Mehmet Numan İnal
Kendinizi kısaca tanıtır mısınız? Cazla ilintinizi belirtebilir misiniz?
Merhaba, adım Mehmet Numan İnal. İzmir’de doğdum, büyüdüm. 1975 yılında İzmir Karataş Lisesi’ni bitirdim, daha sonra ODTÜ yıllarım ve 1983 yılında çalışma hayatım başladı. Bu süre içinde hep pop müzik dinledim. The Beatles’ın son zamanlarını yakaladım. Elton John, David Bowie, The Rolling Stones, Queen müzikleriyle geçti gençlik yıllarım. Üniversite yıllarında kısa bir süre Bob James, Grover Washington Jr, Earl Klugh, Kenny G gibi pop caz dinledim. 30’lu yaşlarımda Stevie Ray Vaughan gibi bir gitar ustasının müziğini duyunca blues ve rock müziğe ilgi duydum. Fakat tüm bu süreçler boyunca kendimi sadık bir müzik dinleyicisi olarak bilirim. İmkanlarım ölçüsünde plaklar aldım, daha ekonomik olan kaset doldurma yoluyla bu müzikleri dinledim. Çevremdeki müzik dinlemeye merakı olan birçok dostuma kasetler doldurdum ve bunu büyük bir keyifle yaptım hep.
Sonra farkettim ki bu dinlediğim müziklerde hep biteviye bir ritim tekrarı ağır basıyordu ve çoğu zaman melodinin önüne geçiyordu. Dinlemesi daha fazla emek isteyen müziklere ihtiyaç duydum. Bir gün bir arkadaşım bir caz kitabı verdi bana, “caz müziğini öğrenmek istiyorsan bu kitabı oku” dedi. Kitap, ülkemizin en eski caz müziği eleştirmeni merhum Cüneyt Sermet’in Cazın İçinden kitabıydı. Kitap nalına mıhına tarzında yazılmış ve benim gibi pop/rock dinleyerek gelmiş birisinin tüm tabularını yıkan, tokat gibi yazılmış bir kitaptı. Okudukça içine düştüm ve merakım çoştu adeta. Sonra Sn. Cüneyt Sermet ile istibat kurup onunla caz müziği üzerine konuşmalarımız oldu; doğrusu o anlattı ben dinledim. Kendisinin önerileri ile caz CD’leri edinip, dinledim. Dahası yaklaşık 15-20 yıllık bir süre içinde bana yüzlerce caz kaseti doldurdu ve her birinin içine kaset içeriği ve o kasette çalınan müzikler hakkında çok ama çok değerli açıklamalar yazdı.
Yine söylüyorum sadık bir müzik dinleyicisinin sonunda çok muhtemel olarak ulaşacağı müzik türü caz ve klasik müziktir bana göre; en azından ben de öyle oldu. Tabii Cüneyt Sermet gibi bir müzik mentorum da olunca caz müziği sevdalım oldu…
Dinlediğiniz ya da sizde iz bırakan ilk caz albümünü hatırlıyor musunuz?
Cazın yaşamınızdaki anlamı nedir?
Klişe olacak ama gerçekten ruhum besleniyor sevdiğim caz müziklerini dinlerken. İhtiyaç duyuyorum genel olarak müzik dinlemeye. Daha da fazla anlam yüklemeye gerek görmüyorum, bu dediklerim benim için yeterince anlamlı.
Sizce caz diğer diğer müzik türlerinden hangi yönleriyle farklıdır? Farklı mıdır?
Ee farklıdır tabii… Genel kabul görmüş caz müziğinin temel enstrümanları vardır; piyano, kontrabas, davul, saksofonlar, trompet, trombon gibi. Tabi bu enstrümanlarla başka tür müzik de yapılabilir ama özellikle bu enstrümanlar ile caz soundu alınabilir. Yine klişe olacak ama caz müziği sanatçıyı özgür bırakan bir türdür. Bir caz müziği bestesinin bir esas teması vardır, müzisyenler bu temayı çok daha farklılaştırarak ya da içinden geldiği gibi doğaçlama çalabilirler, caz müziği buna açıktır. Diğer müzik türleri doğaçlamalara çok yer vermezler hele ki klasik müzik zinhar olmaz, ne yazıyorsa onu çalarlar.
Sizce caz diğer diğer müzik türlerinden üstün müdür? Neden?
Yok üstün değildir. Herhangi bir türde müzik bestelemek yetenek, ilham, bilgi birikimi gibi birçok özellik gerektirir, caz besteleri de öyledir. Ancak yukarıda da belirttiğim gibi caz müziği yoruma açıktır. Zaten cazın cazibesi de burada yatıyor. Örneğin The Peacocks isimli artık standart olmuş bir eseri belki onlarca müzisyen çalmaya çalışmıştır ama bana göre hiç biri Stan Getz & Jimmy Rowles ikilisinin eline su dökemez. İyi ürün eskimez, bu kural tüm müzik türleri için geçerlidir.
Artık faal olmayan ya da ölmüş hangi müzisyeni ya da grubu canlı dinlemek isterdiniz?
Oooo o kadar çok ustayı yerinden kaldırmak gerekir ki. Benim için olmazsa olamaz Duke Ellington ve Orkestrası‘nın 1940-1955 yıllarındaki kadrosu bence caz tarihinin gelmiş geçmiş en fevkalade Big Band Caz yapan grubuydu. Tabii Dizzy Gillespie, Charlie Parker, Dave Brubeck, Paul Desmond, Stan Getz, Bill Evans… İsmini sayamadığım onlarca ustaya da bir kırmızı karanfil bırakırım elbette.
Faal olan hangi müzisyeni ya da grubu canlı dinlemek istersiniz?
Herbie Hancock’u pamuklarda saklamak gerekir.
Cazı bir enstrumanla özdeşleştirecek olsanız, bu, hangisi olurdu? Neden?
Tabii ki piyano. 7 oktav ses genişliği olan başka enstrüman bilmiyorum ben. İbrahim Tatlıses bile 4 oktavmış.
Yapılması kolay değil, biliyoruz; ama tarifinin yapılması gerekirse, caz nedir?
Özgür müzik diyebilirim kısaca.
Sınırsız bütçeniz olsa cazla ilintili ne yapmak isterdiniz?
Beğendiğim caz müzisyenlerinin dünya genelindeki konserlerini takip etmek isterim.