Florian Arbenz ve Türkiye Turnesi
İsviçreli davulcu Florian Arbenz, beş yıl önce yayınlamaya başladığı on iki albümlük sohbet serisinin ilkinde kendisine eşlik eden müzisyenlerle birlikte Türkiye’de mini bir turneye çıkıyor. Trompette Amerikalı Hermon Mehari ve gitarda Brezilyalı Nelson Veras‘ın yer aldığı üçlü, 15 Mart’ta Ankara SAMM’s bistro‘da,17 Mart’ta İzmir Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi‘nde, 18 Mart’ta Nardis Jazz Club‘da ve 19 Mart’ta İstanbul Saint Michel Fransız Lisesi‘nde sahne alacak. Turne, İsviçre Büyükelçiliği‘nin desteğiyle gerçekleşiyor.
Davulcu, ikiz kardeşi piyanist Michael Arbenz ve basçı Thomas Lähns ile birlikte 2005’de kurdukları modern caz üçlüsü VEIN‘i, yayınladıkları birbirinden ilginç on albümün ardından geçtiğimiz yıl dağıttıktan sonra yoluna kendi projeleriyle devam ediyor. Kardeşler bu yılın başında, yanlarına, 88 yaşına rağmen müzikal yaşamına benzersiz bir şevkle devam eden ustaların ustası Ron Carter‘ı alarak The Alpine Session (2025 Hammer Recordings) albümünü yayınlamışlardı.
Bu, Arbenz kardeşlerin birlikte ya da tek başlarına uluslararası şöhrete sahip caz ustalarıyla ilk buluşması değil. Florian Arbenz, Conversations serisinin beşincisinde saksofoncu Tineke Postma, altıncısında ve yedincisinde piyanist Kirk Lightsey, sekizincisinde saksofoncu Wolfgang Puschnig, son iki bölümde de İngiliz piyanist Ivo Neame ile birlikte çalışmıştı. Dokuzuncusunun konuğu Greg Osby ile özel bir müzikal dostlukları var, neredeyse Arbenz’in profesyonel müzik yaşamına başladığı ilk zamanlardan bu yana -grup ya da düet- birlikte sık çalıyorlar. Ayrıca Florian, nefesliler üstadı Bennie Maupin ile ortak albüm (Level 4, 2000) kaydetmiş, saksofoncu Dave Liebman (Lemuria Live 2012 ve Jazz Talks, 2014) ve tromboncu Glenn Ferris (Meets Glenn Ferris 2010), VEIN albümlerine konuk olmuştu. Demem o ki, Florian Arbenz’in tanınırlığı çoktan ülkesinin sınırlarını aşmış durumda.
Florian Arbenz 1975 doğumlu. Anne ve babası klasik müzik sanatçısı. Hal böyle olunca ikiz kardeşiyle birlikte erken yaşta müziğe başlamışlar. Evdeki mütevazı plak koleksiyonunu keşfedince cazla tanışmışlar. Başlangıçta her iki türle ilgileniyorlarsa da bir süre sonra klasik müzik ‘anne babanın dünyası’ caz ise kardeşlerin dünyası haline dönüşmüş. Bununla birlikte, klasik müzik eğitimleri ileride çıkacakları VEIN yolculuğunun organik parçası olarak yaşamaya devam etmiş.
Arbenz, Conversations projesine, çılgın pandemi zamanında kendisini sanatsal olarak ayakta tutabilmek için başlamış. Yurt dışından müzisyenleri İsviçre’ye davet etmiş, kayıtların çoğu, kuyruklu bir piyano da dahil gerekli olanakların olduğu Basel’deki kendi stüdyosunun doğal rahatlığında gerçekleşmiş. Serinin albümlerinde klasikle cazı, gelenekselle çağdaşı, formla serbest doğaçlamayı dengelediği müzikal yaklaşımını kayda geçirmeyi hedeflemiş, genel hatları belirlediği düzenlemelerinde konuklarının kendilerini özgürce ifade etmelerine olanak tanımış.
Florian Arbenz Türkiye’ye, Conversations serisinin ilki olan Condensed (2021) albümünü birlikte kaydettiği, trompette Hermon Mehari ve gitarda Nelson Veras’den oluşan üçlü ile geliyor. Davulcu daha önce Veras’la çalışmış olmasına rağmen, Mehari ile bu kayıt seansında tanışmış. Sıcak tonu, çalışındaki telaşsızlık, değişikliklere açık müzikal bakışı ve tabii ki doğaçlama yeteneği, Arbenz ve Veras’la kusursuz bir uyum göstermesini sağlıyor. Gitar, trompet ve davuldan oluşan bu alışılmadık dizilimde bas yok ancak ortaya çıkan netice oda müziğinin cansızlığından bir hayli uzak; aksine üçlü dinleyicinin kopmasına olanak tanımayacak şekilde renkli ve sürükleyici çalıyor. Arbenz, klasik davul setine yaptığı eklemelerle zaman zaman nabız işlevini üstleniyorsa da çoğunlukla ritmi ima ediyor, üçlünün ses denizini genişletiyor; Veras, köklerinin klişelerine başvurmadan armonik zenginliği sağlıyor, öte yandan çoğunlukla melodik yapıyı kurmaktan sorumlu Mehari, sololarında zengin hayal gücünü cömertçe sergiliyor.
Anlayacağınız Arbenz X Mehari / Veras üçlüsü birinci sınıf modern caz taahhüdüyle üç büyük şehrin cazseverlerini keyiflendirmeye geliyor. Bize, turnenin gerçekleşmesini kim akıl ettiyse, konserlerin düzenlenmesinde kimin emeği geçtiyse eline sağlık demek kalıyor.
Şunu da unutmayın, memleketin ahvali düşünüldüğünde uluslararası alemin bu kalibrede müzisyenlerini gittikçe daha seyrek izleme şansı bulacağız. Denk getirin de seyredin derim.
■ Turgay Yalçın’ın Dark Blue Notes’daki diğer yazıları
■ Dark Blue Notes”da Portreler
■ Dark Blue Notes’da Güncel