Akbank Caz Festivali

32. Akbank Caz Festivali’nin Ardından

Türkiye’nin en uzun soluklu festivallerinden biri olan Akbank Caz Festivali bu yıl 24 Eylül – 9 Ekim tarihleri arasında yapıldı. Her yıl caz dünyasının saygın isimlerini müzikseverlerle buluşturan ve ülkemizde caz/müzik kültürünün gelişmesine olağanüstü katkı yapan Akbank Caz Festivali, 32. yılında da birbirinden özel performanslara ev sahipliği yaptı. Malumunuz, Dark Blue Notes olarak çok sayıda etkinliğin tanıtımını yapmaya çalıştık; izlediğimiz etkinliklere dair izlenimlerimizi okuyucularımıza sunduk. Organizasyonu ve içerik programlaması Pozitif iş birliğiyle gerçekleştirilen ve Avrupa’nın en prestijli caz festivallerinden biri konumunda olan Akbank Caz Festivali’nin tamamlanmasının ardından, festivalin gerçekleşmesinde emeği geçen isimlerle bir röportaj gerçekleştirdik. Okuduğunuzda göreceksiniz, festivalin arkasında ciddi bir hazırlık evresi ve muazzam bir emek var. Bu vesileyle emeği geçen tüm çalışanlara teşekkürü borç bildiğimizi belirterek sizi röportajımızla başbaşa bırakıyoruz.

Burak Sülünbaz: Pandemi döneminde yerli sahnemizden isimlerin sahne aldığı bir festival meydana getirmiştiniz. 30. yılınızda ise çok kıymetli bir arşivlik plak çalışması ile festivalin 30. yılını ölümsüzleştirmiştiniz. Zorunlu pandemi arası sonrası bu yıl özlediğimiz festival günlerimize döndük. Yeni dönem hakkında fikirleriniz, düşünceleriniz nelerdir?

Gözde Sivişoğlu: Covid-19 pandemisi nedeniyle 30. yılımızda festivalimizi fiziksel olarak gerçekleştiremesek de; Türk caz sahnesini desteklemek ve sanatçılarımıza teşekkür etmek amacıyla festivalimiz yelpazesinde, festivalin dününü, bugününü ve yarınını anlatan bir seçki oluşturduk. 30. yılımızı geçmişten günümüze uzanan bu yolda, bizimle beraber olan ve bu sene festivalde beraber olmak istediğimiz sanatçılarımızla “Dün, Bugün ve Yarın” projemizle kutladık. 31. yılımızda yeniden sahnelere dönerek pandemi sonrası ilk kavuşmamızı gerçekleştirdik. 32. Yılımızda ise özlediğimiz Akbank Caz Festivali’yle yeniden buluştuk diyebilirim. Her yıl birçok farklı yenilik ile izleyicilerini ağırlayan festivalimizin uluslararası programını tekrar hazırlayabilmek bizi çok heyecanlandırdı. Bu sene İstanbul’un 14 farklı ilçesine/mahallesine yayılarak, 22 mekân ve 32 konser ile şehrin caz halini hissettiğimiz bir yıl oldu. İstanbul çok dinamik ve aynı zamanda büyülü, gizli hazinelere sahip bir şehir. Biz de yıllar içinde daha da büyüyerek festivalin yeniliklere her zaman gözünü açan mirasını devam ettirmeye çalışıyoruz.

Burak Sülünbaz: Akbank Caz Festivali 32. yılında Türkiye’nin en kıymetli festivallerinden biri. Hem ülkemizde cazın şehire yayıldığı hem de gelen sanatçılarından gözünden ülkemizin dünyadaki caz severlerin vitrinine çıktığı bir festival. Dünyadaki caz festivallerinin programlarını da göz önünde bulundurursak bir caz festival programını belirlerken neleri dikkate alıyorsunuz?

Gözde Sivişoğlu: Tüm caz festivallerini takip ederken aynı zamanda da uluslararası arenada yer bulan yeni deneyimleri ve kültür sanat alanındaki çalışmaları titizlikle takip ediyoruz. Festivalimizde usta isimleri ağırlarken, yeni sesleri de bir araya getirmeye özen gösteriyoruz. Bir şehir festivali için uygun olabilecek her sanat dalını, yeni iletişim aracını ve en önemlisi şehrin bize hissettirdiği mesajları festivalin çevresinde bir araya getirmek için çalışıyoruz. Festivalimizin sloganı bildiğiniz üzere “Şehrin caz hali”. Her zaman festival kürasyonunu yaparken dikkat ettiğimiz ve şehrin bize sunduklarıyla ilgili bir motto. Şehir bize ne söylüyor, şehirde neler oluyor, bunlara her zaman dikkat ediyoruz ve bu diyalogu 32 yıldır taze tutmak için çalışıyoruz. İçeriklere ek olarak, her sene büyüyen festival ailemizle, farklı mekânlarda buluşarak, yeni komünitelerle üreterek deneyimlerimizin iç içe geçtiği bir buluşma yaratıyoruz.

Burak Sülünbaz: Festivalin 32 yıllık tarihini ele aldığımızda bugün bulunduğumuz noktayı sanatsal, operasyonel ve sürdürülebilirlik açısından nasıl buluyorsunuz?

Gözde Sivişoğlu: Akbank Caz Festivali, 32 yıllık birikimini kaybetmeden, kazandığı deneyimlerle ve kazandığı seyircileri ile her zaman daha ileriye gitmeyi hedefleyen bir festival oldu. 32 yıllık yolculuğumuza baktığımızda Akbank Caz Festivali, kendini gençleştiren, teknoloji ve yeniliklere uyum sağlayan, dünyayı izleyen bir festival oldu. 32. yılımızda da en heyecanlandığımız anlar, birçok sanat dalıyla müziği iç içe geçmesine şahit olmak oldu.

Burak Sülünbaz: Geçtiğimiz senelerde başta “Kampüste Caz” etkinliğiniz olmak üzere müziğin şehre inmesine ve gençler arasına yayılmasına önemli katkılarınız olmuştu. Bu yılda atölyeler, söyleşiler, kültürel etkinlikler görüyoruz. Gençleri caza kazandırma adına bu sene nasıl projeleriniz olacak?

Gözde Sivişoğlu: Bu sene yine çocuk atölyelerimiz festivalde yer alıyor. Çocukların yaratıcılıklarını desteklemenin çok önemli olduğuna inanıyoruz ve her sene festivalimizde çocuklara yer açıyoruz. Çocukların büyürken örnek aldığı/deneyimlediği kültür sanat etkinlikleri gelişimlerinde olumlu rol oynarken, ilerleyen dönemlerde de müzik dinleyicisi olarak bilgili ve keşfetmeye açık bir alan yaratıyor. Bu deneyimler aynı zamanda çocukları küçük yaşlardan itibaren sanatçı olmaya teşvik edebiliyor. Bizler de onlarla bir arada olmanın mutluluğuyla birlikte festivalimizin hem gelecekteki yeni dinleyicilerini, müzik severlerini hem de sanatçılarını ağırlıyoruz. 

Gençlerle bir araya gelmek festivalin 32 yıllık tarihinde en heyecanlandığımız anlardan biri. Gençleri caz ile buluştururken bunu doğru şekilde yapmayı çok önemsiyoruz. “Kampüste Caz” ve “JAmZZ” gençler için yarattığımız projeler. 32. yılımızda Kampüste Caz ve JAmZZ gerçekleşmedi fakat önümüzdeki yıl için yeniden üzerine çalışarak yeni ve dinamik içeriklerle gençleri caz kazandırmaya devam edeceğiz. Aynı zamanda gelecek vadeden genç kuşaktan yeni isimlere de programlamamızda yer vermeye devam ediyoruz. Gençlerin takip ettiği, sevdiği isimleri de festivalde ağırlamak üzerine çalışıyoruz. Gençlerden gelen önerileri, yeni keşifleri ve takip ettikleri isimleri dinleyerek, festivalde gençlerle buluşturmaya özen gösteriyoruz.

Burak Sülünbaz: Caz şemsiyesinin ne kadar kapsayıcı olduğunun farkındayız ama son yıllarda festivaller tamamen caz dışı türlere de ev sahipliği yapıyor? Ve bu oranda caz dışı projelerin baskınlığı bazı caz severler arasında tartışılıyor. Akbank Caz Festivali müzikseverlere ne kadar caz vaat ediyor veya bir Caz Festivali misyonu omuzlarınızdayken caz ve caza dokunan türlerde müziklerin dengesini belirlerken nelere dikkat ediyorsunuz?

Gözde Sivişoğlu: Türkiye’nin en köklü caz festivali olan Akbank Caz Festivali 1991 yılında İstanbul’da düzenlenen konserler ile başladı ve o günden beri dünyanın en önemli caz müzisyenlerinin yanı sıra gelecek vadeden genç kuşaktan yeni isimlere de programlamasında yer vermeye devam ediyor. Festival; bugün paneller, atölyeler, dinletiler ve disiplinler arası projeleriyle çok yönlü bir organizasyon haline gelmiş bulunmakta. Yıllar içinde genişleyen müzikal yelpazemiz kapsamında klasik ve modern cazın yanı sıra elektronik müzik ve dünya müziğinin farklı projelerine de yer vermeye özen gösteriyoruz. Festivalin içeriklerinde de farklı müzik janrları ve farklı disiplinlerin iç içe geçmesi bu anlamda bizim için çok önemli.

Elif Cemal: Köklü birçok caz festivali uzun yıllardır sadece caz müziğin önemli ve veya yeni isimlerini değil aynı zamanda kendi janrasında çığır açmış efsane isimleri, gelecek vaat eden sanatçıları ve farklı türleri icra eden birçok müzisyeni ağırlıyor. Caz zaten kendini sürekli yenileyen bir tür. Bazen rock’a bazen elektroniğe kayabiliyor. Mesela, ünlü folk isimleri caz müzisyenleriyle aynı sahneyi paylaşabiliyor. Joni Mitchell ve Jaco Pastorius örneğini verebiliriz. Bizler de Akbank Caz Festivali’nin programını hazırlarken caz ekseninden çok uzaklaşmadan, cazın efsane isimleriyle birlikte, kendini yenileyen ve başka janralar ile bütünleşen müzisyenleri aynı lineup içinde bir araya getirmeye özen gösteriyoruz.

Burak Sülünbaz: Akbank ve Pozitif ile yıllardır oluşturduğunuz organik, sağlam bağ festivali 32. yılına taşıdı. Aranızdaki iletişimi ve iş birliğini nasıl anlatmak istersiniz?

Gözde Sivişoğlu: Yaklaşık 12 yıldır festivalin içindeyim ve festivalle birlikte büyüdüm diyebilirim. Çok uzun yıllar festivalin yöneticiliğini Pozitif tarafında gerçekleştirdim, son 2 yıldır ise Akbank Sanat’ta festivalin koordinasyonunu gerçekleştiriyorum. 32 yıldır birlikte çalışan kurumun her iki tarafında görev alabildiğimi için kendimi çok gururlu ve şanslı hissediyorum. Her iki kurumun da festivalle olan ilgisini, bağını çok yakından tanıdım. Bize devredilen bayrağı devraldığımız mirasa uygun ama her zaman yeni dünyaya açılan kapıları da dinleyerek, inceleyerek taşımaya çalışıyorum.

Ayşegül Turfan Mumcuoğlu: 32 yıllık bir iş birliğiyle Akbank Caz Festivali Türkiye’nin en uzun soluklu festivallerinden biri. Pozitif olarak şehir ve yaşam kültürüne öncülük ederken müziğin geliştirici ve dönüştürücü gücünden ilham alıyoruz. Bu uzun yolculukta Akbank gibi beraber yol aldığımız partnerlerin desteği kültür sanat alanında en büyük itici güçlerden biri oluyor. Festivalin geçmişini düşündüğümüz zaman, dönemin Akbank Genel Müdürü Hamit Belli’nin vizyonuyla ve kuruluşundan 2013’e kadar festivalin direktörlüğünü üstlenen Mehmet Uluğ’un başlattığı hikâyeye dönüyoruz. Onların hayal ettikleri caz festivali; Akbank Caz Festivali’nin bugünlere gelmesinde en etkili faktör oldu. Uzun yolculuğumuzda, ana hedeflerimizden biri olan her yıl genişleyen bir program ve katılımcılarına farklı deneyimler sunan bir festival olma hedefini başardığımızı görüyoruz. Şehrin sesine ve yeni dünyaya kulak veren, gençleşen ve katılımcı kitlesini genişleten bir caz festivali olarak önümüzde uzun yıllar var.

Burak Sülünbaz: Uzun yıllardır Festival sorumlusu ve bir kültür-sanat profesyoneli olarak kendinizi ulusal ve uluslararası kültür-sanat arenasında nasıl zinde tutuyorsunuz?

Gözde Sivişoğlu: Merak ederek zinde tutuyorum. Ayrıca, hem iş hem kişisel seyahatlerimde ülkelerin müzik kulüplerine, festivallerine, plak dükkânlarına mutlaka uğruyorum.

Farklı ülkelerdeki festivalleri gerek fiziksel gerek online takip ediyorum. Her caz festivalinin hatta hemen hemen her müzik festivalinin programını incelerim, tanımadığım sanatçıları albümleriyle dinlemeye çalışırım. Bence her şeyin temelinde merak ve yenilik heyecanı var. Her yıl yeni içerik ve deneyimleri festivalimizin bünyesine katmaya çalışıyoruz. Mutlaka yeni mekânlar, yeni içerikler üzerine çalışıyoruz.

Burak Sülünbaz: Hepimiz sahne önünde hazırlanan muhteşem şovu izlerken sahne gerisinde inanılmaz bir emek, koordinasyon ve özverili, sistemli bir çalışma yaşanıyor. Bize bu süreçlerden bahsetmek ister misiniz?

Gözde Sivişoğlu: Bir sonraki yılın festival çalışmaları şu an devam eden festivalimiz bitmeden başlıyor. Programı şekillendirmeye başlayıp yaklaşık 1 yıl üzerine çalışıyoruz ve bunun hem lojistik hem iletişim hem sanatsal ayağını birlikte ilerletiyoruz. Biri olmadan diğerinin sağlıklı devam etmeyeceğini düşünüyoruz. Saha çalışmaları, mekân ilişkileri de bu süreçte başlıyor. Ekip arkadaşlarımız, festival mekânlarımız, destekçilerimiz ve sanatçılarımız her zaman birbirimizle iletişim halinde ilerliyoruz. Bu süreçte en küçük istek ve rica bizim için çok önemli.

Burak Sülünbaz: Akbank Caz Festivali’nin düzenlemiş olduğu ankete ilk davet edilenlerden biri olarak bu çalışmayı çok kıymetli bulduğumu belirtmek isterim. Çünkü bu sayede “caz severler” diye ifade ettiğimiz bir topluluğun varlığını somutlaştırmış oluyoruz. Bu anket sonucunda nasıl bir genel sonuca ulaşıldı? İlginizi çeken bir öneri, şikâyet yada görüş oldu mu?

Gözde Sivişoğlu: Genel olarak çok olumlu dönüşler yapılıyor. Bu süreçte aldığımız öneriler ve yapıcı eleştiriler de bizim için en kıymetli bilgiler. İçindeyken görmediğimiz, bazı anlarda yabancı kaldığımız birçok sese kulak vermiş oluyoruz. Festivalin yeni edisyonlarında da elimizden geldiğince bu bilgi paylaşımına yer açmaya devam edeceğiz.

*

Burak Sülünbaz

Co-Founder, Jazz Writer // Kurucu Ortak, Caz Yazarı

Burak Sülünbaz 'in 219 yazısı var ve artmaya devam ediyor.. Burak Sülünbaz ait tüm yazıları gör