Akbank Caz Festivali

Notaya Dökülen Aşk: Paul Desmond ve Audrey Hepburn

Paul Desmond‘ı bizler, en bilinen manada Take Five standardını besteleyen alto saksofon icracısı olarak tanıdık. Beste her ne kadar Dave Brubeck ile özdeş tutulsa da, Take Five Dave’in manevi dayısı niteliğinde bir adam olan, Desmond’ın ustalık eserlerinden biridir.

Paul Desmond, hızına yetişilemeyecek ölçüde fazla sayıda kitap okurdu. Yazı yazmayı çok seviyordu. Üniversite yıllarında, kolej dergisine editörlük yaptı. Kadınlarla arası oldukça iyiydi. Elde edemeyeceği kadın yoktu. Tek handikapı, ilişkileri uzun sürmüyordu. Şu sözleri sarf ettiği biliniyor:

Bazen New York’un her yerinde seks partileri olduğu hissine kapılıyorum ve biri ‘Hadi Paul’u arayalım’ diyor ve başka biri ‘Neden uğraşalım? Muhtemelen evde Encyclopedia Britannica okuyordur’ diyerek, diğerine engel oluyor.

Nasıl da kendinden emin bir eda.

Kadınlarla arası bu kadar iyi olan, ama ironik bir şekilde, günümüz stalkerlarına taş çıkaracak nitelikte platonik aşkını gizli gizli izleyen bir Paul Desmond anlatacağım bugün sizlere.

Paul Desmond, Audrey Hepburn’e tutku ile bağlı bir hayranlık duyuyordu. Platonik aşkını kutsamak için ona bir beste yaptı. Audrey’i gizliden gizliye uzun süre izledi.

Doug Ramsey‘in kapsamlı ve sürükleyici Desmond biyografisini anlattığı kitabı, Take Five: the Public and Private Lives of Paul Desmond‘da, Paul’ün Audrey Hepburn’e olan karşılıksız tutkusu, harika anekdotlar ile anlatılıyor. Ben de bu araştırma esnasında kitap içerisinde bahsi geçen hikayelerden faydalandım.

1954 yılı baharında Audrey Hepburn, Broadway’de 46th Street Theatre’da Ondine oyununda başrol oynuyordu. Dave Brubeck dörtlüsü ile çalışan Desmond, birkaç blok ötede, bir kulüpte çalıyordu. Audrey’nin sahne aldığı her gece, Paul Desmond, Brubeck’ten ara vermesini ve arayı uzun tutmasını isterdi. Dışarı fırlar, Times Meydanı’nı geçer ve tiyatronun önüne koşarak ulaşırdı. Audrey’nin performans sergilediği tiyatronun, kulisten dışarıya açılan kapısının tam karşısında her gece onun çıkmasını beklerdi. Audrey’i beklerken içtiği sigaraların haddi hesabı yoktu. Hepburn kapıdan çıkar ve onu bekleyen limuzinine atlayarak, kaldığı otelin yolunu tutardı. Paul Desmond, Audrey’e yaklaşmaya bir türlü cesaret edemezdi. Audrey’in New York turnesi biter bitmez, Desmond, Hepburn’a olan yüksek tutkusundan dolayı, bir gece vakti, Audrey adında bir enstrümantal beste yazdı. Besteyi Dave Brubeck’in aynı yıl çıkan Brubeck Time albümüne koymaya karar verdi.

İllüstrasyon: Aytekin Olgunsoy.

1954 yılında şarkıyı kaydetmek için, Paul Desmond ve Brubeck Quartet stüdyoya girdiler. Audrey’i düşünerek küçük bir blues doğaçlama yaptılar. Sonraki yıllarda, Dave Brubeck Quartet canlı performanslarında, arada bir bu doğaçlamayı çaldılar. Şarkıyı bu kadar baştan çıkarıcı bir müzik parçası yapan unsurlardan biri, minör tondan majör bir tona geçen melodisi ve 6/8 ritme sahip olması idi.

Desmond ve Hepburn hiç tanışmadı. Desmond 1977 yılında, 52 yaşında akciğer kanserinden öldü. Günde üç paket sigara ve ölçüsüzce alkol tüketiyordu. O kadar esprili bir adamdı ki, akciğer kanserine yakalandığını kendisine söylediklerinde, “İyi ki karaciğerim sağlam, demek ki içki içmeye devam edebileceğim” dedi. Hayatı boyunca bekardı. Audrey Hepburn’ün, ona atfettiği Audrey bestesini duyup duymadığını asla bilmiyordu. Paul Desmond öldükten sonra, Audrey şarkısının kendisi için yazıldığını bilmeden, Paul Desmond’un mezarına ziyarete giden Audrey Hepburn, arkadaşlarına Desmond’ın parçasının en sevdiği parça olduğunu söyledi.

İllüstrasyon: Aytekin Olgunsoy.

Aradan yıllar geçti. Audrey Hepburn 1993’te vefat etti. Eski kocası Andrea Dotti, Dave Brubeck’i aradı. Birleşmiş Milletler’de Audrey’ye bir cenaze töreni düzenlenecekti. Brubeck ve Quartet’ından Audrey standardını çalmaları için cenaze törenine katılmalarını rica etti. Dave Brubeck teklifi kabul etmeden önce, şaşkınlığını gizleyemedi. “Ben ve Paul Desmond, Audrey’nin bu besteden haberdar olduğunu bilmiyorduk.” dedi. Dotti ise telefonun diğer ucunda “Karım her gece, uyumadan önce, mutlaka bu parçayı dinlerdi. Adına yazılmış bir parça olduğunu bilmiyor ama hissediyordu. Besteden haberdardı.” cevabını verdi.

Burada son sözlerimi söylemem gerekirse, bestelendiği tarihten neredeyse kırk küsur yıl sonra, bestenin öznesi Audrey vefat etti. Çok asil bir tavırla, o da uzaktan uzaktan, her gece bu şarkı ile uyudu. Şahsen ben, adıma yazılmış bir şarkı olduğunu hissetsem, hikayenin aslını öğrenene kadar çaba sarfederim. Dünya da fizik ve matematik kanunlarının işlediğine her zaman inanırım. Newton’un etki-tepki yasası değil de, nedir bu düzen!…

İnancım bu yönde…

*

Not: Ayrıca yazıma illüstrasyonları ile katkıda bulunan çizer, sevgili Aytekin Olgunsoy’a teşekkür ediyorum.

Mine Gürevin

Yeme içme kültürüne düşkün bir matematikçi. Fermantasyon etkisinde müzik yazıları üretmeyi seviyor.

Mine Gürevin 'in 69 yazısı var ve artmaya devam ediyor.. Mine Gürevin ait tüm yazıları gör

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir