Levent Parman
Kendinizi kısaca tanıtır mısınız? Cazla ilintinizi belirtebilir misiniz?
Tatbikî Güzel Sanatlar Yüksekokulu’ndan 1981 yılında iç mimar olarak mezun oldum. Halen mesleğimi yapmaya devam ediyorum. Küçük yaşlarımdan beri evimizde her zaman bir müziğin çaldığını hatırlıyorum. Sabah erken kalkan hemen radyoyu açardı. Türk sanat müziği, türkü, klasik batı müziği, pop müzik, rock vs. ne olursa dinlerdik. 1960’larda orta, uzun ve kısa dalga radyo yayınları vardı, gündüzleri İstanbul ve Ankara radyolarını dinlerdik ama geceleri tüm dünya radyolarına ulaşılırdı. Duke Ellington, Charlie Parker, Dizzy Gillespie’nin müziklerini duyduktan sonra caz bende diğer müziklerin önüne geçti diyebilirim.
Dinlediğiniz ya da sizde iz bırakan ilk caz albümünü hatırlıyor musunuz?
Bir aile dostuna gitmiştik, orada Charlie Parker’in şimdi ismini hatırlayamadım bir plağını çalmışlardı çok beğenmiştim. Birkaç plak daha çalındıktan sonra o plağı bir kez daha çalar mısınız diye ricada bulunduğumu hatırlıyorum.
Cazın yaşamınızdaki anlamı nedir?
Özellikle üniversite yıllarımda ödev yaparken bulabildiğim caz kasetlerini dinlerdim. O zamanlar teyp vardı. Sonra da iş hayatı başladı, yine ofisimde çizim yaparken veya arabayla bir yere giderken hep caz dinledim. Kısacası bu müziği dinlemek beni çok mutlu ediyor.
Sizce caz diğer müzik türlerinden hangi yönleriyle farklıdır? Farklı mıdır?
Aynı bestenin farklı müzisyenlerce çok farklı olarak yorumlanabilmesi cazı diğer müziklerden ayırır diyebilirim. Caz müziğinin en önemli özelliği bilindiği gibi doğaçlamalardır. Müzisyenler performansları sırasında kendi veya başka müzisyenlerin bestelerine yaptıkları doğaçlama katkılarla parçayı adeta yeniden bestelerler. Bence bu çok önemli bir farktır.
Sizce caz diğer müzik türlerinden üstün müdür? Neden?
Müzik türlerini tartabilecek bir uzmanlığım yok. Şunu söyleyebilirim sadece, ben cazı diğer müziklerden daha çok seviyorum.
Artık faal olmayan ya da ölmüş hangi müzisyeni ya da grubu canlı dinlemek isterdiniz?
Epey uzun bir listem olurdu. Charlie Parker, Coleman Hawkins, Art Tatum, Ella Fitzgerald, Duke Ellington, Bill Evans, Thelonious Monk, George Gershwin, Ben Webster, McCoy Tyner, Dexter Gordon, John Coltrane, Miles Davis, Oscar Peterson, Red Garland, Cannonball Adderley, Bud Powell, Art Blakey, Gerry Mulligan gibi gibi..
Faal olan hangi müzisyeni ya da grubu canlı dinlemek istersiniz?
Bizden Kerem Görsev ve grubunu, Önder Focan ve grubunu canlı dinlemeyi seviyorum. Keith Jarrett’i tekrar dinlemek isterim ama ne yazık ki rahatsız olduğunu biliyorum. Brad Mehldau, Kenny Barron, Ron Carter, Wynton Marsalis, Dave Holland, Alan Broadbent, Bill Charlap, Jacky Terrasson ve gruplarını canlı dinlemek isterim.
Cazı bir enstrumanla özdeşleştirecek olsanız, bu, hangisi olurdu? Neden?
Piyano olurdu. Çocukluğumda Moda’da oturan büyük teyzemin evinde piyano vardı. Ziyarete gittiğimizde çalardı, sonra çalması bitince ben piyanoya otururdum, tabi bir şey çalamazdım ama ürkek ürkek tuşlara basar çıkan sesleri dinlerdim. Piyano beni hep etkilemiştir, bir müzisyenin dediği gibi başlı başına bir orkestradır, yanında başka bir enstrüman olmasa bile saatlerce dinleyebilirsiniz.
Yapılması kolay değil, biliyoruz; ama tarifinin yapılması gerekirse, caz nedir?
Benim en sevdiğim müzik türüdür caz. 🙂
Sınırsız bütçeniz olsa cazla ilintili ne yapmak isterdiniz?
Benim de program yaptığım Joy Jazz adlı bir radyo kanalımız var zaten ama ben bir TV kanalı kurmak isterdim. Bazılarını yukarda andığım şu an hayatta olamayan caz müzisyenlerinin çok güzel videoları var, onları yayınlardım. Günümüz caz müzisyenleri ile söyleşiler yapar konserlerine yer verirdim. Sınırsız bütçem olduğu için tüm caz severlere CD’ler, plaklar dağıtır onları konserlere davet ederdim. Müzik okulları açardım, kitaplar dergiler bastırırdım.
Dark Blue Notes dergisine bu söyleşi için teşekkür eder iyi günler dilerim.