Timuçin Şahin
Kendinizi kısaca tanıtır mısınız? Cazla ilintinizi belirtebilir misiniz?
Timuçin Şahin, besteci, gitarist, eğitmen.
Dinlediğiniz ya da sizde iz bırakan ilk caz albümünü hatırlıyor musunuz?
Pat Metheny – Question and Answer ve John Coltrane – Giant Steps. Hangisi önce elime geçti, hatırlamıyorum. Hatta Giant Steps albümü demeyeyim, sadece Mr. PC’yi dinlemiş olabilirim albümden. Yatılı okulda okurken radyoda Hülya Tunçağ‘ın Günümüzde Caz programını yatakhanede dinlerken duyduklarım. Yokluk, kuraklık yılları…
Cazın yaşamınızdaki anlamı nedir?
Müziğin anlamı büyük, dolayısıyla cazın da anlamı büyük. Hem bir dinleyici, hem de günümüz yaratıcılarından biri olmak, hem sonsuz ögrencisi, hem de bana kalanların yeni kuşaklara aktarımına vesile olmak bana bahsedilmiş derin bir içkinlik.
Sizce caz diğer diğer müzik türlerinden hangi yönleriyle farklıdır? Farklı mıdır?
Benim duyduğum ve örnek aldığım ustalarım, emsalsiz yetenekte, inanılmaz etkiler yaratmış, geçmişin içinde daha ziyade geleceği duyabilen cazcılar. Charlie Parker, John Coltrane, Thelonious Monk, Miles Davis, Wayne Shorter, Charles Mingus, George Russell, Lennie Tristano ve onların yol arkadaşlarından bahsediyorum. Cazın içinde avangartı bize tekrar tanımlatan insanlar. Bu müziği eğlence müziği statüsünden kurtarıp yüksek bir ifade sanatına dönüştürenler elbette farklı.
Diğer Afro-Amerikan gelenekler gibi, sistematik ötekileştirme, insanlık haklarından mahrum bırakılma ve ırk ayrımcılığının ortasında, bir bataklıkta yeşermesi de başka bir farkı. Hiç bitmeyecek zamansal etkilenim sarmalında kuşakları buluşturması da…. İçinde türlü sofistike mental, duyusal, içgüdüsel ifade biçimini bir arada tutup, bir o kadar topraktan gelmesi bence müzikal olarak en büyük farkı.
Sizce caz diğer diğer müzik türlerinden üstün müdür? Neden?
Bu sorunun birçok cevabı var, ama hiç birinin sağlaması yok. Bence soru da bizi doğru bir düşünce şekline yöneltmiyor. Bir de eğitimde insanların kafasına yerleştirilen “caz başka türlü bir müziktir” gibi karşılaştırmaları ortadan kaldırmak lazım. Hemen kamplaşarak kendi kültürünü, business’ini oluşturmaya yönelik bir motivasyonu var insanların; özellikle bu müziğe uzak olan ülkemiz gibi coğrafyalarda. İtiraf edilmese de kamplaşma konusunda uzmanlaşmış bir ülkeyiz, bu müzikte de geçerli. Bizi sesten, yaratının doğasından uzaklaştırıyor.
Artık faal olmayan ya da ölmüş hangi müzisyeni ya da grubu canlı dinlemek isterdiniz?
Charlie Parker ve Trane’i tabii ki. Ama bu müziğin göçüp gitmiş nefeslerinin her biri kıymetli.
Faal olan hangi müzisyeni ya da grubu canlı dinlemek istersiniz?
En son bu yılın mayıs ayında Carnegie Hall’de Ron Carter’ı dinledim. O anda, tarihin şekillenmesinde rol oynamış kim varsa, hala yaşarken dinlemek istediğimi bir daha hatırladım.
Cazı bir enstrumanla özdeşleştirecek olsanız, bu, hangisi olurdu? Neden?
Olmazdı sanırım. İlla kafama silah dayayıp cevaplamamı isterseniz, belki alto saksofon derim. O da Parker yüzünden. Hayatımızın herhangi bir bölümünde Bird’ü taklit etmişizdir, cazcılar olarak hepimiz.
Yapılması kolay değil, biliyoruz; ama tarifinin yapılması gerekirse, caz nedir?
Açık bırakmak lazım bu tür tarifleri. Hem “music speak louder than words”, hem de bu konuda en yetkili yazarlar bile bu tarifi vermezler. Ama benim özelimde bu müziğin olmazsa olmazı flow, yani akıştır: the flow of the phrases. Diğer olmazsa olmazları; combustion (yanma), motivasyon, anda parlama hatta infilak etme ve çeşitlilik; ritmik çeşitlilik, hem bireysel, hem kolektif. Çeşitlilik, çok katmanlılık derken duyusal, dinlemeye yönelik; cevap verme halinden ve tepki verme şeklinde çokluluktan bahsediyorum. İcrayı şekillendiren her tavır buraya dahil.
Sınırsız bütçeniz olsa cazla ilintili ne yapmak isterdiniz?
Eğitimle ilgili olurdu yapmak istediklerim. Sınırlı bütçelerle yaptıklarımın daha iyisini yapmak isterdim. Yaklaşık 5 sene önce Bergama’da başlayan, yüksek sanata erisimin herkesin hakkı olduğunu savunan bir anlayışı temsil eden Kolektif Hayal Gücü projesini daha çok kisiye ulastirirdim. İşe koyulmuşken müziğin dışında binbir etkenin sizi önlediği yerleri aşabilmek için ekonomik bağımsızlık çok önemli.