes’da yayınlanmış şu yazıyı da okumanızı tavsiye ederim. Tanıklıklar Ahzuita’yı daha da iyi algılamanıza yardımcı olacaktır.

Meraklısına Notlar:

Beran Paçacı

Mühendis, Araştırmacı, HeyeCazlı, Heveskar, Yazar, Eko-yaren. Türkiye Caz Arşivi. Türkiye Caz Albümleri. Atıksız Yaşam.

Beran Paçacı 'in 8 yazısı var ve artmaya devam ediyor.. Beran Paçacı ait tüm yazıları gör