Akbank Caz Festivali

Duvar Resimleri ve Müzik – Luther Dickinson: Mississippi Murals

Mural kelimesiyle sanırım ilk defa yabancı basında Banksy hakkında çıkan bir haber-yorum yazısında karşılaşmıştım. Latince duvar anlamına gelen murus kelimesinden türeyen mural daha ziyade duvara yapılmış resim ya da sanat eseri için kullanılıyor. Genelde aynı oldukları düşünülse de mural ile graffiti, zengin bir tarihe ve kültüre sahip iki benzersiz sanat biçimi. Şu yazı ve şu yazı meraklısına fikir verecektir ama en temelde farkı sanatçının tavrı ve amacı belirliyor.

Shearwater Kulübesi Duvar Resimleri

Walter Inglis Anderson, 1903-1965 yılları arasında yaşamış bir duvar ressamı ve yazar. Varsıl ve kültürlü bir ailenin New Orleans doğumlu çocuğu. New York’da, modernist anlayışa sahip hocaların gözetiminde güzel sanatlar ve tasarım okuduktan sonra Mississippi eyaletinin şirin sahil şehri Ocean Springs’e yerleşmiş ve ailesinin işlettiği çömlek fabrikasında tasarımcı olarak çalışmaya başlamış, ilk duvar resimlerini de bu şehirde yapmış. 1941’de çömlekçiliği bırakıp, eşine miras kalan çiftliğe yerleştikten sonra yaşamının en üretken dönemine girmiş. 1945’de ailesinden ayrılıp, ölümüne kadar münzevi bir şekilde yaşayacağı kulübesine taşınmış. Doğada, çoğunlukla ilkel koşullarda sürdürdüğü düzenini, sadece yakın çevreye yelkenliyle ve Kosta Rika ve Çin gibi ülkelere, oralardaki duvar resimlerini yerinde incelemek amacıyla bisikletle yaptığı seyahatler için bozmuş.

7 İklim serisinden

Oldukça üretken bir sanatçı olan Anderson’ın, Shearwater Kulübesi Duvar Resimleri olarak anılan ve Davud’un Zebur’daki ilahilerinden esinlenerek kulübesindeki kilitli bir odanın ahşap duvarlarına resmettikleri ve Ocean Springs’de gök cisimleri ile mevsimleri ve 7 iklimi ilişkilendirerek oluşturduğu mikrokozmosa dair resimleri başyapıtları arasında sayılıyor ve eserleri, farklı disiplinlerden sanatçılara ilham oluyor. Müzisyen Luther Dickinson da onlardan biri.

Farklı yerde doğmuşsa da gençliğini bu eyalette geçiren müzisyen Dickinson, Anderson’ın sanatını kut(s/l)ayanların başında geliyor. Walter Anderson Sanat Müzesi‘nde (Walter Anderson Museum of Art) sergilenen eserleri izlerken daha önce hiç yaşamadığı bir deneyimi yaşadığını söylüyor:

“Sanatı duyma ya da müziği görme olgusunu, o oda dışında yaşamamıştım. Anderson’ın duvar resimleri birer orkestra notası gibi canlanmaya başlamıştı zihnimde.”

Luther Dickinson, bu deneyim sonrası her yıl körfezin ve ülkenin dört bir yanından profesyonel müzisyenleri bir araya getirerek Walter Anderson’ın 1951’de yaptığı ve Güney manzarasının dinamizmini yansıtan 3.000 metrekarelik duvar resimlerine saygı duruşunda bulunuyor.

Prodüktörlüğünü Dickinson’ın yaptığı ve Spaceflight Records etiketli Mississippi Murals, “Yedi İklimden Esinlenen Müzik” (Music Inspired by the Seven Climates) projesinin ikinci yılındaki yani 2017’deki konserin kaydı. Gitarda Dickinson’ın yanı sıra basta, The North Mississippi Allstars‘dan arkadaşı Dominic Davis, piyanoda ve orgda John Medeski ve davulda Johnny Vidacovich‘ten kurulu dörtlü, liderin bestelerini yorumluyorlar. Plak ve digital olarak piyasaya sürülen Mississippi Murals’daki yedi beste, Anderson’ın, doğa ve gök cisimleri arasında tasavvur ettiği vizyonunu yansıttığı yedi ayrı duvar panelinden esinleniyor.

Her ne kadar sanal dünyada bu şekilde sunuluyorsa da, Mississippi Murals için bir caz albümü demek bir hayli zorlama olacaktır ama bu türün çağımızdaki önemli müzisyenlerinden Medeski ve Vidacovich’in varlığı, yazı ile doğaçlamanın dengeli şekilde ilerlemesine ve icraların yer yer caz hissiyatı oluşturmasına yetiyor.

Dickinson da zaten bir caz müzisyeni olduğu iddiasında değil. Halihazırda kurucusu olduğu the North Mississippi Allstars ile çalışıyor. Hiç alamamış olsa da 8 kez Grammy adayı olmasını sağlayacak kalitede geleneksel ve çağdaş blues albümleri yayınlamış, Ted Gioia gibi müşkülpesentlerin dahi takdirini kazanmış. Bununla birlikte müzik alemi tarafından en çok, ünlü Amerikalı rock topluluğu The Black Crowes‘un bir dönem üyesi olarak anılıyor.

Luther Dickinson ve The Black Crowes

Mississippi Murals, stil ve ritm açısından çeşitlilik arz eden ancak her anına blues’un işlediği bir albüm. Luther Dickinson zaten zanaatın genç kuşak ustalarından, anadilini konuşuyor, öne çıktığı anlarda icrayı renklendirecek, arkasına yaslandığında müziği genişletecek şekilde çalıyor, sıklıkla Medeski ile kilitleniyor, ikili, biri diğerinin önünde ya da arkasında bazen aynı anda birlikte yükseliyorlar. Ay‘da olduğu üzere klasik anlamda nadiren soloya çıkıyor, çoğunlukla Medeski’nin öne çıkmasını tercih ediyor.

Medeski, uzun süredir aktif olmasa da kendi grubu Medeski, Martin & Wood’da saf caz ya da klasik caz yapmıyor, tanımını genişletecek şekilde içine blues, rock ve funk öğelerini organik şekilde katıyordu, dolayısıyla beat ve groove bazlı müziğe aşina bir isim. Uranüs ve Merkür’de olduğu üzere, yer yer vecde erip yükselen ruhani havanın, Medeski’nin org’daki ustalığının eseri olduğunu da belirteyim. Neticede gospel ve primitif blues, modern blues’un ana besin kaynaklarından ikisi ve Medeski her iki stile de hakim bir müzisyen.

Luther Dickinson, John Medeski, Dominic Davis, Johnny Vidacovich

Satürn en fazla swing eden parça. Ancak bir noktadan sonra beat ve blues icranın hakimi oluyor, Davis ve Vidacovich ikilisi her iki bölümün de dinleyiciyi doyuran ritmik zenginliğini sağlayanlar. İkili Mars‘la birlikte karşı konulması mümkün olmayacak şekilde ritmi funk’a bağlıyorlar ve icra bir noktadan sonra Dead-vari bir jam’e evriliyor. Jüpiter albümü jam session havasında neşeli bir şekilde kapatıyor.

Bizzat tanığı olmadan, duvar resimlerini görmeden, izlemeden konserin iddiasını ne denli gerçeklediği hakkında hüküm vermenin -hele de bu iddia resimlerin sesini işitmek iken- abes olacağı aşikar ancak elimizdeki albümden hareket edersek Luther Dickinson ve dörtlüsünün, kendini müziğe bırakan dinleyicinin zihninde zengin imgeler ve çağrışımlar yaratacağını rahatlıkla söyleyebilirim.

Popüler müzikte, özellikte cazda, görsel sanat eserlerinden esinlenerek ortaya çıkan erformansların genelde avangart karakterde ve serbest doğaçlamaya dayalı olduğu düşünülürse, Mississippi Murals, görselle işitselin ilişkisine farklı yaklaşan bir albüm, dinleyiciyi elinde tutmayı beceriyor ve belirlenmiş bir çizgide ilerliyorsa da müzisyenlere kendilerini ifade edebilecekleri serbest alanlar bırakıyor, grup, yazılı olanda da, doğaçlamada da disiplinli şekilde çalıyor. Parçalar tek başlarına güçlü ifadelere sahip ancak neticede 7 ayrı icra olmaktan öte, Mississippi Murals, bir ressamın arkasında bıraktıklarını farklı bir dile tercüme eden oldukça başarılı bir çağdaş blues albümü.

Birlikte geçireceğiniz zaman sizi mutlu edecektir.

Sanırım, umarım.

Meraklısına Notlar:

Turgay Yalçın

Yayın Yönetmeni, Kurucu Ortak, Yazar, Radyo Programcısı.

Turgay Yalçın 'in 210 yazısı var ve artmaya devam ediyor.. Turgay Yalçın ait tüm yazıları gör