İki Kadın… Çok Şiir… Aga Zaryan – Sara (Warner Music 2022)
Polonya’nın önde gelen caz şarkıcılarından olan Aga Zaryan, yaklaşık yirmi yıldır şarkı söylüyor. 2002’de ilk albümü My Lullaby’ı çıkaran şarkıcı, 2010’da yayınlanan Looking Walking Being albümüyle Blue Note’la çalışan ilk Polonyalı müzisyen olma şansını da yakalamış.
Önceleri Abbey Lincoln, Shirley Horn ve Nina Simone’un büyüsüne kapılmış biri olarak dikkat çeken Aga Zaryan’ın kendi sesini ve stilini geliştirmesi çokça zaman almış sayılır. Caz standartlarında bir hayli başarılı olmasına karşın, caz ve şiir ilişkisine kafa yormaya başlamış ve ‘şiirsel şarkı’ diye adlandırdığı bir form yaratmış. Sara onun bu türdeki üçüncü albümü ve zirve sayılabilecek bir olgunlukta.
Albümün konsepti, 1884-1933 yılları arasında yaşamış, 1917’de yayınlanan ilk şiir kitabı Aşk Şarkıları ile şiir dalında ilk Pulitzer Ödülü 1918’de kazanan Amerikalı şair Sara Teasdale‘in şiirlerine dayanıyor. Sara’nın ritmik ve melodik dizelerinin başrolde olduğu bu kayıtta Aga’ya inanılmaz iki gitarist eşlik ediyor. Çekyalı David Doruzka ve Polonyalı Szymon Mika, Aga’nın dünyasına hiç yabancı değiller.
David Doruzka, Herbie Hancock, Brian Blade, Joshua Redman ve Christian McBride gibi müzisyenlerle çalışmış ve birçok kişisel albüme imza atmış. Szymon Mika da Avishai Cohen, Kurt Rosenwinkel, Dave Holland, Wolfgang Muthspiel, Mark Turner ve Joshua Redman gibi önemli isimlerle çalışmış ve 30’a yakın albümde çalmış bir müzisyen. Her ikisi de Aga’nın uzun süredir birlikte çalıştığı gitar virtüözleri, yaratıcı doğaçlamacılar. Albümdeki şarkıların çoğu bu ikili tarafından bestelenmiş, yalnızca iki parça Aga’nın kendine ait. Şarkıcı, Jazz Forum’a verdiği bir röportajda “David ve Szymon bu şiirlere ikinci bir hayat verdiler,” diyor.
Albümde Aga’nın İngilizce söylediği 12 şarkı var, tek istisna Anna Ciciszwili tarafından Lehçeye Dzień i Noc olarak çevrilen Day and Night. Anna Ciciszwili Lehçede 130 şiirlik bir Sara Teasdale seçkisi yayınlanmış ve şiirler böylelikle Aga Zaryan’ın dikkatini çekmiş.
Vokal müziğin kaliteli yorumcularından Aga Zaryan’ın Sara’sı, kuşkusuz Sara Teasdale’nin şiirine kişisel bir yaklaşımı içerse de, barındırdığı müzikal çeşitlilikle, incelikli söylenişle ve şiirlere kattıkları lezzetlerle güzel olduğu kadar önemli de bir albüm. Sıra dışı bir kadının olağanüstü duyarlılığa sahip dizelerinin, ikinci bir kadının da duyarlılığının eklemlenmesiyle ete kemiğe bürünmüş şiirsel hali de diyebiliriz bu albüm için.
DBN okurlarını düşünerek, şiirleri dilimize hiç çevrilmemiş olan Sara Teasdale’in albümde de seslendirilmiş şiirlerinden ikisini, daha çok çağdaş Amerikan şiirinden yaptığı çevirilerle tanınan şair ve çevirmen Eser Ceran Erdi’den rica ettik, sizler için çevirdi. Teşekkürlerimizle…
Alacakaranlıkta Central Park Yapraksız ağaçların üzerinde binalar Yükselirler rüyadaki kaleler gibi, Lambalar bir bir söner Alacakaranlığı belirsiz bir parıltıyla giydirmek için. Sessizlik kaplamış her şeyi- İzi yok yaprağın ya da tomurcuğun Aşkı bekleyen kadınlar kadar sessiz, Bekliyor dünya baharı. Kısa Bir Süre Daha Ben öldükten sonra Yaşamım kısa bir süre daha Müzikte var olmaya devam edecek. Tıpkı denizde kaybolan bir dalganın Aslını anımsatan köpüklü sureti gibi. Gecelerim ve gündüzlerim kısa bir süre daha yaşayacak Köpüğün narin ışıltılarıyla Parıldayacaklar şarkılarda, Evleri olan hiçliğe geri dönmeden önce. Sara Teasdale Çeviren: Eser Ceran Erdi