Ceren Temel Röportajı: CSO Ada Ankara Konseri
Gökçen Sena Duman, bu yılın mart ayında The Rewind adını taşıyan ilk albümünü yayınlayan besteci, eğitimci ve müzisyen Ceren Temel’le 20 Kasım 2022 Pazar akşamı CSO ADA Ankara’da Mavi Salon‘daki konserinin öncesinde röportaj yaptı. Keyifle okuyacağınızı umarız.
Yolunuzun caz müzikle kesişme hikâyesinden bahsedebilir misiniz? Caz müziğe dair sizi ne harekete geçirdi ve heyecanlandırdı?
Öncelikle bana ulaştığınız için çok teşekkür ederim. Her şeyden önce müzik eğitimi lisansımın son yıllarında okurken caz dinleyerek başladım diyebilirim. Müzik öğretmenliği programında enstrüman çalışmaya ek olarak en çok Türk Müziği içerikli piyanoda düzenleme ve çocuk şarkıları besteleme dersleri ilgimi çekiyordu. Beste yapmaya ve düzenlemeye yatkın bir yanım olduğunu düşündüğüm için de o zamanlar piyanoda çalıp söylediğim şarkılarımı caz öğrenerek geliştirmek istiyordum. Klasik Batı Müziği bağlamında yıllarca piyano, keman ve koro eğitimi almıştım fakat şarkı söylemek her zaman beni heyecanlandırıyordu. Zaten çeşitli gruplarda rock ve blues söylemişliğim de vardı. Daha sonra caz vokallere karşı ilgim de başladı. Ella Fitzgerald, Carmen Mcrae ve Dakato Staton’ın bazı kayıtları ilgimi çekiyordu. Beni en çok harekete geçiren ve heyecanlandıran beste yapma isteği ve doğaçlama oldu.
Caz müzik yolculuğunuza akademik bir bağ kurarak başlamanızın müziğinizdeki yansımaları nelerdir?
Akademik çalışmalar yapıyor olmanın bilgi ve disiplin anlamında getirdiği yararların yanı sıra, bazen zararları da olabiliyor. Mesela bazen yaptığım her şeyi çok fazla düşünerek yapabiliyorum ve bu dezavantaja dönüşebiliyor. Tez yazarken yazdığınız her cümleyi düşünüp, tekrar tekrar yazmak gibi, yeni bir şarkı yaparken sürekli düşünmek, yapıp vazgeçmek, ayrıntılara takılıp bazen büyük resmi görememek vs. hissederek yazmayı zorlaştırıyor gibi geliyor. Bu yüzden mümkün olduğunca mükemmeliyetçi akademik bakış açılarından uzak kalarak yapmayı deniyorum ve öğrenmeye çalışıyorum.
Kendinizi Türkiye caz müzik sahnesinde nerede konumlandırıyorsunuz?
Kendimi bir yerde konumlandırmam ne kadar doğru olur bilmiyorum. Dinleyicilerin takdiri. Sadece söyleyebileceğim aktif konser yapabilmeyi, kendimi geliştirmeye devam edebilmeyi, sürekli üretebilmeyi ve akademik kariyerimi de bunlarla birlikte taçlandırabilmeyi çok isterim. Eğitimcilik konusunda çok fazla emek verdiğim için bunu sürdürebilmek istiyorum. Her ne kadar, çok şeyi bir arada başarıyla yapmak bazen zor olsa da bunlara devam edebilmeyi diliyorum. Yapamadığımı anladığımda şartlarımı o hale uygun getirmek için çabalıyorum.
Cyrille Aimee ve Barry Harris gibi önemli isimlerin parçası olduğu birçok atölye ve yarışmaya katıldınız. Ülkemiz sınırları dışında usta caz vokalistleri ve müzisyenleri ile deneyim paylaşımında bulunmak kariyerinize olan bakışınızı ne ölçüde değiştirdi?
Müzik öğretmenliğiyle ve klasik piyano ile ilgili bir kariyeri caza doğru çevirmiştim ve şarkı söylemek önceliğinde bir müzik yapacaktım dolayısıyla insan bazen doğru bir yolda olup olmadığından emin olmak istiyor. Bu bahsettiğiniz atölyelere ve yarışmalara katılmak doğru yolda olduğumu düşündürdü, iyi ki yolumu bu tarafa çevirdim dedirtti her seferinde. Ufkumu genişletti ve bana bolca ilham verdi. Hepsi çok değerli tecrübelerdi ve kendimle olan ilişkimi geliştirdi.
İlk EP’niz The Rewind’ı nasıl tanımlarsınız? Ekibinizin albüm üretim sürecinde nasıl bir katkısı oldu?
The Rewind’ı insanın geçmişiyle olan ilişkisi olarak tanımlayabilirim.
Ekipteki herkes benim için o kadar değerli ki! Hacettepe’de eğitim almaya başladığımda çoğu, ilk defa sahne almaya başladığım arkadaşlarımdı. Doğal olarak bende yerleri çok ayrıdır. Bunun dışında her zaman desteklediler. Çok kısa zamanda kaydetmeye karar verdik ama stüdyoya girmeden önce provalar yaptık, neler yapabiliriz konuştuk, plan yaptık. Aynı zamanda Yunus Muti ve eşi Didem Muti, Rewind şarkısının video klip çekimlerini üstlendi. 7 dakikalık bir şarkı klibi çekmek çok emek istiyordu, çok çalıştık ve başardık. Katkıları çok büyük. Bir de albüm sürecinde müzisyen ekibin dışında yanımda olan sevdiklerim vardı ki onların da desteği çok değerli.
Caz müzikle profesyonel olarak ilgilenmek isteyenlere tavsiyeniz ne olurdu?
Profesyonel olarak ilgilenmek gerçekten bağlılık ve büyük fedakarlık gerektiriyor. Caza gerçekten bilmeden, sadece bir hevesle başlanınca genelde devamı gelmiyor. Gerçekten sevince yapılabilecek ve devam edilecek bir müzik. Hangi işte olursa olsun başarılı ve mutlu olmak isteniyorsa sevmek şart tabi. Eğer seviyorlarsa, bazen başarısız olunsa dahi devam etmek için kendilerinde o gücü bulmaya gayret etmelerini, bazen dinlenmek için kendilerine izin vermelerini önerirdim sanırım. Kendini tanımak ve ne istediğini bilmek de bir süreç ve bu süreç müzikle aramıza girebiliyor. O yüzden gelişmenin ve öğrenmenin hiçbir zaman bitmeyeceğini de unutmamak gerekli olabilir.
Son zamanlarda size en çok ilham veren sanatçı/grupları paylaşabilir misiniz?
O kadar çok ki! Ve zaman zaman bazılarında takılıp kalıyorum. Son yıllarda Ben Wendel; Kneebody, Gerald Clayton, Moonchild, Becca Stevens, Michael Mayo, Kurt Rosenwinkel, Louis Cole, Tom Misch ve Taylor Eigsti.
Yakın gelecek için bizimle paylaşabileceğiniz projeleriniz var mı?
Yakın geçmişte gerçekleşen, beni çok heyecanlandıran ve devamı olacak bir projeden bahsetmek isterim. Eylül ayında İstanbul’da “I’m the voice and I can’t be silenced!” başlıklı, Berlinli spoken-word artisti Lady Gaby ile kadın hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği konularını işlediğimiz bir proje konserimiz oldu. Loop makinesi ve efekt pedalı kullanarak doğaçlama ve ses katmanlarından oluşan bir müzik yaptığım sırada Gaby’nin ise bahsettiğim konularda metinler sunmasından oluşan bir performanstı. Projeyi daha fazla duyurmak ve daha çok performans yapmak için iletişim halindeyiz. Bir sonraki performansımızın tarihi henüz belli değil.
20 Kasım Pazar günü CSO Ada Ankara’da gerçekleşecek konserinizde bizleri nasıl bir seçki bekliyor?
The Rewind içerisindeki beş besteye ek olarak sevdiğimiz bestecilerin parçalarından ve bazı düzenlemelerden oluşan bir repertuvarla sahnede olacağız. Ayrıntıları sürpriz olsun. 😊 Konseri ve sizlerle tanışmayı sabırsızlıkla bekliyorum. Bu güzel sorular için tekrar teşekkürler. Herkese sevgiler..
Röportaj için çok teşekkür ederiz. Ceren Temel Band’i 20 Kasım’da canlı dinlemek için sabırsızlanıyoruz.