Sanatının Zirvesinde: Brad Mehldau
34. Akbank Caz Festivali konserleri paylaşıldığında yıllardır beklediğim o ismi gördüğümde inanılmaz mutlu oldum. Brad Mehldau konseri yakın geçmişte birkaç defa planlanmış ama lojistik sebeplerlen dolayı yapılamamıştı. Sonunda gözbebeğimiz Akbank Caz Festivali sayesinde buluşuyoruz. 12 Ekim akşamı Cemal Reşit Rey Konser Salonu sahnesinde izleyeceğimiz Mehldau’ya geçtiğimiz aylarda Samara Joy ile birlikte sahne alan 26 yaşındaki genç ritim eşlikçisi Felix Moseholm ve en az kendisi kadar değerli bir müzisyen olan ve uzun süreli yol arkadaşı Jorge Rossy eşlik ediyor olacak. Jorge Rossy ile Mehldau’nun en unutulmaz anları 1996-2001 yılları arasında kaydedilmiş 5 albüm ve ek kayıtlarla beraber 6 albümlük efsanevi The Art of Trio dönemiyle hafızalarımızda yer etmişti.
Pek çok kişinin hemfikir olduğu bir görüş var. Tarihin en iyi piyano caz triolarından Bill Evans Trio ve Keith Jarrett Trio’nun ardından Brad Mehldau Trio, günümüzde caz piyano üçlüsünün zirvesi. (Tabi aslında burada Larry Granedier ve Jeff Ballad’lı ekip kastediliyor). Jarrett’in ve Evans’ın müziğinin ne yaklaşım, ne de dokunuş olarak kopyası olmayan Mehldau müziği, kendinden önceki kuşağın dev müzisyenleri McCoy Tyner ve Chick Corea’nın da mirasına, yetkinliği, yaratıcılığı ve zerafetiyle sahip çıkıyor. Her ne kadar caz dünyası Brad Mehldau ismini 1995’te Warner Records etiketiyle yayımlanan Introducing Brad Mehldau albümüyle tanıdıysa da hikayenin daha da gerisi var.
Aralarında benim de bulunduğum bir nesil CD-Plak koleksiyonerinin arşivinin mimarı Lale Plak’ın sahibi Hakan Atala’nın sıkı bir Mehldau hayranı olduğunu çok iyi bilir. Lale Plak henüz kapanmamışken (yokluğu ile İstiklal Caddesi’nin kültür-sanat ayağında yeri dolmaz bir boşluk oldu) bilenler bilir, Hakan abi kasanın arkasına geçer, dükkanın kapısını kapatır, Beyoğlu’nun akışını izlerken Mehldau CD’lerimin ilk test sürüşünü dükkanda beraber yapardık.
Kendisiyle Mehldau üzerine yaptığımız sohbetlerde Mehldau’nun kariyerinin ilk yıllarında (o dönem distribütörlüğünü yaptığı) yeni yetenekleri parlatmasıyla meşhur olan Fresh Sound firmasından albümler yayımladığını, aradan geçen yıllarda ulaştığı muazzam başarıdan konuştuğumuzu hatırlıyorum. 1993 tarihli New York – Barcelona Crossing ile 2000’ler sonrası herhangi bir albümünü dinlediğinizde duyumlamasında ve temposunda kat ettiği gelişimi rahatlıkla duyabileceksiniz. Atala’nın hayatının geri plan müziği, Mehldau’nun Radiohead uyarlaması parçası Exit Music’dir. Ben Largo‘cuyum.
Bahsettiğim iki albümde de rock müziğin cesur havaları hissedilir. Haddizatında Brad Mehldau’nun rock müzisyenlerinin eserlerini yorumlaması kendisinin klasik müziğin yanında aynı zamanda rock müzikte de yetkin bir müzisyen olduğunu gösteriyor. Largo albümündeki Paranoid Android buna güzel bir örnek. Keza 10 Years Solo Live albümü rock yıldızı Jeff Buckley’nin eşsiz eseri Dream Brother’la start alıyor. Parçaya âşinâ kulaklar için eski bir dostla karşılaşmak kadar keyifli bir sürpriz. Parçayla cazsever olarak ya da caz eksenli cover”lar aracılığıyla tanışmış müzikseverler için eşsiz bir geri dönüş (köklere dönüş) ve araştırma fırsatının anahtarı. Hem bu parça için, hem de Radiohead bestesi Jigsaw Falling Into Place parçasını tanımayanlar için Jeff Buckley veya Radiohead hatta The Beatles’ın meşhur parçası And I Love Her veya Coltrane’in My Favourite Things’ine dönüp kaynağı öğrenmek, sevmek, mukayese etmek anlamında altın değerinde fırsatlar olmuş.
Brad Mehldau yalnızca besteciliği ve güçlü doğaçlamacılığıyla değil, mitlerin etkisinde yazılmış eserlerden ve şiirlerden beslendiği çalışmaları ve denemeleriyle de farklı bir galaksiden gelen bir müzisyen. Mehldau’nun kendine has müziği, sadece cazdan değil klasik müzikten, rock hatta pop’tan ve yıllar boyunca gezdiği ülkelerde edindiği tecrübelerden izler taşır.
Mehldau kariyerinin farklı dönemlerinde pek çok müzisyen ile ikili ya da farklı formatlarda albümler üretti, müzikal denemeler yaptı. Sıkı hayranları bunların hepsini takdir ederken, bazı albümleri çok da ilgi görmedi. Birlikte çalıştığı isimler arasında Joshua Redman, Mark Guilliana, Chris Thile, Annie Sofie Von Otter gibi isimler yer alıyor.Bununla birlikte Mon Chien Stupide gibi film müzikleri ve (çağdaş müziğe yakın olduğu halde her ne hikmetse Best Jazz Instrumental dalında ödül kazandığı) Finding Gabriel albümü gibi aykırı albüm denemelerinin yanı sıra Bach’ın müziklerini ziyaret ettiği klasik müzik albümleri de oldu.
Enstrüman yetkinliğinin yok sayıldığı, albümün düşünsel yönüne gerek duymadan müzik üretenlerin alıp yürüdüğü bir dönemde ağdalı çalışların, gösteriş budalası icraların piyanonun güzelliğinden rol çalarak cazın veya daha geniş bir bakış açısıyla çağdaş müziğin kelimenin tam anlamıyla popülariteye kurban edildiği günlerde Mehldau’nun bu çağcıl müziği “güzel iş” olarak övgüleri hak ediyor.
Yazımın son bölümünde daha evvel farklı formatlarda defalarca izleyebilmek için seyahatler yaptığım ve çok sefer canlı dinleme şansı bulduğum Brad Mehldau’nun 34. Akbank Caz Festivali konserine nasıl bir beklentiyle gideceğimi açıklamak isterim. Marifet ve virtüözitenin kol kola gireceği yaklaşık bir buçuk saatlik konser boyunca grup etkileşiminin eksiksiz hissedileceği, zamansız pek çok Mehldau eserinin belirli bir kurgu sırası ile icra edileceği, tatmin garantili unutulmaz bir caz akşamı bekliyor olacak diye düşünüyorum.
Konser biletinizi BURADAN satın alabilirsiniz.
34. Akbank Caz Festivali kapsamındaki tüm içeriklerimize BURADAN ulaşabilirsiniz.