Brian Charette & George Coleman – Working out with Big G (2025)
Yaşlılık kaçınılmaz, insan bedeni yaş aldıkça yaşlanıyor, vedaya hazırlanıyor. Heyhat! Yaşlılardan -yaş almışlar deyişini sevmiyorum, inkâr anlamsız- bu durumun çok da kötü olmadığına dair sözler duymuyor da değiliz ama sanırım yaşlılığın en acı taraflarından biri, insanın geride bıraktığı zamanlarda mükemmel yaptığı işleri yapamaz hale gelmesi. Sanatçılar söz konusu olduğunda bu durum trajediye dönüşüyor, şarkıcı söyleyemez, müzisyen çalamaz hale geliyor. Bir kötüsü daha var ki o da hatırlanmamak. Bununla birlikte ilerleyen yaşlar bazıları için güzellikler getirmiyor da değil. Misal, caz saksofonunun anıtsal ismi George Coleman bu dünyada 90 yıl geçirdi; hâlâ sahnelerde ve hâlâ el üstünde tutuluyor. Laf olsun diye söylemiyorum, “Big G” mükemmel çalıyor ve kaybetmediği yetenekleri sayesinde, birlikte sahne aldığı gençlerle rekabet dahi edebiliyor.

George Coleman 1935 Memphis doğumlu. Alaylı. Profesyonel ilk işi on yedisinde blues’un kralı B.B. King’le çalmak; üç yıl onunla uçtan uca Amerika’yı turladı, Ray Charles’ın hit şarkıları için düzenleme yaptı. Taşındığı New York’ta önce Max Roach’un sonra da Slide Hampton’ın grubunda çalıştı. İkinci beşlisi için giriştiği saksofoncu arayışı sürecinde Miles Davis’le en uzun süreyle çalan saksofoncu olmuş, stüdyo işi Seven Steps to Heaven (1963), konser kayıtları My Funny Valentine (1964) ve Four & More (1964) albümlerinde yer aldıktan sonra gruptan ayrılmıştı. Altmışlarda ve yetmişlerde caz tarihinin önemli birçok albümünde çaldı; örneğin efsanevi Maiden Voyage’da (Blue Note, 1965) Herbie Hancock’ın; keza, caz tarihinin en güzel küçük gruplarından biri saydığım Eastern Rebellion’un ilk albümünde (1975) Cedar Walton’ın yanında George Coleman var.

Onca eşliğin ardından kendi adına ilk albümünü ancak 42 yaşındayken yayınlayabildi. Katalan piyanist Tete Montoliu’yla düet Meditation (1977 Timeless) o dönemin en nefis albümlerindendir. Keza, piyanist Richie Beirach’la düeti Convergence da (1990 Triloka)…
Uzatmayayım diyorum ama, bazılarından bahsetmemek haksızlık olacak; Memphis’den arkadaşı Harold Mabern’le bir araya geldiği Village Vanguard konserinden naklen Manhattan Panorama (1985 Theresa), yine onunla yaptığı stüdyo kaydı My Horns of Plenty (1991 Birdology) ya da enfes sekizlisiyle kaydettiği albümleri, Revival/Big George (1977 Catalyst) ve Danger High Voltage (1996 Two & Four), straight-ahead cazın en rafine albümleri arasında yer alır. Plak şirketlerinin isimleri dikkatinizi çekmiştir, George Coleman’ın toplamda yirmiye yakın albümünün tamamı bağımsız şirketlerin -butik de diyebilirdim- etiketiyle yayınlandı. Malumunuz, köpekbalıkları küçük balıklarla karın doyurmayı sevmez! Neyse…
Miles Davis’in farklı dönemlerde çalıştığı müzisyenlerin eski patronlarını yad ettiği konserin kaydı, Four Generations of Miles: A Live Tribute To Miles (2002 Chesky) sonrasında, ilginçtir, George Coleman ortalıktan çekildi. Ta ki 2015’de Ulusal Sanat Vakfı (NEA, The National Endowment for the Arts) tarafından Caz Ustası Ödülü (Jazz Master Award) alıncaya dek…
Ödülün kutlaması için New York’da Smoke caz kulübünde sahne aldıktan sonra stüdyoda kaydettiği A Master Speaks (2015 Smoke Sessions Records) ile beraber, son düzlükteki muhteşem koşusu başlamış oldu. Smoke ve Smalls kulüplerinde kümelenmiş müzisyenler, geleneğin yaşayan anıtı olarak gördükleri Coleman ile müzik yapma fırsatını kaçırmadılar. The Quartet albümünde (2019 Smoke Sessions Records) eski dostu Harold Mabern’le mükemmel uyumlarını bir kez daha sergilediler, Live at Smalls Jazz Club’da (2023 Cellar Music Group) torunu yaşındakilerle başabaş çaldı. Groovin’ With Big G’de (2018 Steeplechase) orgçu Brian Charette’in, Standards’da (2024 Jojo Records) gitarist Yotam Silberstein’ın, Big George’da (2024 Smoke Sessions Records) One for All kolektifinin konuğu oldu. Reel To Real, saksofoncunun 1971’de Baltimore’da verdiği bir konserin kaydını arşivde buldu ve yayımladı.
5 Haziran’da yayımlanan Working Out With Big G (2025 Steeplechase), George Coleman ve Brian Charette’i ikinci kez stüdyoda bir araya getiriyor. Gitarda Paul Bollenback ve davulda George Coleman Jr.’un eşlik ettiği albümde dörtlü, tahmin edileceği üzere, standartları ve caz klasiklerini yorumluyor.

Müzik enfes! Repertuvarın çoğunluğunu oluşturan baladlar pürüzsüzce akıyor, tempo yükseldiğinde dahi müzik gevşekçe salınıyor; dörtlü, parçaları tanımlı yapılarıyla fazla oynamadan ama ustaca renklendirerek icra ediyor. Bollenback ve Charette sık solo alsalar da albümün yıldızı tartışmasız George Coleman.
George Coleman harfleri bazen yutuyor, kelimelerin bazılarını yuvarlıyor, tutumlu cümleleri arasına ıssız boşluklar bırakıyor olabilir ama yaşının getirdiği fiziksel kısıtlar onu uzun ve etkileyici konuşmalar yapmaktan da alıkoymuyor; nihayetinde dudakları ve parmakları zihninin hızına bazen ayak uyduramasa da, bu durumu önemsemeden çalıyor, her konuşması parlak müzikal zekasının yerli yerinde durduğunu kanıtlıyor. Zamanın acımasızlığının hükmü, Coleman’ın hayal dünyasına ve fikir zenginliğine geçmiyor. George Coleman delikanlı değil, öyleymiş gibi çalmıyor; ağırbaşlı, görmüş geçirmiş bir insan suretiyle çıktığı sahnede, çalışı ile gösterinin yıldızı olmaya devam ediyor.
Working Out with Big G, Coleman’ın yetmiş yıllık uzun ve başarılı geçmişini özetleyen bir belge. Efsane saksofoncu damıttıklarını, geleneğe saygı duyan dinleyiciyle paylaşıyor.
Hala yaşıyor ve çalabiliyorken onu canlı izleme şansı bulamayacaklara teselli niyetine…
■ Dark Blue Notes’da Vitrin
■ George Coleman Instagram
■ Brian Charette Instagram
■ Turgay Yalçın’ın Dark Blue Notes’daki diğer yazıları