Bulut Gülen
Kendinizi kısaca tanıtır mısınız? Cazla ilintinizi belirtebilir misiniz?
Eskisehir doğumluyum. 9 yaşında korosu ile başlayıp 12 yasinda Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı’nda trombon bölümüne girip 2004 ylında Istanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’ndan mezun oldum. 2007 senesinde Berklee College Of Music’e burslu alınıp 2011 senesinde mezun olup ikinci üniversitemi bitirdim. Daha sonra Bahçeşehir Üniversitesi ve Ankara Devlet Konservatuvar’ında eğitmenlik yapıp 2017 senesinde Boston New England Conservatory’de master eğitimimi yapıp Turkiye’ye döndüm. 2 senedir buradayım. 2015 yılında Su, 2022 yılında da Bosphorus Train‘i yaptim. Su an Istanbul Üniversitesi, Bahçesehir Üniversitesi ve Lüleburgaz Belediye Konservatuvarlarinda ders veriyorum.
Dinlediğiniz ya da sizde iz bırakan ilk caz albümünü hatırlıyor musunuz?
Evet hatırlıyorum. 1992 senesinde Stan Getz kaseti almıştım Ankara’da. Sanırım Chet Baker ile olan albümdü.
Cazın yaşamınızdaki anlamı nedir?
Benim hayatımın çok büyük bir kısmı zaten caz ile geçti ve geçiyor. Günlük hayatımda zaten çok büyük çoğunlukla bu müziği çalıyorum. Üniversitelerde bu müziğin eğitimini veriyorum. Evimde, yolculuklarda boş vakitlerimde tek dinlediğim müzik diyebilirim. Zaten insanın yaptığı müziği sevmesi gerekmez mi? Ne kadar acı olurdu sevmediğim bir müziği yapmak..
Sizce caz diğer müzik türlerinden hangi yönleriyle farklıdır? Farklı mıdır?
Pek çok yönüyle farklıdır. Armonik, ritmik, melodik olarak diğer bütün müzik türlerinden farklıdır.
Sizce caz diğer müzik türlerinden üstün müdür? Neden?
Bir kere diğer müzik türlerine göre daha komplike, anlaması ve dinlemesi biraz emek ve zaman isteyen bir müzik olduğu bir gerçek. Fakat bu demek değil ki ilk dinleyen hiçbir şey anlamaz. Önemli olan hangi dönemi ya da hangi stil’i dinlediğiniz. Üstünlük tartışmasını bilemiyorum fakat daha zor olduğu bir gerçek.
Artık faal olmayan ya da ölmüş hangi müzisyeni ya da grubu canlı dinlemek isterdiniz?
Çok var gerçekten. Coltrane, Miles, Dizzy, J.J Johnson, Bill Evans, Monk, Mingus gibi.
Faal olan hangi müzisyeni ya da grubu canlı dinlemek istersiniz?
Galiba faal olan ve hayranı olduğum herkesi dinleme firsatı yakaladım Amerika’da yaşadığım yıllarda.
Cazı bir enstrumanla özdeşleştirecek olsanız, bu, hangisi olurdu? Neden?
Tabii ki kendime torpil yapıyorum ve trombon diyorum. Nedeni de, trombonun puslu ve koyu maviye uygun bir karakteri var. Caza çok yakıştığını düşünüyorum gerçekten.
Yapılması kolay değil, biliyoruz; ama tarifinin yapılması gerekirse, caz nedir?
Bu soru herkese defalarca soruldu. Hatta Miles Davis bir roportajında gelen bu soruya cevap olarak “Bilmiyorum ama 3 kez yönünü değiştirdim” diyor. Hayatın ta kendisi diyebilirim. Özgürlük, disiplin, demokrasi, bireysellik, kollektif çalışma.. bunların hepsini içinde barındıran tek müzik türü bence. Tabii hayatın ta kendisi derken hayata nasil baktığınızla çok ilintili bu verdiğim cevap. Müzisyenin kendini en iyi ifade edebileceği müzik türü caz bence.
Sınırsız bütçeniz olsa cazla ilintili ne yapmak isterdiniz?
Her şehre müzik okulları kurup yetenekli minikleri keşfederdim. Ayrıca bence yine ülkenin tüm şehirlerinde büyük caz ya da adina ne derseniz diyelim, big bandler kurup bu eğitilen çocuklarla bir müzik, kültür atılımı yapardım. Tabii bu söylediklerim imkansız ve ütopik gelebilir ama kültür ve sanat bir toplumun olmazsa olmazlarıdır. Yüksek sanat kar amaçlı yapılmaz, 3000 bilet satmanın peşine düşmez düşmemelidir. Sanat bütün gelişmiş ülkelerde desteklenir, sanatçı desteklenir. Populerin yanında ezdirilmez. Konservatuvarlar şehrin dokusudur şehirle bir bütündür, dağ başına çıkarılmaz. Elimde imkan olsa bunlarla uğraşırım açıkçası. O yüzden de o imkan bana verilmez.