Akbank Caz Festivali

Burhan Öçal ile Mehmet Uluğ Anısına Sohbet

Akbank Caz Festivali, her sene festivalin kurucularından Mehmet Uluğ anısına Uluğ’nun dostlarının katılımıyla özel bir konsere ev sahipliği yapıyor. Bu özel konserler, aralarında benim de bulunduğum, Mehmet Uluğ’nun hatırasına saygı gösteren müzik dostları için çok büyük bir öneme sahip. Bu sene 9 Ekim gecesi Burhan Öçal & Jamaaladeen Tacuma Trakya Funk featuring Gazapizm & King Noli konseri ile Mehmet Uluğ anılacak. Bu konseri fırsat bilerek memleketin dünya müzik ekosisteminde de saygınlığı olan kıymetli değerlerinden, nev-i şahsına münhasır ritim ustası Burhan Öçal’a, eski günlerden bugüne kültür-sanatın ahvalini konu alan ve tabii ki konsere dair birkaç soru yönlendirdim. Sağolsun, yoğun programına rağmen beni kırmadı, değerli vaktini ayırdı. Kendisine yürekten bir teşekkürü borç bilirim.


Burak Sülünbaz: Bir caz müzisyeni değilsiniz, aynı şekilde klasik müzik ve alaturka müzik müzisyeni olduğunuzu da söylemiyorsunuz. Ama dünyanın en büyük müzisyenlerine sahnede eşlik ediyorsunuz. Müzik evreninde kendinizi nereye oturtuyorsunuz, kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?

Burhan Öçal: Senin de söylediğin gibi kendimi ne caz müzisyeni olarak tanımlıyorum, ne klasik müzisyeni. Daha çok dünya müzikleri içinde yer aldığım için dünya müzisyeni diyelim. Ama sonuç itibariyle ben bir ritimciyim, ritim aletleri çalıyorum. Davulcular haricinde konuşuyorum dünyadaki pek çok perkusyonist yani vurmalı çalgı müzisyeni gibi çok geniş bir alanda çalışabiliyorum. Perküsyonla daha geniş bir müzik alanında çalışabiliyorsunuz. Çünkü vumalı çalgılar her türlü müziğe uyum sağlayabilebilir ya da her türlü müziğin ihtiyacı olan şey vurmalı çalgılardır. Metal, plastik, ahşap olması farketmez. Tabi geleneklere göre tekniğinizi geliştirmelisiniz. Mesela Afrikalılar farklı, Kübalılar, Latin Amerikalılar farklı, Brezilyalılar, Uzak Doğular, Araplar farklı. Yani sonuçta artık günümüzde vurmalı çalgılar o kadar popüler ve tek vücut oldular ki yani bütün vurmalı çalgılar aslında tek dili konuşuyorlar. Dolayısıyla her türlü müziğin içinde yer alabildiği ve çok yönlü projeler için çalıştığımız için kendimi sınırlayamam; ne caz, ne klasik, ne rock müzikte değilim. Ben ritim aletlerini çalan, tüm müzik türlerinde değerli sanatçılara refakat eden biriyim. Mütevazilik göstermek için söylemiyorum ama kendimi müzisyen olarak bile görmüyorum diyebilirim, ben ritim çalan bir enstrümantalistim.


BS: Rahmetli Mehmet Uluğ ve Ahmet Uluğ ve Pozitif ailesi ile bir araya gelişiniz nasıl oldu?

BÖ: 80’li yıllarda İstanbul’da hiç konser çalmamıştım. Doğup büyüdüğüm Kırklareli’nden direkt Avrupa’ya gittim. Askerlik dışında, Kırklareli dışında Türkiye’de daha önce hiç çalmamıştım. Daha sonra 80’li yıllarda İstanbul’a geldim. O zamanlar Burhan Öçal Group diye bir grubum vardı. Bu grup, içinde Amerikalı, Fransız, İsviçreli müzisyenlerin yer aldığı Turkish Jazz funk grubuydu. Bu ekiple birlikte merhum, üstat Genel Sanat Direktörü Aydın Gün’ün davetiyle CRR’de çalmıştık. O konseri rahmetli Mehmet Uluğ, kardeşi Ahmet Uluğ ve o sıralardaki ortakları Cem Yegül de izlemeye gelmişti. Tanışmak istediklerini söylediler. Öyle tanıştık. Çünkü baktılar ki ben de o dönem farklı soundlar arayışındayım. Benim müzikal bakış açım onların da yaşam görüşü, müzikal çerçevelerine uyum sağladı ve sıkı bir arkadaşlık kurduk. Kurdukları Pozitif ve sonrasında plak şirketleri Doublemoon ile Amerikalı basçı arkadaşım Jamaaladeen Tacuma ile birlikte ilk albümümüz Groove alla Turca’yı yaptık. Ve dostluğumuz böylece başladı ve gelişti. Ta ki değerli Mehmet’cim vefat edene kadar, sonra yollar ayrıldı ama şimdi tekrar Ahmet kardeşim ile yeni projelerde beraber olacağız.


BS: 1998’de yayımlanan Groove alla Turca, Doublemoon Records’un önemli albümlerinden biri olarak yerini almıştı. Bu albümde Doğu’yu çağrıştıran sesler de var, nefis bir ritim ve groove da var. O günlere baktığınızda sizin durduğunuz konumdan memleketin eğlence ve kültür-sanat iklimi nasıldı?

BÖ: Türkiye o yıllarda henüz karmaşık bir durumda değildi. O zaman iktidarda kim vardı bilmiyorum ama şimdiki değildi. Yani benim Babylon’da ya da Harbiye Açıkhava’da çaldığım konserlerde gördüğüm kadarıyla çok kültürlü, üst seviyede müzik dinleyici kitlesi vardı. Dolayısıyla ben ve Pozitif de bu beklentiler çerçevesinde yeni arayışlar içerisinde olmaya devam ettik. Yeni sesler, yeni bir tarz yakalamaya gayret ettik. Ve çok da iyi oluyordu. O zaman yaptığımız müzikleri şimdi yapamıyoruz çünkü kime yapacaksınız? Arada seyirci farkı var. Bir de ben popüler müzikler yapmadığım için pop, rock, arabesk veya popüler şeyler olmadığı için rahat ediyorduk ama şuan durumlar farklı. O yüzden kültür sanat iklimi de maalesef yaşadığımız bu küresel ısınma gibi bozuldu. İklimlere biz uymaya çalışıyoruz, iklimler bize değil.

Jamaaladeen Tacuma & Burhan Öçal / Fotoğraf: Ahmet Uluğ

BS: Akbank Caz Festivali’nde 2010 yılında Wolfgang Pusching ve Jamaaladeen Tacuma ile Babylon sahnesinde unutulmaz bir gece yaşatmıştınız. Nihayet yine Akbank Caz Festivali kapsamında 9 Ekim akşamı Tacuma ile yeniden sahnede olacaksınız. Yeniden bir araya gelme fikir nasıl ortaya çıktı? Biz dinleyiciler için nasıl bir akşam planlıyorsunuz?

BÖ: Evet bahsettiğin gibi 2010 yılında muhteşem bir trio konseri çaldık. Tabi biz daha önce bu ikiliyle Viyana’da, birlikte “Gemini Gemini” isimli bir Thelonious Monk saygı albümü kaydetmiştik. Maalesef bu albüm Türkiye’de yok sanıyorum. Çok güzel bir çalışma olmuştu. Bunun devamında kısmet olmuştu Akbank Caz Festivali’nde sahne almak. Şimdi 34. Akbank Caz Festivali kapsamında çalacağımız konserde Jamaaladeen Tacuma baş solistimiz, bir de Amerikalı bir misafirimiz geliyor (King Noli). Alt yapıyı biraz elektronikle destekleyecek belki de biraz talking yapacak. Bir de bizim Trakya All Stars’ın esas elemanlarından 7 kişi yer alacak. Bunlar çok otantik, orijinal yerel müzisyenlerimiz. Klarnette Yaşar Çakırlar, darbukada Ümit Adakale, Tekirdağlı İsmail Popiş kemanda, Faruk Giley davulda, pire Ahmet cümbüşte, Lüleburgazlı Recep zurna çalacak, Ege’den Somalı Aydın gelecek trompete, bir de ben yani 8-10 kişi olacağız sahnede. Sanıyorum organizasyonu üstlenen Gülbaba Müzik’ten Ahmet Can Taşdemir ve prodüktörlüğü üstlenen New York ve İstanbul’da yaşayan Ahmet Uluğ yönetiminde bir sürpriz hazırlamışlar, ben emin değilim, şu anda burada söyleyemem, canlı olarak sahnede yer alacak. Sanıyorum çok renkli, farklı bir sahne şovumuz olacak. Umarım herkesin istediği gibi güzel bir şey olur ve sizler, dinleyiciler konserimizden mutlu olurlar.


BS: Konser akşamı size daimi yol arkadaşlarınız Trakya All Stars ile birlikte Gazapizm & King Noli eşlik edecek. Bu isimleri neden seçtiniz? Misafir müzisyenlerin bu yeniden buluşmanızdaki katkıları ne olacak?

BÖ: Konser akşamı Gazapizm ile beraber bir şeyler çalacağız. Daha evvel bahsettiğim gibi King Noli’de alt yapılarımızı elektronik ile destekleyecek. Sahnemize konuk olan tüm dostlarımızla güzel müzikler yapacağız.


BS: Dünyanın her yerinde festivallerde çalıyorsunuz. Dünya çapında festivallere baktığınızda Akbank Caz Festivali’nin yerini, duruşunu nasıl görünüyorsunuz?

: Bence Akbank Caz Festivali yıllardır yapılan sağlam ve dik duruşu olan bir festival. Çok stabil duruyor ve ciddiyetini muhafaza ediyor. Benim favori caz festivalimdir Akbank Caz Festivali. Yıllardır devam ediyor. Bir de benim için daha önemli nedeni de rahmetli can dostum, arkadaşım Mehmet Uluğ’nun insiyatifiyle, fikriyle bu festival doğdu. O yüzden hep yaşayacak olan ve bu güzel ülkemizde, güzel şehrimizde yaşaması gereken bir caz ve kültür festivali olarak kalmasını istiyorum. Çünkü buna hepimizin ihtiyacı var.


BS:  Groove alla Turca albümü çok beğenildi. Bu albümün yenisi gelecek mi? Yakında yeni bir kayıt görünüyor mu?

BÖ: Evet bir kayıt yapmayı düşünüyoruz. Tabii ki hemen istediğimiz gibi bir sonuç alamayız. Çünkü benim istediğim Groove alla Turca’dan çok farklı olması. Çünkü kendimizi tekrar etmek istemiyorum. Sanıyorum öyle olacak ama şu anda nasıl, ne şekilde kayıtlar gerçekleşecek onu ön göremiyorum. Ama kayıt niyetimiz var. Aslında bu kaydın amacı hayal ettiğimiz gibi bir tarz yaratabilirsek yurt dışındaki festivallerde yer almak.


34. Akbank Caz Festivali içeriklerimize BURADAN ulaşabilirsiniz.

Konsere bilet almak için BURAYI ziyaret edebilirsiniz.

Burak Sülünbaz

Co-Founder, Jazz Writer // Kurucu Ortak, Caz Yazarı

Burak Sülünbaz 'in 196 yazısı var ve artmaya devam ediyor.. Burak Sülünbaz ait tüm yazıları gör

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir