Salih Karagöz: Hayatı Rock ‘n’ Roll
Rainbow 45 Records, İstanbul Kadıköy’de yer alan simge bir plakçı; plağa gönül veren, kalbi müzik için atan insanların buluşma noktası, özelde rock ’n’ roll’un genelde müziğin dostluğa dönüştüğü bir mekan burası. Temelleri Salih Karagöz tarafından 2009 yılında atılan bu güzel mekan, bugün artık bir plak dükkanı olmanın ötesinde plak yapımcısı olarak da çok özel projelere imza atmaya devam ediyor.
Salih Karagöz özel bir insan. Kendi tabiriyle Clark Kent gibi bir beyaz yakalıyken düşlerinin peşinden giderek ceketini ve kravatını bir kenara fırlatıp bir plak kahramanı oluvermiş. Başka bir ifadeyle plakların Superman’i kendisi. Dükkana girdiğinizde onun sımsıcak gülüşü karşılıyor sizi ve sonra da plaklar tabii ki; raflarında tüm bir rock tarihinin izini sürerken Salih Karagöz’ün ve Selim Kalkandelen’in keyifli sohbetine eşlik edebilirsiniz Rainbow45 Records’da.
Rainbow 45 Records, bu güne kadar Bülent Ortaçgil, Fatih Erkoç gibi sanatçıların, Asiaminor, Mazhar Fuat Özkan, Mor ve Ötesi, Nemrud gibi toplulukların albümlerine yapımcı olarak imza atmıştı.
Geçtiğimiz günlerde yine Rainbow 45 Record alamet-i farikası iki özel plak yayınlandı. Bunlardan ilki tam 14 aylık bir çalışmanın sonucunda ortaya çıkan bir Sabih Cangil projesi ve daha önce dijital ortamda dinleyiciyle buluşan bir albüm. Bu kez Salih Karagöz dokunuşuyla plağa dönüştü ve bizi çok mutlu etti. Düşünün bu toprakların, dolayısıyla bizim gitar kahramanlarımız tam bir gitar şenliğine davet ediyor bizi; albüm kapağında yazan sırayla Melih Güzel, Arif Deniz Toker, Can Güney, Tanju Eren, Sabih Cangil, Taylan Dedeoğlu, Hakan Şavklı, Paşa Çelik ve efsane Gür Akad. Albümün ismi Guitarist Of İstanbul Oriant & Occident. Kapak tasarımı çok güzel ve içerisinde gerçek bir sürpriz barındırıyor. Üstat Aptülkadir Elçioğlu o kadar güzel çizmişsin ki bu kahramanları… Sadri Alışık’lı Ah Güzel İstanbul karikatürü ise işte budur dedirtecek cinsten. Gitar kahramanlarını biraraya getiren bu albüm işte bu özelliğiyle Türk rock tarihi açısından da çok önemli bir işlevi yerine getiriyor.
Diğer çalışma ise; uzun, çok uzun bir süre sonra ülkemizde çıkan ilk 45’lik olarak önem arzediyor. Dolayısıyla 45’lik özlemimizi gideriyor. Bunca yılın ardından büyük bir cesaret 45’lik çıkarmak. Evrencan Gündüz bir Barış Manço klasiğine o kadar güzel bir dokunuş yapmış ki bu 45’likte.
Bakın sevgili Burak Sülünbaz bu 45’lik için “Türk pop müziğinin süper yeteneği Evrencan Gündüz iki yeni parçasıyla ilk kez 45’lik plak formatında dinleyicisiyle buluşacak şeklinde takdim edebiliriz” diyor ve şöyle devam ediyor:
“Ama işin gerisinde çok daha derin bir güzellik yatıyor. Fikirden uygulamaya titizlik ve samimiyet barındıran bir çalışma ellerimizde. Rainbow45 Records Salih Karagöz’ün hayalini kurduğu ve hayata geçirmekten dolayı büyük gurur duyduğu bu 45’lik kuşkusuz yılın en kıymetli kayıtlarından biri olmaya aday.”
Evrencan’ın babasının müzikal mirasından beslenerek çıktığı yolculuğu büyük heyecanla ve takdirle takip ediyorum. Kayıtta Evrencan, A yüzünde Barış Manço’nun Yine Yol Göründü Gurbete parçasını başarıyla yorumluyor. B yüzünde yer alan sözleri Naz Özgülüş’e ait olan Dağlar Gider Yolunda şarkısı uzun süredir beni en heyecanlandıran pop-rock parçası oldu. Akılda kalıcılığı gerçekten müthiş. Eşlik etmekten büyük keyif alıyorsunuz. Defalarca dinlemekten de kendinizi alamıyorsunuz.
Yakında dijital formatta da dinleyebileceğimiz şarkıların video klipleri de yıl sonuna kadar dinleyicisiyle buluşacak.
Plak koleksiyoneri dostlarıma kesinlikle tavsiye ederim.
Şimdi Rainbow45 Record’u ve bu iki plağın oluşumunu dinlemek üzere sohbetimize Sevgili Salih Karagöz ile devam edelim.
■
Bülent Seyitdanlıoğlu: Sizi İstanbul’un en gözde plak dükkanlarının biri olan Rainbow45’in sahibi olarak tanıyoruz, aynı zamanda prodüktörlüğünü yaptığınız albümler de var. Prodüktörlük hikayesi nasıl başladı?
Salih Karagöz: Prodüksiyon yapmak dükkanımı daha açmadan önce aklımda olan bir konuydu. Yani 2011 yılı öncesine dayanıyor. Yaptıkları müziği beğendiğim sanatçı ve gruplarla temas kurup, onların yapımlarına fiziksel medya basımı ile destek olmak, tanıtımlarına yardımcı olmak ve birlikte büyümek en büyük arzumdu. Dükkanı açmak, piyasaya nüfuz etmek açısından en iyi yoldu. Dükkanı açtığım yıllar ise yeni dalga plak akımının en tepeye çıktığı ve rüzgarı arkama aldığım senelerdi. Dükkanı açtıktan sadece 1,5 yıl sonra 2013 yılında, müzik yolculuğunu çok sevdiğim ve yaptıkları müziğe hayran olduğum Türk Progresif Rock Grubu Nemrud’un ikinci stüdyo albümü ‘Rituel’in plağını basarak hayallerimin ilk adımını gerçekleştirmiş oldum.
Rainbow45 kataloğunda yer alan ve baskısı tükenmiş albümler gün geçtikçe nadirleşiyor. Bu albümlerin yeniden basımı ile ilgili plak severlere müjde vermek ister misiniz?
Evet kataloğumuzdaki albümlerin piyasada uzun süre önce tükendiği ve nadirleştiği duyumlarını alıyoruz. Bu albümlerin tekrar basım süreçleriyle ilgili kah sanatçıdan, kah hak sahibi yapımcıdan ya da bizden kaynaklanan bazı sorunlar yaşanabiliyor. Bu yüzden bazı albümlerin tekrar basımında gecikme yaşandı. Örneğin Erol Pekcan-Tuna Ötenel-Kudret Öztoprak Trio’sunun ‘Jazz Semai‘si, Yavuz Çetin’in ‘İlk’ albümü, Pinhani’nin ‘İnandığın Masallar’ albümü, Morve Ötesi’nin ‘Dünya Yalan Söylüyor’ ve ‘Aya İrini Canlı Senfonik’ albümü ileride gecikmeli de olsa mutlaka yeniden basılacak albümler arasında. Buradan dinleyicilere net bir tarih vermemiz doğru olmaz.
İsminizdeki Rainbow ve 45’in anlamları muhtemelen müzik kültürü ve 45’lik plak formatı ile ilintili? Bu isimlerin gerisindeki hikaye nedir?
İsmimizdeki Rainbow kelimesi, gençliğimde radarıma takılıp, 40 yıl sonra hala keyifle dinlemeye doyamadığım 1970’lerin en önemli klasik rock gruplarından biri olan Rainbow’dan geliyor.
Bu gruba olan sonsuz saygımı resmileştirmek için firmamın ismi yaptım. Yanına eklediğim 45 ise 45 devir plak formundan geliyor. Aslında Rainbow Records’un bütün internet uzantıları daha önce başka firmalar tarafından rezerve edilmiş olduğundan 45 rakamını Rainbow yanına zorunlu olarak ekleme durumunda kalsam da 45lik formatı ileride yapacağım projelerde kullanacağım ana format olacağından daha da anlam buldu ismimizde.
45’lik plak efsane bir format ama günümüzde pek göremiyoruz. 45’lik yeniden doğar mı?
1960’ların başından günümüze Avrupa’da ve ABD‘de 45 lik üretiminin bazen artarak bazen azalarak ama durmaksızın devam ettiğini görmekteyiz. Ülkemizde ise ilk basıldığı 1962 yılından 1980’li yılların başlarına kadar olan kısa bir zaman diliminde üretildi 45’lik. Halbuki üretildiği yıllarda plakeverlerin kurtarıcısı olmuştu uygun fiyatı dolayısıyla. Çünkü karşılaştırıldığında LP’lerden çok daha bütçe dostuydu bu format. Fakat 1980’lere gelindiğinde ekonomik dar boğazlarla mücadele eden ülkemizde 45’lik maliyeti bile pahalı gelmiş olabilir. Aynı dönemde kaset formatının daha ucuza mal olması ve kasetin yeni bir medya olarak müzik dünyasına bomba gibi düşmesi 45’lik üretiminin erken sonlanmasına neden oldu. Öte yandan 40 yıl sonra plağın tekrar geri dönüşü, bu muhteşem formatın da küllerinden doğacağının habercisi. Ülkemizde 45’lik formatının yeniden doğması için elimden geleni yapacağımın da altını kalınca çizmek isterim.
Sevgili Evrencan çok yetenekli bir sanatçı. Multi enstrumancı, besteci ve kayıt teknolojilerinden çok iyi anlayan biri. On parmağında on marifet var. Aynı zamanda bizim yıllrdır plak müşterimizdir kendisi. Bütün bunlardan ayrı olarak beni kendisine çeken şey, hayal gücü ve köklerine olan saygısı. Yani bir saz üstadına rastladığı zaman karşılıklı meşk eder. Bu toprakların müziğine olan aşkı ve açlığı hep kendisini arayışlara iter. Tanıştığımız yıllar içinde birbirimizi tanıma fırsatımız oldu ve bir telefon görüşmemizde birlikte önce bir 45’lik projesinde çalışma kararı aldık. Kendisinin ricası üzerine çok sevdiği bir Barış Manço parçası olan ‘Yine Yol Göründü Gurbete’ parçasının düzenleme ve okuma iznini alarak bu 45’likte yer verdik. Plağın diğer yüzünde ise bestesi kendisine aşt olan ‘Dağlar Gider Yolunda’ parçasına yer verdik. Ortaya çok güzel bir sonuç çıktı.
Bu kaydın dijital kanallarda ve video olarak yer almasını da planlıyorsunuz. Peki iki parçadan oluşan bu çalışmanın devamı gelecek mi? Yani bir uzun çalar planınız var mı?
Bu iki şarkıdan oluşan 45’lik Ekim Ayı içerisinde tüm dijital kanallarda yayında olacak. Eylül Ayı içerisinde her iki şarkı için çekimleri yapılan video kliplerin post prodüksiyonu devam ediyor. İlk olarak Ekim Ayında ‘Dağlar Gider Yolunda’ parçasının video klibi ve Kasım Ayında ‘Yine Yol Göründü Gurbete’ şarkısının video klibi izleyicilerle buluşacak. Sinematografik çekimlerine bizzat şahit olduğum video kliplerin izleyiciler tarafından çok beğenileceğini umut ediyorum. Evrencan ile uzun bir yolculuğa çıktık gibi geliyor bana. Bu projelerin devamı gelecek. 45’lik projesi devam ederken, birlikteliğimizi bir uzunçalar ile taçlandırmayı düşünüyoruz.
Sabih Cangil ile beraber meydana getirdiğiniz Guitarists Of Istanbul nasıl meydana geldi? Projede yer alan gitaristler nasıl seçildi ve sizce bu projenin Türk Rock müzik tarihi açısından önemi nedir?
Sabih Cangil Türk rock müzik sahnesinin yakından tanıdığı bir isim. 1980’lerin başlarında ‘Ra’ grubu ile tanıdım ustamızı. Sadece iyi bir gitarist değil, komple bir müzik insanı. Gitarist camiasında tutkal rolü üstlenen, herkesin sözüne güvendiği bir müzisyen. SCP (Sabih Cangil Production) olarak uzun yıllardır yapımcılığını üstlendiği birçok projesi de var. Sabih Bey, yaklaşık 1.5 sene önce rock müziğimizin yol göstericisi gitarist arkadaşlarına kafasındaki projeden bahsetmiş. Buna göre her gitarist kendi özgün besteleriyle katılacak ve kayıtları yapılacaktı. Teklif götürülen gitaristlerden dokuzu bu projeye katıldı. Her biri enstrumental olan, etnik jazz, blues rock, hardrock, klasik rock, heavy metal ve türk ritimleriyle bezenmiş 2 rock parçasının da olduğu toplam 9 parça kayıtları yapılmıştı. Bu kayıtlar bu yılın Nisan Ayında dijital kanallarda yayınlanmadan önce projeden haberim oldu. Sabih Bey ve albümde çalan gitarist dostlarımızdan bazıları ortaya çıkan bu güzelliğin plak formatında piyasada olması gerektiğini ilettiler. Onlara bu projenin bir parçası olma onurunu verdikleri için teşekkür ederim. Bu vesileyle projenin yapımcısı değil ama plak üreticisi olarak görev üstlendim. Albümü ilginç ve özel kılan ise ülkemizde ilk defa gitaristler konseptiyle yapılan bir albüm olmasıdır. Bu yönüyle ülkemiz rock müzik tarihinde geleceğe ışık tutacak bir arşiv niteliğindedir. Bu arşive yılların değerli çizeri Aptulika da çizimleriyle katkıda bulunmuştur.
Jazz Semai’nin yeniden basılması sonrası caz meraklılarının gözü kulağı Rainbow45’de. Tarihin derinliklerinden, baskısını bulmak zor olan albümü daha gün ışığına çıkarmayı hedefliyor musunuz?
Jazz Semai albümünü gün yüzüne tekrar çıkarmaya karar verdiğimiz gün, içimizde olumlu bir his ve heyecan vardı. Gerekli izinleri ve lisansları alıp basıp piyasaya sürdüğümüzde açıkçası bu kadar da ilgi göreceğini öngörmemiştik. Türk caz müzik dinleyicilerine ne kadar iyi bir hizmet yapmış olduğumuzu şimdi daha çok anlıyoruz. Önceliğimiz bu albümün yeniden baskısını sağlamak. Sonrasında, dediğiniz gibi, tarihin derinliklerinde yol bulup gün ışığına çıkmayı bekleyen yeni bir caz albümünü ya da günümüz yetenekli genç sanatçılarımızın caz kayıtlarını plak formatında dinleyicilere ulaştırmak en büyük arzumuzdur.
Rainbow45 olarak Hollanda Plak Fuarının sizin için çok önemli olduğunu biliyoruz. Siz de burada katılımcı olarak yer alıyorsunuz. Bu bağlamda Türk plaklarına talep ne yönde? Sizin yapımcılığını yaptığınız plaklar da burada görücüye çıkacak. Standınızda yer alan hangi tür plaklar ilgi görüyor yurt dışında?
Hollanda’da yılda 2 kez düzenleniyor bu plak fuarı. Nisan ve Kasım aylarında, 2 kez stant açıyoruz Rainbow45 Records olarak. Ülkemizde zamanında yetişen ve şu anda yeni yeni tanınan nice iyi müzisyenin ve grupların nice güzel albümlerinin bütün dünyada tanınması gerektiğinden yola çıkarak, sadece kendi yapımlarımız değil, Türkiye de diğer firmalar tarafından üretilen seçkin albümleri standımızda tanıtmayı misyon edindik. Bunun için yıllık İngilizce kataloglar hazırladık ve bastırdık. Gelen yabancı müşterilere standımızda bulunan her albümü dilimiz döndüğünce İngilizce ve Flamanca anlatmaya çalıştık, çalışıyoruz. Bazı uluslararası büyük online satış mağazalarına ve büyük plakçıya toptan satış yapabilme şansını elde ettik.
İlk başlarda yabancı müşteriler sadece 1970’ler Anadolu Pop akımına ait ürünlere ilgi gösterirken şimdi yeni ve eski albüm ayırt etmeksizin her müzik türüne ait plaklara ilgi göstermeye başladılar. Hatta dilini anlamasalar da… Türkçe fonetik sanırım hoşlarına gittiğinden özellikle Türkçe sözlü albümlere daha çok ilgi gösteriyorlar. Umarım bu ilgi artarak devam eder ve Türkiye sadece sporda değil müzikte de değerli müzisyenleriyle marka yaratır bütün dünyada.
Çok teşekkür ediyoruz Salih Karagöz.
Bana bu fırsatı verdiğiniz için sizlere ve ekibinize çok teşekkür ederim.
■
Aptülkadir Elçioğlu’nun blog sayfası BURADA.
Evrencan Gündüz plağını BURADAN, Guitarists of İstanbul plağını BURADAN satın alabilirsiniz.
Guitarists of İstanbul Youtube.