Aydın Dorsay ile Borusan Müzik Evi Üzerine Söyleşi
Borusan Sanat bünyesinde yer alan Borusan Müzik Evi, mevcutta kabul görmüş, bazen basmakalıp dahi kabul edeceğimiz müzikal-sanatsal üretimlere alternatif bir müzikal deneyim ihtiyacını fark ederek bu yönde bir programlama yapabilme cesaretini göstermiş ülkemizin tartışmasız en saygın konser mekanlarından biri. Yıllardır sayısız konser izlediğim, yeniliği ön saflara koyan programını her daim takdir ettiğim kurumun, görevine bağlılığı, kendini geliştirmeye açık, egosuz kişiliği ile tanıdığım Genel Müdürü Aydın Dorsay ile Borusan Müzik Evi’nin Türkiye sanat ortamını nasıl geliştirdiğini ve değiştirdiğini ortaya koyacak, vizyonunu netleştirmeyi hedefleyen sorularla bir röportaj meydana getirmeye çalıştım. Teşekkür ederim.
Burak Sülünbaz: Borusan Sanat için avangart nedir? Nerede başlar? Avangart ve ana akım birbirini nasıl besler?
Aydın Dorsay: Borusan Sanat için avangart, özellikle Borusan Müzik Evi’nin (BME) programlamasında daha önde olan bir kavram. Çünkü BME çatısı altında bizler gerçekten alışılmışın dışında, olabildiğince yenilikçi ve deneysel projeleri programımıza katmaya önem veriyoruz. Yıllar içerisinde ana akım üretimlerin birçoğu avangart tarzda üretimlerden ve üreticilerden çok beslenmiştir. Ayrıca avangart, çoğu zaman yönünü ana akımın tam tersine çevirebildiği için müzikte çeşitliliğin artmasına da katkıda bulunmuştur. Popüler olmadan bir şekilde popüler müziği besleyen avangart müzikler de önemlidir. Tüm bu çeşitliliği önemsiyoruz ve programlarımızı bu geniş yelpazede oluşturuyoruz.
Burak Sülünbaz: Peki Borusan Sanat’ın avangart sanat/müzik ile ilişkisi nasıl başladı?
Aydın Dorsay: 2010 yılında açılan Borusan Müzik Evi’ne gelen izleyicilerin yıllar içinde verdikleri geri bildirimler ve bu alandaki eksikliği görmemizle beraber programlarımızda avangart, çağdaş, deneysel müzik türlerine ve sanatçılarına daha çok yer vermeye başladık. Seneler içerisinde de farklı türleri deneyerek bugünkü çizgimizi oluşturduk ve bu çizgiyi korumayı sürdürüyoruz.
“Sanatta farklılık, bilineni farklı bir biçimde sunmak, yeni denemeler ve deneyimler yaratmak hem üreticiyi hem de dinleyeni besler, düşündürür ve/veya sorgulatır.”
Burak Sülünbaz: Türkiye’de avangart müzik ve sanatın durumunu nasıl görüyorsunuz?
Aydın Dorsay: Bu tarz müzik üretimleri dünyada ve Türkiye’de önceleri küçük bir kitleye, sonrasında göreceli olarak daha geniş kitlelere hitap etmeye başlamıştır. Sanatta farklılık, bilineni farklı bir biçimde sunmak, yeni denemeler ve deneyimler yaratmak hem üreticiyi hem de dinleyeni besler, düşündürür ve/veya sorgulatır. Bu yüzden ülkemizde bu alanda üretim yapan, birbirinden değerli sanatçıların sayıları her geçen gün artmaktadır. Aynı şekilde, günümüzde bu tarz sanat üretimlerine yer veren mekân/festival/kurum sayıları da artmaktadır. Kısacası; avangart da gün geçtikçe popüler olmakta.
Burak Sülünbaz: Geriye dönüp baktığınızda, yapmış olmaktan ötürü en çok haz aldığınız projeler ya da konserler hangileri?
Aydın Dorsay: Aslında hepsi, diyebilirim. Her bir projeden, konserden ayrı keyif alıyorum. Hepsi farklı duygular uyandırıyor.
“Programa dahil ettiğimiz projelerin özgün, yenilikçi veya Türkiye’de ilk kez seslendirilecek olmasına önem veriyoruz.”
Burak Sülünbaz: Türkiye’de bir sanatçı Borusan Sanat’ın programına nasıl kabul edilir? Sizin sanatçıdan beklentileriniz nelerdir?
Aydın Dorsay: Öncelikle projelerin özgünlüğüne, mümkünse ilk defa yapılacak olmasına ve/veya daha önce denenmemiş olmasına bakıyoruz. Bununla birlikte, sanatçıların teknik isteklerini karşılayabiliyor muyuz, ona bakıyoruz. Başvuruları değerlendirip sanatçılarla görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Web sitemiz üzerinden bizlere e-posta yoluyla ulaşabilirler. Gelen bütün projelere cevap veriyoruz. Konser sayılarımızın sınırlı olmasından dolayı ne yazık ki her projeye yer veremiyoruz.
Burak Sülünbaz: Borusan Müzik Evi sahnesinde bu sezon izleyeceğimiz konserler hakkında, programda yer verme sebeplerinizle beraber, bilgi verir misiniz?
Aydın Dorsay: Yukarıda da belirttiğim gibi programa dahil ettiğimiz projelerin özgün, yenilikçi veya Türkiye’de ilk kez seslendirilecek olmasına önem veriyoruz. Tabii bunların üzerine teknik imkânlarımızın el verdiği projeleri de seçmeye çalışıyoruz. Çoğu sanatçıyla 1-1,5 sene öncesinden yazışıp planlamaları yapıyoruz. Bazen bu süre içerisinde değişen şartlardan dolayı değişiklikler yapmak durumunda kalıyoruz.
“Uluslararası Caz Günü konseri için bir sene Türk, bir sene yabancı grup/sanatçılara yer vermeye çalışıyoruz.”
Burak Sülünbaz: 30 Nisan Uluslararası Caz Günü konseri netleşti mi? Seçiminizi hangi kriterlere göre yaptınız/yapacaksınız?
Aydın Dorsay: Uluslararası Caz Günü konseri için bir sene Türk, bir sene yabancı grup/sanatçılara yer vermeye çalışıyoruz. Bazen ilk albüm lansmanı, bazen ilk performans veya alanında öncü olan sanatçıları programımıza almaya önem veriyoruz. Bunların yanı sıra, takipçilerimizden gelen geri bildirim/istekleri de değerlendirip sahnemize en uygun olacak projelere yer vermeye çalışıyoruz.
Borusan Sanat hakkında içeriklerimiz BURADA
Borusan Sanat mobil uygulamasını telefonunuza BURADAN indirebilirsiniz