Thomas Marriott – Screen Time (Imani Records 2025)
1972 Utah doğumlu ve uzun yıllar Seattle’da yaşayan Amerikalı trompetçi Thomas Marriott, geçtiğimiz Ocak ayında yayımlanan on beşinci albümü Screen Time ile hem icracı hem de besteci olarak çeyrek asırdan uzun süredir dikkate değer kayıtlar yapmaya devam ettiğini belgeliyor.
Thomas Marriott, genç bir müzisyenken New York’ta geçirdiği on yılın ardından, prestijli Carmine Caruso Uluslararası Caz Trompet Yarışması’nı kazandıktan sonra doğduğu ve büyüdüğü yer olan Seattle’a geri dönmekle kalmamış, bölgenin en iyi müzisyenlerinin yer aldığı bir dizi albüm üretmiş. Seattle merkezli Origin Records etiketiyle yaptığı kayıtlar sayesinde ulusal ölçekte beğeni kazanmış.
“Biraz film, biraz dizi… O bu albüm işte! Hayatınızın bir film şeridi gibi gözlerinizin önünden akmasını garanti edemiyorum ama kulaklarınızın bayram edeceğine bahse girerim…”
Zamanla Miles Davis, Freddie Hubbard ve Woody Shaw gibi efsanevi trompetçilerden etkilenmiş, ancak kendi özgün sesini geliştirmeyi başarmış ve Bill Anschell, Hadley Caliman, Jeff Johnson gibi müzisyenlerle çalışarak adını duyurmuştur. Ayrıca Seattle Jazz Fellowship ile sık sık performanslar sergilemiştir.
Bir dönem, Ethan Iverson’ın ayrılması sonrasında The Bad Plus’a katılan piyanist Orrin Evans ile Idaho’daki bir festivalde arkadaş olduktan sonra önünde açılan kapıları doğru değerlendirerek önemli topluluklarla, çeşitli kayıtlar yaparak aranan bir trompetçi kimliği edinmiş.

Geçen zaman içinde Individuation (2005), Flexicon (2009), Constraints & Liberations (2010), Human Spirit (2011), Urban Folklore (2014), Romance Language (2018), Trumpet Ship (2020) ve Both Sides (2019) adlı iki CD’den oluşan, hem orijinal besteleri hem de caz standartlarını içeren proje gibi önemli albümlere imza atmakla kalmayıp, kendi gibi usta bir trompetçi olan Ray Vega ve Orrin Evans’la ortak işlerde, hem akustik caz hem de elektronik/füzyon projelerinde yer alarak başarı olmuş bir isim Thomas Marriott.
Bu albümde de Marriott’a aralarında, pek çok albümde birlikte çaldığı ve aynı zamanda yapımcısı da olan, kankası Orrin Evans’ın da olduğu bir dörtlü eşlik ediyor. Dörtlünün diğer üyeleri davulda yükselen yıldız Mark Whitfield Jr., bas gitarda kimilerince şimdiden caz efsanesi mertebesine yükseltilen Robert Hurst ve yalnızca altı parçada Hammond B3 Org’da Shedrick Mitchell yıldız trompetçiye eşlik ediyorlar.
Albümün tümünde yer alan parçalar sinema salonlarında izlediğimiz filmler ya da TV ekranları aracılığıyla evimize kadar sızmış dizlerde yer bulmuş melodilerin ya da temaların, yeniden ele alınarak yorumlanmasından oluşuyor.
Screen Time adından da anlaşılabileceği gibi dinleyiciyi hem tanıdık hem de bilinmeyen, enerjik olduğu kadar da düşündürücü, özgün ve sevilen ve her zaman ilgi çekici parçalardan oluşan bir bütüne doğru yola çıkarıyor. Marriott’un trompetinden süzülenler, gişe rekorları kıran işler için yaratılmış olsalar da, yer yer aksiyon, yer yer romantizm ve dramayı desteklemek için yazılmış ve unutulmaya aday, bir kez izlenip geçilmiş parçaları ölümsüz kılma çabasına dönüşürken, sinematik bir portre çizmeyi de ihmal etmiyor.
Sing Me A Love Song adlı filmden Summer Night’la tempolu bir açılış yapılan albüm, Mr. Rogers’ Neighborhood adlı diziden It’s Such A Good Feeling’le piyanonun öncülüğünde, ritimden de güç alan doygun Marriott tonlamasıyla hemen sizi içine çekiyor. You Only Live Twice, Predator, Awakenings gibi filmlerden temaların öne çıktığı incelikli ve zekice düzenlenmiş icralarla devam eden albüm, iki yeni Marriott bestesini de içeriyor; Skip Intro ve albümle aynı adı taşıyan Screen Time. Albümün bence doruk noktası, davulun süpürerek usul perdeden yol verdiği ve ona katılan trompetle piyanonun zarif öne çıkışlarıyla, ince bir tülün ardından süzülen yaz günlerinin akşamüstü güneşlerini çağrıştıran Dexter’s Tune.
Deneyimli trompetçinin her zaman olduğu gibi, parlak ve yüksek perdeden çalışına tanıklık ettiğimiz, Marrott dışındaki müzisyenlerin de, özellikle piyanoda Evans ve davulda Mark Whitfield Jr’ın büyük katkı yaptığı Screen Time’daki parçaların tümü Mart 2024’te Seattle’daki Studio Litho’da kaydedilmiş.
Biraz film, biraz dizi… O bu albüm işte!
Hayatınızın bir film şeridi gibi gözlerinizin önünden akmasını garanti edemiyorum ama kulaklarınızın bayram edeceğine bahse girerim…
■ Turgay Kantürk’ün Dark Blue Notes’daki diğer yazıları
■ Dark Blue Notes’da Vitrin
■ Imani Records Bandcamp Sayfası
■ Thomas Marriott resmi web sayfası