Bir Taşra Deneyimi: Dave Askren & Jeff Benedict – Denver Sessions (Tapestry Records 2023)
Los Angeles’ta yaşayan gitarist Dave Askren ve saksafoncu Jeff Benedict 30 yılı aşan müzikal birlikteliklerini, 17 Mart’ta piyasaya çıkacak Denver Sessions‘la taçlandırıyorlar.
Birlikte pek çok albüm kaydeden ve sayısız canlı performansa imza atan ikili için işbirliklerini tazeleme isteği kaçınılmazdı ve ortam değiştirmemin yararlı olacağını düşünerek yeni albümleri için Mile High şehrine doğru yola çıktılar. Benedict’in deyişiyle, ‘Dave ve o her zamanki gibi bir sonraki projeyi’ arıyorlardı.
Aslında albümün temelinde Askren ve Benedict’in New York merkezli vibrafoncu Ted Piltzecker ile kayıt yapmak istemesi de yatıyordu. Eddie Harris, Benny Golson ve James Moody gibi isimlerle turnelerde ilk aranan davulculardan olan Paul Romaine ve beşliyi tamamlayan basçı Patrick McDevitt ekibe dahil edildi.
Merkezden ve L.A. caz mekânlarından uzaklaşarak taşraya yerleşen ve orda yaşamaya başlayan grup caz dersleri vermeye, yerel konserlerde sahneye çıkmaya ve radyo programlarına konuk olmaya başlayarak ‘küçük yer’ yaşamına uyum sağlamaya çalıştılar; öyle ki konserler yüzünden zaman zaman kayıtları askıya aldıkları bile oldu.
Denver Sessions Benny Goodman Sextet’in klasiği sayılabilecek Stompin’ at the Savoy’un dinamik bir yorumu dışında tamamıyla Dave Askren ve Jeff Benedict’in bestelerinden oluşuyor. 10 parçalık albüm caz tarihinin sürekliliğinden izler taşırken, eklektik sayılabilecek bir eğilimler bütünü oluştursa da modern cazdan taviz vermeyen tutumuyla kulaklarda ferah bir tını bırakıyor.
Bas girişiyle ilgi çeken, vibrafon ve davulun katılımıyla albümü açan Askren’in Jackie’s Idea’sı albümün nerdeyse özeti gibi. 60’lı yıllardan derin izler taşısa da gitarda Askren’in puslu sololarıyla bambaşka bir kimlik kazanıyor.
Benedict’in zarif Marie Adele’si rahmetli annesine bir övgü niteliği taşıyor. Vibrafon ve saksafonun sürükleyici birlikteliği parçanın karakterini belirlemekle kalmayıp, sololarda da önceliği almalarını sağlıyor.
Son derece keyifli bir balad olan Memories’te Askren, melodinin lirik ve ferah atmosferinin keyfini çıkarak çalıyor ve solo alanlarını Piltzecker ve Benedict’e bırakıyor. Albümün Latin yönünü oluşturan Piltzecker, Küba’dan ilhamlı Rhumba Liam ve keyifli bir samba olan Poised’le Denver Sessions’a katkısını daha da belirginleştiriyor. Orange Express davulun agresif ve atak yanıyla bu albüm için aşırı ve sıra dışı denilebilecek eğilimleri temsil ederken, çeşitli parçalara dağılarak süren vibrafoncu Ted Piltzecker derinden gelen mırıldanmalarının da altını çizmeden geçmeyelim.
Asren ve Benedict’in bu taşra deneyimi, yaşadıkları ve yakaladıkları çeşitli ruh hallerini önümüze seren, kapağına kadar taşra kokan bir albüm yaratmalarına neden olmuş. Belki de onlardan hiç beklenmeyen ve caz meraklıları için dinleme deneyimlerine heyecan katacak sonuçlar yakalanmış bir albüm Denver Sessions.