Volkan Öktem İle 6. Bozcaada Caz Festivali
ESİN HAMAMCI: 6. Bozcaada Caz Festivali’nde sahne alacaksınız. Festivalin bu yılki teması şifa. Müziğin iyileştirici gücü olduğuna şüphe yok. Kendi yaşamınızda ya da günlük yaşamınızın dışında, müziğin bunu nasıl yaptığına dair örnek verebilir misiniz? Müzik, dinleyiciyi nasıl şifalandırır?
VOLKAN ÖKTEM: Müziğin insan psikolojisine, ruhuna iyi geldiği bir gerçek. Hepimiz çocukluğumuzdan beri birtakım grupların fanatiğiyizdir ve bunları arada sırada ne kadar zaman geçse de duymak isteriz. Konserlerine gitmek isteriz. Bunlar bize hep iyi hissettirdiği için olan şeyler. Ben hâlâ arada sırada 80’lerde dinlediğim bazı tutkunu olduğum grupların parçalarını koyar dinlerim. Kendimi iyi hissederim. İnsanlar kıtalar arası bile seyahat ediyorlar, o çok sevdikleri grupları izlemek ve sevdikleri grupları duymak için. O yüzden müzik kesinlikle herkese iyi gelen bir şey.
Almagest Quintet’in müziğini nasıl tarif edersiniz? Gruba ilham veren kaynak nedir?
Almagest Quintet’in müziği çok değişik stillerden oluşuyor. Yelpazesi çok geniş. Ekipteki müzisyen arkadaşlarım ve ben de dahil olmak üzere çeşitli tarzlarda bilgi sahibi müzisyenler. Bu bize çok geniş bir alan yaratıyor. O yüzden de biz tek bir stille sınırlamıyoruz müziğimizi. “Burada ne var, ne tarzlar çalıyorsunuz?” derseniz; bir flamenko tarzı bir parça çaldıktan sonra Roman tarzında 9/8’liğe geçebiliyoruz ya da bir türküyü yorumlarken bir caz standardının başka bir yorumuna geçebiliyoruz. Tabii ekipte Hamdi Akatay’ın darbukadan dzembeye oradan tablaya kadar geniş yelpazede bir perküsyon kiti var. O avantaj bizim için. Bir de mesela sevgili Cenk Erdoğan elektrik gitar, akustik gitar çalarken birden yaylı tanbur çalarken görebiliyorsunuz. O yüzden Almagest’te çok değişik stiller dinleyebilirsiniz.
2021’de İş Sanat kapsamında düzenlenen, pandemi nedeniyle çevrim içi sürdürülen ve Mayıs ayında tamamlanan sezonun son caz konserinde Chick Corea bestelerini de yorumlamıştınız. 2022 Bozcaada Caz Festivali’nde seyirciyi nasıl bir repertuvar bekliyor?
Almagest’in repertuvarında bir-iki grup arkadaşımızın bestesi haricinde türkü ve herkesin yakından tanıdığı caz standardının yorumunu dinleyecek müzikseverler.
Daha önce Guillaume Perret ile XJAZZ kapsamında birlikte çalıştınız. Türkiye caz çevresi tarafından fazla tanınmayan bir insan olduğu için, kendisinin müzikal yaklaşımı hakkında bilgi verebilir misiniz?
Evet, daha önce Guillaume ile Salon İKSV’de bir konser vermiştik. Guillaume’un tek başına yer aldığı bir projeydi, ben ona eklenmiştim. Burada da aynı konsepti yapacağız. Tabi burada parçalar biraz daha farklı olacak. Zannediyorum Fransa’da onun ayrıca bir dahil olduğu ekip var, kendi grubu. Orada da yine -ya trio ya da quartet olması lazım yanılmıyorsam- çaldığı parçalardan çalacağız. Fakat buradaki konsept yine bizim daha önce çaldığımız gibi Guillaume Perret’nin tek verdiği konseri benim dahil olmamla gerçekleşen bir konsept. Burada Guillame’un müzik stili daha çok efekt pedallarıyla beraber yarattığı bir atmosferde gerçekleşiyor. Bundan kastım ne? Yarısı emprovize yarısı da daha önceden belirlenmiş, bilgisayardan gelen altyapılarla olan bir müzik tarzı. Müziğin yarısı aslında sahnede o anda gerçekleşiyor. O yüzden heyecanlı bir proje gerçekten. Seyirciyi birkaç bölüm halinde kendi yarattığı atmosferin içine sokuyor, konsantre ediyor ve o dünyada bir yolculuğa çıkarıyor diyeyim. Biz bunu Guillaume ile beraber yapacağız Bozcaada Caz Festivali’nde.
Konser Ayazma Manastırı’nda gerçekleşecek. Festival, 6. senesinde de toplumsal ekolojik dönüşüm gibi alanların üzerinde duruyor. Kültür tarihini önemseyen, farklı ilgi alanlarına hitap eden bir program seçkisi sunuyor. Peki kadim çınar ağaçlarının ortasında 300 yıllık bir mekânda çalmanın sizde uyandırdığı hisler nelerdir?
Evet, festival mekânı gerçekten muhteşem bir yer. Doğal dokusuyla, insanlara hem gündüz hem akşam başka güzellikler yaşatan bir yer. Ben her soundcheck’te -biz daha erken bir saatte soundcheck yaptığımız için öğleden sonra- “Burada mı çalacağım?” diye heyecanlanıyorum. Seyirci de akşamüstü geldiği için hem gün batımını yaşıyor orada hem de gecenin güzellikleriyle harika dakikalar yaşıyorlar. Yanlış hatırlamıyorsam, festivalin ikinci senesinde bir ay tutulmasına denk geldik hep birlikte. Çok etkileyici bir geceydi gerçekten. Bu sene de izleyicileri çok güzel şeyler bekliyor.
Seyirciyi nasıl bir repertuvar bekliyor?
Guillaume Perret’nin kompozisyonlarından oluşan bir repertuvar var. Bu daha önce İstanbul’da verdiğimiz konserden biraz daha başka. Guillaume’un yazdığı yeni kompozisyonlar… Fakat konseptin yarısı emprovizasyon, o yüzden seyirciyle olan iletişimimiz de önemli. Seyircinin enerjisi, dinamiği de bizim konserimizi de etkileyecek. O yüzden konseri beraber, birlikte yükselteceğiz. Çok heyecanlı bir proje benim için.