Sedef Erçetin
32. Akbank Caz Festivali kapsamında 28 Eylül’de Yeldeğirmeni Sanat Merkezi‘nde sahne alacak çellist Sedef Erçetin’i daha yakından tanıtabilmek amacıyla CAZ101 soruşturmamızı yönelttik.
*
Kendinizi tanıtır mısınız? Cazla ilintinizi belirtebilir misiniz?
Klasik müzik çellistiyim. Eğitimime İstanbul’da başladıktan sonra Paris’te çello sınıfı ve oda müziği sınıflarını özel ödül alarak bitirdim.
Jazz hayatına girmem Paris’te verdiğim bir çello solo konserime gelen Arjantinli pianist, besteci ve şarkıcı Juan Carlos Caceres ile tanışmam ile başladı. Benim Arjantin müziğini iyi çalabileceğimi söyledi ve doğaçlama yapabilir miyim diye sordu kendi grubuna almak için. Ben de kabul ettim ve onun ile çalışmaya başladım.
İşte o jazz akorları, doğaçlamalar ve Arjantin müziğini ondan öğrendim. Tabii ki en çok da konserlerde deneyerek öğrendim ve sonrası bir çok jazz müzisyeni ile çalışmaya, konserler vermeye başladım.
Dinlediğiniz ya da sizde iz bırakan ilk caz albümünü hatırlıyor musunuz?
İlk dinlediğim album Bill Evans Album.
Cazın yaşamınızdaki anlamı nedir?
Şu bir gerçek jazz müzik hayatıma renk kattı. Tabii ki kendime caz müzisyeni diyemem çünkü doğru değil. Ama dünyada çok önemli jazz festivallerinde çaldım, halen de çalmaya devam ediyorum. Harika bir duygu.
Çünkü jazz müzisyenleri çelloyu farklı kullanabiliyor. Benden istedikleri bir renk getirmem ve tabii ki bu müziğe uyum sağlayabilmem. İyi bir dinleyiciyim. Paris’te devamlı jazz klüplerine dinlemeye giderdim ve çalardım. Çok heyacanlı bir müzik yolculuğu.
Sizce caz diğer müzik türlerinden hangi yönleriyle farklıdır? Farklı mıdır?
Benim için her müziğin yeri ayrıdır. Jazz müziğinde olan serbestlik klasik müzikte yoktur. Ama bu da belli matematik içinde yapılır. Birbirini dinlemeyi, kimin nerde ne zaman solo yapacağı, dogaclamaya göre o müziğin nerelere gidecegi gibi. Sürprizlerle dolu ve insanın kendini ifade etmesine izin bir müzik jazz.
Sizce caz diğer müzik türlerinden üstün müdür? Neden?
Kesinlikle hayır! Hiç bir müzik türü diğer müzik türünden daha üstündür diyemem. Tabii ki jazz müziği herkesin yapabileceği bir müzik değildir; orası kesin.
Artık faal olmayan ya da ölmüş hangi müzisyeni ya da grubu canlı dinlemek isterdiniz?
Kesinlikle Bill Evans dinlemek isterdim.
Faal olan hangi müzisyeni ya da grubu canlı dinlemek istersiniz?
Yaron Herman. Brad Mehldau. Florin Niculescu (birlikte yıllarca çalıştım. Halen de kontaktayız; her an tekrar çalabiliriz)
Cazı bir enstrumanla özdeşleştirecek olsanız, bu, hangisi olurdu? Neden?
Piano ve saksafon. Öncelikle piano şart; çünkü tüm armonileri verebiliyor ve diğer enstrümanlar üstüne çalabiliyor. Saksafon; jazzı en çok jazz hissettiren enstruman. İkisinin uyumu çok da iyi oluyor.
Çello da olabilir. 🙂
Yapılması kolay değil, biliyoruz; ama tarifinin yapılması gerekirse, caz nedir?
Jazz bir yaşam biçimi. Onla yatar, onla kalkarsınız. Kafanızda devamlı giden gelen müzikler hiç durmaz. Aynı zamanda jazzı çok masculine buluyorum. Daha çok bu müzik erkeklere yakışıyor gibi geliyor.
Sınırsız bütçeniz olsa cazla ilintili ne yapmak isterdiniz?
İmkanım olsa önce bugüne kadar birlikte çalıştığım, inandığım ya da çok iyi tanıdığım, hayranlık duyduğum müzisyenlere özel bir festival yapardım. Sadece onlar için bir festival. Ve festivalin son konserinde hep birlikte çalmak isterdim.
Ve de bugüne kadar sevdiğim müzisyen arkadaşlarım ile en iyi müzik stüdyolarında kayıtlar yapmak isterdim.
Daha önce hemen hemen hepsi ile yaptım ama çok daha farklı bir şey isterdim.
Belli olmaz belki söylediklerimin biri olabilir?
Bir de Bill Evans müziklerini çok iyi aranje ettirip çelloya uygulamak ve kayıt etmek isterdim.
Önümüzdeki günlerde Akbank Caz Festivali’nde Sedef Erçetin Quartet olarak Bill Evans’dan bir iki parça çalacağız ama çok daha büyük bir çalışma gerektiriyor.