Eril Tekeli ve Paralel – Yansımalar
Pikapta dumanı üstünde tüten taptaze bir ilk albüm dönüyor; yumuşak, insanın içini ısıtan flüte yine çok sade ama o kadar sımsıcak bir gitarın eşlik ettiği bir ses yayılıyor odaya.
Bir ilk albüm dedik ama çok yoğun bir birikim taşıyor bu albüm. Çünkü albümün sahibi topluluğun, Paralel‘in geçmişi uzun çok uzun yıllara dayanıyor.
Topluluğun kurucu üyesi Eril Tekeli, 1973-1982 yılları arasında yayınladıkları iki uzunçalar ile (Crossing The Line ve Between Flesh and Divine) progresif rock tarihinde kendine saygın bir yer edinen Asia Minor grubunun da kurucularındandı.
Asia Minor, 2014 yılında yeniden bir araya gelmiş, turneye çıkmış ve 2021 yılında da Points of Libration ismiyle mücevher değerinde bir albüm yayınlayarak muhteşem bir dönüş yapmıştı.
Eril Tekeli, bir yandan yurt dışında Asia Minor ile çalışmalarını sürdürürken bir yandan da kendi memleketi de olan Adana’da 90’lı yıllarda Paralel’i kurmuş ve o günden bu güne bu grupla ülkemiz progresif rock kültürüne önemli katkılar sunuyordu.
Gitar ve flütte Eril Tekeli, vokal ve gitarda Sina Somay, bas ve vokalde Koray Diker, davulda Kenan Evren ile gitarda Cihan Solak’tan oluşan kadrosuyla Paralel’in Yansımalar ismini taşıyan albümü geçtiğimiz günlerde plak formatıyla yayınlandı.
Ülkemizde çok büyük bir dinleyici kitlesine sahip bir tür progresif rock, ancak bu türde grup söz konusu olduğunda ne yazık ki sınıfta kalıyoruz.
Mert Göçay önderliğinde yoluna devam eden Nemrud ve bir Ankara grubu olarak Renk bu türde nitelikli albüm yapan gruplar olarak dikkatimiz çekenler arasında yer alıyor. Bu bağlamda, Paralel grubunun Yansımalar albümünün plak formatında dinleyiciyle buluşmasının çok önemli olduğu görüşünü taşıyorum.
Başta da söyledik Yansımalar, Eril Tekeli’nin sessiz ve sakin flütüne, tuşlular ve gitarların eklenmesiyle çok farklı bir ses örgüsü oluşturuyor. Yine incelikli şarkı sözleri ile destekleniyor bu ses örgüsü.
“Herkes bitti sansa da gölümdeki bu aşkı
Deli deli esecek içimdeki fırtına
Eller yitti sansa da gönlümdeki bu aşkı
Yollarımı kesecek içimdeki fırtına”
Yukarıda yer alan ve Fikret Kuşçuoğlu’na ait bu sözler albümün açılış şarkısı Fırtına’ya ait. Bu kısacık dörtlük progresif alt yapıyla uyum içinde ve yaşama dair ne de çok şey anlatıyor. Bu şarkıyı izleyen Ay Işığı ise bir enstrümental ve sanki bir sonraki şarkı olan Uzak Işıltılar’ı müjdeliyor dinleyene. Bu şarkının sözleriyle Sina Somay’a ait ve yine yaşama dair.
İkinci yüzü açan Narlıkuyu, bu şarkıyı izleyen Zaman ve İstasyon şarkıları da dikkate alındığında Türkçe sözlerin progresif alt yapıyla birlikteliğindeki uyum belki de albümün en önemli özelliği olarak dikkat çekiyor.
Albümün tek olumsuz yanı belki de hemencecik bitivermesi… İnsan bitmesin istiyor ve pikabın iğnesi yeniden döndürmeye başlıyor bu güzel albümü.
Kapak resmi Gül Özbay’a ait olan plağın çizgi üstü ve incelikli kapak tasarımı ise Rıfat Hubbezoğlu’na ait ve albümün ses örgüsünü tamamlıyor.
Almak isteyenler için belirtelim plak sınırlı sayıda yalnızca ve 400 adet üretilmiş.
Albümü plak formatı ile bizimle buluşturan sevgili Salih Karagöz ve Rainbow45 Records, daha önce Nemrud ve Asia Minor albümlerini de plak formatıyla dinleyiciyle buluşturmuştu ve yayınladığı her türden plak ile hayatımıza güzel dokunuşlar yapmaya devam ediyor ve çok önemli bir işlevi yerine getiriyor.
■