Akbank Caz Festivali

Davul Starı Antonio Sanchez İstanbul’da

34. Akbank Caz Festivali programı açıklandığı zaman gözümüze ilk çarpan isimlerden biri Meksika kökenli Amerikalı caz davulcusu Antonio Sanchez oldu. Bilenler bilir ama bilmeyenler için “Antonio Sanchez Kimdir?” sorusuna birlikte cevap bulmaya çalışalım.

Antonio Sanchez ile daha evvel kapsamlı bir sohbet gerçekleştirme fırsatı bulmuştum. Sohbetim sırasında sorduğum sorular müzisyenin sadece bugününe değil geçmişten geleceğe tüm müzikal bakış açısı hakkında fikir sahibi olabileceğimiz türden sorulardı. Havalı tabirle zamansızdı. O sohbetten notlarımdan da faydalanarak size konser öncesi Antonio Sanchez’i tanıtmak istedim.

Hemen belirteyim: 34. Akbank Caz Festivali’nin prestijli konserlerinden biri olan Antonio Sanchez, Seamus Blake, Aydın Esen ve Orlando le Fleming dörtlüsünün gerçekleştireceği konser 13 Ekim akşamı Zorlu PSM, Turkcell Platinum Sahnesi’nde.

Antonio Sanchez konserini kaçırmamalısınız… Neden mi? Birdman filmini izlediniz mi? Evet o film. Hani şu Oscar alan. Filmde tadına doyulmaz davul bölümleri duyarız. İşte o davul setinin gerisinde Sanchez var. Dahası var. Sanchez, muhteşem gitarist Pat Metheny‘nin birlikte çalışmak için seçtiği kalitede bir davulcu. Edindiği tecrübeler, geliştirdiği müzikal birikim tarif edilemez. Dahası da var, Sanchez bir davulcu için fazlasıyla iyi bir besteci, aranjör ve performansçı. İyi müzisyen. Hele son dönemlerde birlikte çaldığı Seamus Blake ve Orlando le Fleming ile geliyor. Üstüne bir de ekibe Türkiye’nin dünya çapında en çok tanınmış, mucizeler yaratan dahi müzisyenlerinden Aydın Esen sahnede eşlik ediyor. Progresif cazın doruklarında gezeceğiniz, bilinmeze doğru serbest atlayış ve adrenalin dozu yüksek bir konser beklemelisiniz.

Az önce bahsettiğim gibi Antonio Sanchez, uzun bir dönem Pat Metheny ile çalışmış bir caz davulcusu. Sanchez bu günlerini hatırlarken “Metheny ve diğer büyük grup liderleriyle çalışırken çok şey öğrendim. Onlarla çaldıkça kendi vizyon ve konseptime onlardan çok şey kattım.” sözleriyle birlikte çalıştığı dev müzisyenlere olan saygısını dile getiriyor.

Antonio Sanchez hem iyi bir doğaçlamacı aynı zamanda çok iyi bir grup eşlikçisi. Birlikte çalıştığı müzisyenlerle ortak bir dil geliştirme yeteneği profesyonelliğini ve müziğinin genişlemeye açık olduğunun göstergesi. Sadece birlikte stüdyoya girdiği isimler değil aynı zamanda cazın dev isimleri Chick Corea, Gary Burton, Michael Brecker, Charlie Haden ve Toots Thielmans gibi ikonik isimler de var Sanchez’in referans listesinde. Sahnede yarattığı bu ortak dili nasıl geliştirdiğini merak ediyorum. Antonio Sanchez’in cevabı çok net ve anlaşılır; “En iyi yöntem içgüdülerinin ve tecrübelerinin seni yönlendirmesi, rehber olmasıdır. Tüm ekip arkadaşlarını daha dikkatli dinler ve egonu geride bırakarak kendini müziğin derinliklerine bırakırsan pratik olarak iyi bir sonuca ulaşmış olursun.” Anladığım kadarıyla, bir müzisyen için ekip arkadaşlarını dikkatle dinleyebilmek ve onlara anlık karşılıklar vererek altlarına yürüyebilecekleri yeni yollar inşa edebiliyorsanız bu sizi iyi müzisyenlerden biri yapıyor.

Bir sonraki önemli husus Antonio Sanchez’in bestecilik yönü. Paul Motian, Tony Williams, Louis Hayes, Jack DeJohnette gibi nadide örnekler olsa da davulcular genellikle bestecilik yönleri dışında genellikle performansçı olarak kalmayı tercih ediyorlar. Bana sorarsanız bir müzisyeni ileri seviyeye taşıyan en önemli özelliklerinden biri bestecilik yeteneğidir. Boş bir sayfaya yazı yazmak ya da boş bir tuvale bişeyler çizmek zor iş. Bir şekilde başlarsın tamam ama bir şekilde de bitirmelisin.

Acaba Antonio Sanchez bir davulcu gözünden baktığında bestelerinde bir parçanın bitişine nasıl karar verir? Nasıl başlamalı, nerede bitmelidir?

Sanchez bestelerini üretirken biraz hislerinin peşinde koşuyor anlaşılan. Beste yaparken düşüncesi: “Müziği hissedersen o zaten hemen hemen kendi kendisini yazar. Her zaman bu kadar sık olmaz tabi ama bu yaşandığında kendine has bir tecrübedir bu. Kendini bu müziği sanki başka bir yerden yazıya döker gibi hissedersin. O size tam olarak nasıl başlaması, nasıl gelişip nasıl sonlanması gerektiğini söyler. Bir de farklı bir yol var ki beş barla günlerce haftalarca mücadele edersin sanki bir labirent gibi kurtulmaya çalıştıkça süreç daha yorucu ve stresli hale gelir. En sonunda defalarca dinlemekten keyif aldığım materyalleri kağıda dökerim.

Alejandro González Iñárritu imzalı Birdman filminin müzikleri nasıl doğdu? Bu fikir kimden geldi ve filmin müziklerini bestelerken aklında neler vardı?

Birdman konusu ve oyunculukları ile çok başarılı bir film. Başrolünde Michael Keaton’ın oynadığı filmi çok beğenmiştim. Alejandro González Iñárritu imzalı filmi düşündüğümde Sanchez’e “Sadece bir enstrüman yardımıyla görsel bir ifadeyi sese dökmeyi nasıl başardın? “ diye sormak istedim.

Antonio Sancez merak ettiğim bu sorumu şu sözleriyle yanıtlıyor. “Aslında fikir Iñárritu’nun du. Kendisi aklındakini, tam olarak ne istediğini kurgulamıştı ve ben de iç güdülerimle görsellere uyum sağlayacağını düşündüğüm sesler yaratmaya çalıştım. Bir caz doğaçlamacısı olarak zaten sürekli farklı yönlerde olan sesler ve hisler çıkarmayı denediğim için bu benim davul setimin ses çeşitliliğini vitrini bakımından harika bir araç olmuştu.

Antonio Sanchez & Alejandro G. Iñárritu

Sohbet etme şansı yakaladığım o dönem “Three Times Three” ve Akbank Caz Festivali sahnesinde birlikte izleyeceğimiz Seamus Blake ile birlikte kaydettikleri ”Migration Suite” albümleri gündemindeydi. Festivali kapsamındaki konserde Aydın Esen ile birlikte sahnede olacaklarını düşündüğümde tamamen yeni müziklerden oluşan bir repertuvar olacağı kesin olmakla birlikte bu müziklere yakın şeyler dinleyeceğimizi öngörüyorum.

Antonio Sanchez’e nasıl bir müzik üzerine çalıştığını sorduğumda “Büyük bir kısmı doğaçlamalardan oluşan solo albümüm üzerine çalışıyorum. Davul merkezli bir çalışma ama doğaçlamaları elektronik sesler üzerine manzaralar yaratıyorum ve atmosferler kuruyorum. Benim için farklı bir yaklaşım olduğunu söyleyebilirim. “ diye cevaplamıştı. 2017 tarihli Bad Hombre albümünden bahsediyordu. Ama davul merkezli doğaçlama ve elektronik seslerle oluşturulan manzaralar tanımı bize Aydın Esen’in sevdiği türden bir müzikal atmosferi çağrıştırıyor. Bu albümü dinlediğimde Akbank Caz Festivali konseri için daha da heyecanlanıyorum. Bad Hombre’nin canlı performansı sizi de konser atmosferine sokuverecek.

 

Davulculuk yüksek kondisyonla devamlılığı sürdürülebilecek bir meslek. Antonio Sanchez’e “Kendini performanslarına nasıl hazırlarsın ve ortalama kaç saat pratik yaparsın?” diye sorduğumda ise; “Bu sıralar çok sık seyahat ettiğim için pratik yapamıyorum ama bu benim iyi bir formda kalmama yardımcı oluyor. Evimdeyken genellikle stüdyomda olurum ya da davul pratiği için bir şeyler yazarım ama bu son dönemlerde gerçekten iyi müzisyenlerle çalmanın benim tekniğimi ve duyularımı daha zinde tuttuğuna inanıyorum.

Profesyonelliğin zirvesindeki isimlerle turlayan müzisyenler için sahnede ter dökmek başlı başına bir kondisyon egzersizi.

Röportaj notlarımdan da yararlanarak, kendisinin albümleri, canlı performansları ve röportajlarından edindiğim kümülatif bilgimi yanıma aralarak Antonio Sanchez’in müzikal kimliğinin izini sürmeye çalıştım. Anladığım üzere Sanchez, oldukça disiplinli, çalışkan ve üreticiliğini sürekli üst seviyede tutmaya kararlı bir müzisyen. 34. Akbank Caz Festivali kapsamındaki konseri heyecanla bekliyor olacağım.

Siz de konserde yerinizi almak isterseniz biletinizi BURADAN satın alabilirsiniz.

34. Akbank Caz Festivali kapsamında yer alan diğer yazılarımız BURADA

 

Burak Sülünbaz

Co-Founder, Jazz Writer // Kurucu Ortak, Caz Yazarı

Burak Sülünbaz 'in 196 yazısı var ve artmaya devam ediyor.. Burak Sülünbaz ait tüm yazıları gör

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir