Memleketimden Uluslararası Caz Günü Manzaraları: Detaylı Program
İflah olmaz bir cazsever için caz dinlemenin günü, saati yoktur, dolayısıyla her gün caz günüdür ancak bu durum Uluslararası Caz Günü‘nü kutlamamak için bir sebep değil. Hele de bir çok mekânın bu güne özel etkinlik düzenlediğini düşünürseniz, caz damağınıza uygun birini seçip sevdiklerinizle keyifli bir pazar akşamı geçirmek hiç de fena bir fikir olmayabilir.
Uluslararası Caz Günü, aynı zamanda Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü iyi niyet elçisi olan piyanist Herbie Hancock’ın önerisiyle UNESCO tarafından “cazı ve dünyanın dört bir yanından insanları birleştirmedeki diplomatik rolünü vurgulamak amacıyla” 2011 yılında ilan edildi. 2012’den bu yana da her yılın 30 Nisan tarihinde dünyanın bir çok yerinde kutlanıyor.
Hatırlayacaksınız, UNESCO, 2013 yılında kutlamalara İstanbul’un ev sahibi olmasına öncülük etmiş ve neticede, Herbie Hancock, Wayne Shorter, Diane Reeves, Marcus Miller, Al Jarreau, Joss Stone, Terri Lyne Carrington ve Hugh Masekela başta olmak üzere caz dünyasından elliye yakın uluslararası yıldız Aya İrini Müzesi sahnesinde buluşmuştu.
Uluslararası Caz Günü, bu yıl da 30 Nisan tarihinde çeşitli mekânlarda düzenlenen etkinliklerle kutlanıyor.
Etkinlikleri derleyelim ve ilgilenebilecek okurlarımızın seçim yapmasına yardımcı olalım istedik.
■
Az ve öz etkinliğe sahne olan Borusan Müzik Evi, programlarını hazırlarken gösterdikleri titiz tutumla uyumlu bir konserle Caz Günü’nü kutluyor. Dark Blue Notes yazarlarının favori müzisyenlerinden James Brandon Lewis, elektrik basta Josh Werner ve davulda Chad Taylor olmak üzere, en koyusundan, en siyahından caz çalarak Caz Günü’nü kutlamaya geliyor. Hakkında konuşmaya kalkınca dur durak bilmiyoruz, iyisi mi, yazıyı uzatmamak için sizi şu bağlantıyla Lewis’le ilgili yazılarımıza yönlendirelim. Olağanüstü bir durum olmazsa, biz orada olacağız!
■
Zorlu PSM touché, Uluslararası Caz Günü’nü, Garanti BBVA’nın sponsorluğunda bir konserle kutluyor. İsrail doğumlu şimdilerde Birleşik Krallık vatandaşı Gilad Atzmon, memleketimizin birinci sınıf müzisyenlerinden oluşan bir beşli ile sahne alacak. Aynı zamanda önemli bir edebiyatçı da olan Atzmon, zurna da dahil akla gelecek -neredeyse- tüm nefeslilerde usta ancak şahsen onun alto ve soprano çalışını tercih ederim ki tertibe bakıldığında, o gece seyircisine saksofon ailesiyle seslenecek olması muhtemeldir. Kökenlerinden ötürü Levanten kültürden de beslenen Atzmon, asit cazdan bebop’a kadar çok farklı stillerde kayıt gerçekleştirdi. Şunu da eklemeli, Pink Floyd’un Endless River albümündeki Anısına parçasında klarnet ve tenor çalmıştı. Anlayacağınız Atzmon 10 parmağında 10 marifet bir müzisyen. 30 Nisan’da lidere piyanoda Ercüment Orkut, gitarda Sarp Maden, bas gitarda Alper Yılmaz ve davulda Volkan Öktem eşlik edecek ki bu liste bile geceyi touché’de geçirmenize sebebiyet verebilir.
■
2022’de bir çok caz yıldızını sahnesine konuk eden Cemal Reşit Rey Konser Salonu, Uluslararası Caz Günü’nü Caz Yağmuru ile kutluyor. İsimleri görünce sağanak demeyi daha uygun gördüm. Sunuculuğunu, aynı zamanda caz tutkunu olan tiyatro sanatçımız Metin Belgin‘in yapacağı gecede piyanoda Nilüfer Verdi, saksofonda Barış Ertürk, gitarda Eylül Biçer, basta Volkan Topakoğlu ve davulda Burak Cihangirli‘den kurulu bir beşlinin yanı sıra her üçü de gitarda olmak üzere Cem Nasuhoğlu, Kamil Yılmaz ve Kamil Özler‘den kurulu üçlü sahne alacak. Ece Göksu, Erdem Özkan, Eren Noyan, Evrim Özşuca, Sibel Köse ve Ülkü Aybala Sunat olmak üzere vokalistlerin katılımıyla programın şölen havasına dönüşeceğini söyleyebiliriz.
■
Uluslararası Caz Günü etkinlikleri arasında bana en enteresan geleni Salon IKSV‘de gerçekleşecek olan Ishmael Ensemble konseri. Bristol’dan çıkan ve liderliğini saksofoncu Pete Cunningham’ın yaptığı grubun tanıtımında, seyircinin o akşam “sinematik ses manzaralarından saykedelyanın gürültülü zirvelerine” doğru bir yolculuk yapacağı yazılmış. Tanımadığım bu grubun müziğinden dinlediğim örneklere bakınca, İKSV’nin, Caz Günü kutlaması için, İstanbul Caz Festivali’nin avansı olarak algılanmaya müsait bir seçim yaptığı fikrine kapıldım nedense.
■
Kadıköy Belediyesi Yeldeğirmeni Sanat, Caz Günü’nü besteci ve piyanist Selen Gülün ile kutluyor. Daha önce Gülün’ün solo piyano konserlerine tanık olanlar bilir; Gülün konserlerine hazırlıksız çıkanlardan. Önceden bir repertuvar oluşturmadan sahneye çıkıyor, dinleyiciler ve mekânın akustiği ile olan ilişkisinin o anda belirlediği şekilde icra ediyor. Kendi bestelerini, standartları, popüler şarkıları ve bazen de serbest doğaçlamayla çalıyor. Hülasa, solo konserlerinde, cazın en temel öğelerinden doğaçlamayı, çalarken bestelemeyi hedefliyor. Uyanık olmakta fayda var, o anda dinlediğiniz icra bir anda bir Radiohead parçasına dönüşüverir. Cazın sadece bir eğlence aracı olmadığının farkında olan dinleyicilere tavsiye ederim.
■
Bu sezon Dave Holland, Melissa Aldana, Kenny Barron gibi dev isimlerle Başkent’e gerçek bir caz şöleni yaşatan CSO Ada Ankara Uluslararası Caz Günü’nü İngiliz şarkıcı, piyanist Anthony Strong ile kutluyor. Akustik müziği seviyorsanız, daha önce işitmediğiniz ancak dinlediğinizde, içinde aşina tınılar bulmaktan hoşlanıyorsanız, popüler şarkıların farklı yorumlarını seviyorsanız, saf halde caz olmasın, pop müziğin kolaycılığı, blues derinliği, soul müziğin eğlendiriciliği de olsun, tek başına hiç biri olmasın, hepsi bir arada olsun diyorsanız, Anthony Strong tam size göre. Piyano, bas ve davul gibi en temel enstrumantasyonla sahneye çıkacak olan Strong herşeyden önce yetkin bir piyanist, lezzetli sololar çalıyor. Dinleyicisini zorlamayan, yormayan bir caz sunuyor, eksiksiz entonasyonu ve cazip ses rengi var, şarkılarını hissederek söylüyor, lafını uzatmıyor ancak icralarına sürprizler eklemekten de geri durmuyor. Vokal caz meraklılarını da, cazı, müzikal damağının sadece bir parçası olarak görenleri de mutlu edecek bir seçim.
■
Ankara’nın köklü caz kulübü Samm’s Bistro Caz Günü’nde, Anadolu ve Balkan coğrafyasının geleneksel müziklerini kendilerine has fusion ile yorumlayan etno caz grubu KAPIKO’yu ağırlıyor. KAPIKO, yerel olandan yola çıkıyor; folklorun özünü çiğnemeden çağdaş bir sunuma erişilebilineceğini, müziğin coğrafi sınır tanımadığını, yerelle evrensel arasındaki sınırın yapay olduğunu ve en ilginci, geçmişe ait olduğunu varsaydığımız kavalın, pekâlâ solo bir çalgı olabileceğini kanıtlıyor; geleneğe can veriyor. Gündelik yaşamda kulağına dolanlardan farklı bir müzik dinlemek isteyenlere…
■
Ankara’nın butik konser mekânı Mozarthaus Sanat ve Konser Evi, Uluslararası Caz Günü’nü, eğitimci ve vokalist Aydın Kahya ile piyanist Erol Erdinç‘in duo konseri ile kutluyor. Erdinç, konser piyanistliği yanında öğrenciliğinden bu yana caz da çalıyor; tuşesi en yetkin piyanistlerimizden. Solo piyano albümünü dinlediyseniz bana hak verirsiniz, Erdinç için süsleme sanatı ustası diyebilirim. Kahya, standart şarkı kitabı repertuvarı, telaffuz ve tonlama düşünüldüğünde ülkemizdeki en iyi erkek vokalistlerden. Dolayısıyla oldukça rafine bir caz düetine tanık olacağınıza kesin gözüyle bakıyorum.
■
Türk Amerikan Derneği TAD, Caz Günü’nü, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılı kapsamında geçmiş yüz yıl içinde Ankara’da cazın önemini vurgulayan bir etkinlikle kutluyor. İlk bölümde müzisyen ve Dark Blue Notes yazarlarından Canan Aykent, başlangıcından 1980’e kadar Ankara’da caz hayatına dair yaptığı kapsamlı araştırmayı görsel ve işitsel içerik eşliğinde anlatacak. İkinci bölümde ise piyanoda Ümit Eroğlu, basta Murat Ulus ve davulda Cem Aksel‘den kurulu üçlünün konseri var. Sahnelerde çok sık yakalayamayacağınız Eroğlu’nu, yetkin müzisyenlerin eşliğinde trio formunda dinlemek keyifli olacaktır.
■
Hatırlayacaksınız, 2013’de, İstanbul’un ev sahipliği yaptığı kutlamada, ülkemizi temsil edenlerin arasında Ayşegül & Nezih Yeşilnil Quartet de vardı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin himayesinde gerçekleşecek gecede, İzmirliler, Caz Günü’nü Yeşilnil çifti ile Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi‘nde kutlayacak. Vokalde Ayşegül Yeşilnil, gitarda Neşet Ruacan, kontrabasta Nezih Yeşilnil ve davulda Deniz Dündar‘dan kurulu dörtlü, uzun yıllardır birlikte çalmanın getirdiği deneyimle -Yeşilnil’in tarifiyle- Doğaçlamanın Harikalar Diyarı’na keyifli bir seyahat düzenleyecek. Standartların yanı sıra, sürprizler de olacağı yazılmış ama bana kalırsa, Ayşegül Yeşilnil’in Rüzgara Şarkılar Söyle albümünden de çalmalarını arzu ederim.
■