Ray Davies: Bir Dahinin Portresi
Americana, İngilizlerin efsane ismi Ray Davies’in 2013 tarihli aynı isimli kitabı gibi Amerikan kültürüne ve yaşam tarzına adanmış bir albüm; aynı zamanda yayınlandığı yıl olan 2017’nin en iyilerinden olma özelliği gösteriyor.
Şimdi isterseniz biraz geriye, 60’lara gidelim.
Bildiğiniz gibi Ray Davies, Kuzey Londralı; kardeşi Dave Davies’in grubuna katılarak kariyerine başlamış. Sonrasında bu grup The Kinks adını almış ve basta Pete Quaife ve davulda Mick Avory kadrosu ile rock tarihindeki yerini aldığında tarihler 1963. Zirveye çıktıkları ilk şarkı ise tam bir yıl sonra, The Kinks’in adına yayınlanan üçüncü 45’lik olan You Really Got Me olmuş. Daha sonra bu şarkı grubun ilk albümüne de giriyor ve grubun kült şarkısı olarak her daim belleklerde diyebiliriz.
Dave Davies’in gitar rifine dayalı olarak ortaya çıkan bu şarkıyı bir eleştirmen, güçlü akorlar üstüne inşa edilmiş ilk hit şarkı olarak tanımlıyor. Ray Davies ise “You Really Got Me” için çok saf bir plak, sokak çocuklarına sevgimi anlatıyor demiş.
Yine, şarkının kaydı sırasında Ray Davies, çalacağı gitar solosu için kardeşini cesaretlendirmek istemiş ama epeyce sert yüklenince cevabını da gayet sert almış. 1988 tarihli bir söyleşide bu sert yanıtın ne olduğunu da açıklıyor. Biz bu sert yanıtın ne olduğunu burada belirtmeyelim; Ray Davies’in ifade ettiği gibi bu yanıt şarkının orijinal halinde aynen dinlenebiliyor.
Belirtelim, You Really Got Me mücevher değerindeydi ve sonrasında The Kinks, bir çok şarkı ve albümle ne denli büyük bir topluluk olduğunu kanıtladı. Kinks 60’lardan 90’lara gerek şarkı sözleri ve gerekse besteleriyle her dönemde rafine şarkı ve albümler bıraktı rock tarihine.
Bu albümlerden benim için en önemlisinden az sonra bahsedeceğim ama öncesinde topluluk kariyerini çok etkileyen bir olay var, bu olaya değinmek gerekiyor.
İngiliz toplulukların Amerika’yı mesken tutmaları ve buradan tüm dünyaya sesini duyurmalarının söz konusu olduğu, The Beatles ile başlayan The Rolling Stones ile devam eden bir dönemde (bu gruplara The Who’yu da katmak mümkün tabii ki), 1964 ve 1969 yılları arasında, tam 5 yıllık süreçte yasaklı bir topluluk olarak Amerika’ya girememiş The Kinks. Bu yasağın nedeni Amerika’da bir televizyon çekiminde yaşanan kavga. Televizyon şirketi çalışanı, bir İngiliz grup olarak doğrudan kendilerini hedef seçince yüzüne yumruğu yiyor ve yasaklı dönem başlıyor The Kinks için.
İşte bu yasak, yayınlandığı dönem pek değeri anlaşılamamış ise de, olağanüstü bir albümün oluşmasına vesile olmuş. 1968 tarihinde yayınlanan bu albümün ismi The Kinks Are The Village Green Preservetion Society ve Ray Davies bu albümde gençlik anılarına ve İngiltere’ye odaklanıyor ve ortaya çok kişisel bir albüm çıkıyor.
Bu albümün yayınlandığı yıl anlaşılmamasının nedeni, yukarıda bahsi geçen gruplar dönemin ruhuna sadık kalıp Amerika ve çiçek çocuklarına odaklanmışken, The Kinks’in bu albümün odağına kendilerini ve İngiltere’yi alması olabilir, diye düşünüyorum.
Ray Davies bu albümü, Dylan Thomas’ın bir radyo dramasından esinlenerek oluşturmuş ve Amerika’nın İngiltere üzerindeki olumsuz kültürel etkilerinden yola çıkarak eski günlere, gençliğine dair incelikli besteler ve sözlerden oluşan, mücevher değerinde şarkılar ortaya çıkmış.
Örnekse; albümle aynı adı taşıyan ve albümü açan The Village Green Preservation Society, çilek reçelinin ne kadar güzel olduğunu anlatarak başlıyor ve gelecekte İngiliz kültürüne yönelik olarak korunması gereken değerleri vurguluyor. Devamında yer alan Do You Remember Walter şarkısında ise, liseden arkadaşı Walter’a sesleniyor ve eski okul günlerini, gizli gizli içtikleri sigara dumanı eşliğinde anlatıyor Ray Davies. Albümse içindeki diğer şarkılarla eşi benzeri görülmemiş bir deneyim sunuyor dinleyicisine, yaklaşık 40 dakika boyunca.
Yazımıza Ray Davies’in solo yıllarının ve 2017 yılının en önemli albümlerinden biriyle giriş yapmıştık. Şimdi bu albüme yeniden dönelim isterseniz.
Albümün ismi Americana. Ray Davies bir İngiliz, kuzey Londra’da doğmuş; kariyerine orada başladığını, 60’lı yıllarda İngiliz toplulukların Amerika’yı istilası sırasında topluluğu Kinks ile yasaklı konumuna düştüğünü ve tam 5 yıl Amerika’ya giremediğini belirtmiştik. İşte bu yasaklama, az önce ayrıntılarını anlattığımız The Kinks Are Village Green albümünü doğurmuştu.
Ancak yasak kalktı ve Kinks Amerika’ya döndü. 1970 ve 80’lerde yaptıkları turne Ray Davies ve Amerika arasındaki bağın yeniden güçlenmesine yol açtı.
The Kinks grubunun dağılması sonrasında Amerika’ya yerleşen Ray Davies, 2004 yılında da bir soyguncuyla tartışmış ve bacağından vurulmuş.
Daha önce söylemedik, şimdi söyleyelim. Ray Davies ve The Kinks’in müzikal temelleri R&B ve rock’n’roll’a dayalı. Ancak Ray Davies için, İngiliz dokunuşuyla bu temellere dayalı çok değişik bir ses örgüsü yaratıyor diyebiliriz.
İşte Ray Davies, yaşam boyu Amerika Birleşik Devletleri müziğine ve kültürüne duyduğu hayranlığı, turne ve seyahat deneyimlerini yansıtarak 2013 yılında Americana: The Kinks, the Road and the Perfect Riff adlı anı kitabını yayınlamış.

Sonrasında bu kitap 2017 yılında Americana isimli bir albüme dönüşmüş ve yine aynı süreçte yapılan kayıtlardan oluşan Our Country: Americana Act II albümü de 2018’de yayımlanmıştı.
Evet; o Londra’da doğan geniş yüzlü bir dahi; uzun saçlarıyla tanıyoruz onu, yumuşak bir tarzı var ama topluluk içinde her daim kavgacı; ayrıca dünyaya çok farklı bir gözden bakabiliyor.
Bu adamın ismi Ray Davies! Bu değişik adam, kardeşi Dave, Mice Avory ve Pete Quafie ile birlikte Londra’da The Kinks ismiyle kariyerine başladı ve dünyaya çok değişik sesler hediye etti.
Minnettarız Ray Davies, minnettarız The Kinks.
Yorumlar kapatıldı.