Sıkıcı Ustalık: Ralph Towner – At First Light (ECM 2023)
Ralph Towner ilk solo albümü Diary’i ECM’den çıkaralı tam 50 yıl olmuş ve usta gitarist en son 2017’deki My Foolish Heart’tan sonra, 6. solo çalışması olan At First Light’la 50. yıl kutlaması yapıyor.
Gitar çalmaya hayli geç sayılabilecek bir yaşta, 22 yaşında başlayan 1940 doğumlu Towner 50 yıllık kayıt kariyerinde lider olarak 25 albüme imza atmış. Bu albümler arasında Matchbook (1975), Solstice (1977), Oracle (1993), A Closer View (1998), Anthem (2000), Time Line (2006) gibi unutulmaz çalışmalar var kuşkusuz ve birçoğu da Jan Garbarek, Gary Burton, Keith Jarrett, Charlie Haden, Gary Peacock, John Abercrombie, Jack DeJohnette, Eberhard Weber, Jon Christensen gibi saymakla bitmeyecek önemli, hepsi de yıldız denebilecek ışıltıya sahip, icraları kadar müzikal fikirleriyle de bir döneme damgasını vurmuş müzisyenlerle yapılmış kayıtlar. Tabii ki neredeyse kişisel tarihi kadar önemli olan, kurucuları arasında yer aldığı Oregon kariyerini ve pek çok grup albümünü de buna eklemeliyiz.
Albümdeki 11 parçanın 8’i usta gitaristin yeni bestesi. Towner, birçok bestecinin yanı sıra George Gershwin, John Coltrane, John Dowland ve Bill Evans’ın etkisine atıfta bulunarak ‘Solo kayıtlarım her zaman, beni cezbeden birçok besteci ve müzisyenin yapıtlarından öğelerin ve esinlerin bulunduğu kendi bestelerimi içeriyordu. At First Light’ın bu geniş etki alanını kişisel müziğime dönüştürmenin iyi bir örneği olduğunu düşünüyorum,’ diyor. Towner, kendi eserlerine ek olarak Hoagy Carmichael’den Little Old Lady’i, Jule Styne’den Make Some Happy’i ve geleneksel bir ezgi olan Danny Boy’u da yorumluyor.
Albüm Şubat 2022’de Auditorio Stelio Molo RSI, Lugano’da kaydedilmiş.
2017 tarihli bir önceki solo çalışması My Foolish Heart gitaristin Diary, Solo Concert, Ana, Anthem ve Time Line gibi solo albümlerinin geleneğini hem takip ediyor, hem de yeni bestelerin yanı sıra Oregon döneminden iki parça olan Shard ve Rewind, Paul Bley’den Blue As In Bley ve Bill Evans yorumuyla hayran olduğu Victor Young’ın My Foolish Heart’nın katkılarıyla da melodik bir zenginliğe ulaşıyordu.
At First Light için aynı şeyleri söylemek ne yazık ki pek olası görünmüyor. Albüm boyunca büyülü stilini cömertçe sergilemekten çekinmeyen Towner, nedense yeni ve deneysel bir şeyler aramak gibi bir riski göze almıyor ya da çalgısının büyüsü ona yeterli geliyormuşçasına güvenli suların dışına çıkmaktan çekiniyor. Tümüyle ustalık mertebesi ve garantisi kapsamında değerlendirilme talebini önceleyen ve bunu bekliyormuş izlenimini uyandıran, yine de dinleyicisini düş kırıklığına uğratmayacak bir albüm At First Light. Benim gibi Towner’dan beklentisi daha yüksek olanların, Dostoyevski’den Suç ve Ceza umarken, bu eserden kimi alıntılar yapan bir ‘kişisel gelişim’ zirvesiyle karşılaşmış okur gibi, kala kalmasına da şaşırmamak gerekir. Yani ‘büyük’ ustadan ‘muhteşem’ bir ‘tekrar’la karşı karşıyayız.
Doğaçlama ve yalnız çalma geleneğine sıkı sıkıya bağlı bir müzisyenin çalma eyleminde çaldığı bestenin nerede başlayıp, nerede bittiğini anlamak ve doğaçlamanın sürecin bir parçası haline geldiğini belirlemek, besteyle doğaçlama arasındaki sınır ihlâllerini saptamak neredeyse imkânsızlaşır. Usta gitarist için de geçerli bu söylediklerim. Albüm boyunca asla durağan denemeyecek, sonsuzluk duygusunu çağrıştıracak kadar değişimi önceleyen, alabildiğine odaklanmış ve sadece kendi gibi çalmayı hedefleyen bir Towner var ‘yine’ karşımızda; bütün sorun da bu ‘yine’de işte.
Üstelik yetmezmiş gibi Towner kendi eski bestelerinden birini, Oregon zamanından kalma Guitarra Picante’yi yeniden ziyaret ediyor; katilin cinayet mahalline dönmesi gibi. Şaka bir yana, gitarın gerçek büyük ustalarından biri olan Towner, neredeyse yarım yüzyıllık kariyerini taçlandırdığı böylesi bir albümde daha yenilikçi ezgilere, günümüz eğilimlerinin temsilcilerinin bestelerine, kendine has yorumuyla bambaşka bir yaklaşım getirdiği örneklere yer vermeliydi, eski sandıkları karıştırmak yerine. Bu beklentiyi oluşturan muhteşem kariyer de ona ait. Son yıllarda birçok caz albümünde gördüğümüz üzere; birkaç yeni-eski beste, bir iki standart, bir anonim ya da geleneksel ezgiden oluşan hayli yaygın bir formül. Towner’ın son albümünde de durum böyle olunca, birçok dinleyicinin de benim gibi, kapanış parçası Empty Stage’e kadar olan süreçte ‘ustalık dayatmasından’ bıkkınlık duyduğunu sanıyorum. At First Light’ın bende bıraktığı budur.
Şair Turgut Uyar’ın çok yerinde bir uyarıyla, şiir için söylediği ‘efendimiz acemilik’ ve bir yazısının da adı olan ‘korkulu ustalık’ arasında bir yerde duranı aramak ve onu bulsak bile bundan kuşku duyarak, yeniden yollara düşmektir belki de yapılması gereken. Usta da olsan, çırak da…