Ornette Coleman
Hikaye 2005 yılından. Free caz’ın ustası Ornette Coleman‘ın Açıkhava Sahnesi konserinden. Hava yağışlı. Kesinlikle fotoğraf çekimi istemiyor. Tabii, makina çantaları ve fotoğraf makinalarını fotoğraf çekmesen de yanına almaya bile müsaade edilmiyor. Analog kamerayı, objektifleri, filmleri, çantaları ile beraber teslim ettik ama benim yeni aldığım küçük dijital amatör kamerayı teslim etmedim. Konser başladı, ne selam, ne sabah, ne parça adı, ne de müzisyen tanıtımı yapmadan çalmaya başladılar.
Albümlerine ve müziğine aşinalık olsa da biraz zor bir soundla karşılaştık. İki kontrabas ve bir saksofon ile, akılda kalıcı olmayan, a-melodik parçaları birbiri ardına ara vermeden dinlemeye başladık; hala melodik bir etkileşim gelmiyor. Bazı izleyiciler çıkmaya bile başladı. Benim için öyle değildi; iki kontrabasın, biri ritm tutarken diğerinin solo çalması, zaman zaman paslaşmaları, Coleman’ın kesintisiz sololarına eşlik etmeleri yeni ve değişik deneyim oldu benim için.
Neyse, konuya döneyim. Ben fotoğraf çekme derdindeyim. Kameranın ekranını kendime çevirdim. Kucağımda kazağıma sarmaladığım kamera ile gizlice çekmeye başladım; biraz kör atış dediğimiz türden kareler oluştu. Sahnenin ters ışığının muhalefetine rağmen çok güzel fotoğraflar elde ettim. Sonuçlar mükemmeldi. Ve bu durum daha profesyonel bir dijital kamera almanın uyarısı oldu.
Yine müzisyenler tanıtımsız, bis’siz, selamsız, sabahsız, veda konuşmasız şekilde sahneyi terk ettiler; konseri sonlandırmış olduk.