Hatıralarım ve Buika

Onu ilk izlediğimde yek bir piyano ve çıplak sesi vardı sahnede. Koyu yeşil, önü kısa, arkası uzun, bacaklarını boydan boya açıkta bırakan drapeli bir elbise giymişti ve o buğulu sesi ile bir dişi aslan gibi kükrüyordu. Her yerde mumlar yanıyordu. Arada bir flamenko dans ediyordu. Bacakları, ayakları, albümlerini sürekli döndürdüğüm sesi canlı olarak karşımdaydı ve muhteşemdi.

Read more / Daha fazla

Bir Belagat Ustası: Scott Hamilton

Yeni bir Scott Hamilton albümü elime geçtiğinde kayıtsız kalamayanlardanım. Dinlenmeyi bekleyenlerin kuyruğu ne kadar kalabalık olursa olsun ona ayrıcalık tanıyorum. Bunu daha önce fark etmemiştim; yeni bir Hamilton albümünü dinlemeye, genelde gecenin geç saatlerinde başlıyorum. Onun müziğini neden sevdiğimin ipucu da sanırım bu detayda saklı. Stunt Records‘dan çıkan son albümünü dinlemeyi bitirdiğimde fark ettim bunu.

Read more / Daha fazla

Siyah Beyaz Portre: Fred Hersch ve Enrico Rava

Kemanını rehinci dükkanına vermeye mecbur kalan, çalışabileceği bir yer kalmamış, hayatını adadığı müziğinden kopmuş bir müzisyenin öyküsü Zingaro. Ya da 20. yüzyıl müziğinin halis dahilerinden Antônio Carlos Jobim‘in, 1965’de, enstrumental olarak tasarladığı besteye kendi dilinde verdiği isimle Retrato em Branco e Preto: Siyah Beyaz Bir Portre.

Read more / Daha fazla