Ferit Odman ile Davulun Rolü Üzerine
Müzik yazarlığının güzel yanlarından biri de, aklınıza takılan soruların cevabını doğrudan muhatabından alma şansına sahip olmak. Mesela, değerli caz müzisyenimiz Ferit Odman’ın, başta Kenan Doğulu ve Fazıl Say olmak üzere, caz dışı projelerinin nasıl geliştiğini, bir caz davulcusunun, caz dışı projelerde kendini nasıl hissettiğini merak ediyordum. Cazseverlerin ilgisini çekeceğini düşünerek, Fazıl Say turnesinin ardından kendisine söyleşi teklif ettim. Yazının sonuna kendisinin Eylül programını da ekleyeceğim; bunca yoğunluk arasında kırmadı ve sorularımızı cevapladı.
Turgay Yalçın: Caz dışı popüler figürlerle müzikal ilişkinizin nasıl başladığını merak ediyorum. Geriye dönüp Kenan Doğulu ile başlamak istiyorum. Caz denildiğinde akla ilk gelen isimlerden birisiyle, deyim yerindeyse, caz geleneğine sıkı sıkıya bağlı bir müzisyenle, Türk pop müziğinin yıldız ismi Kenan Doğulu nasıl bir araya geldi?
Ferit Odman: Aslında caz dışı popüler figürlerle beni tek birleştiren şey yine ‘caz’ oluyor. Mesela Kenan Doğulu’dan önce Sezen Aksu’nun ‘Vay’ diye bir parçası vardır, orada tamamen fırçalarla jazzy bir dokunuş istedikleri için beni aramışlardı. Kenan Doğulu’yla da kendi parçalarının caz aranjmanlarına yer verdiği İhtimaller projesinde bir araya gelmiştik. Herhangi bir tarz içinde bir caz öğesi ve emprovizasyon yeteneği aranınca telefonumun çalması her zaman çok gurur verici. Çünkü bu işi layığı ile yaptığımı bilen ve anlayanlar projelerine dahil ediyorlar. En son Fazıl Say örneğinde olduğu gibi ve tabi başka disiplinler de dahil buna; Cem Yılmaz, Esra Gülmen veya Audi reklamı gibi bir çok örnek sıralayabiliriz.
Nerede ve kiminle çalarsanız çalın, imza niteliğinde aksanlı çalışınız kendini öne çıkarıyor. Kenan Doğulu veya Fazıl Say konserlerinde kendinizi bir caz davulcusu kimliğiyle ortaya koyabiliyor musunuz? Ya da aslında stille andığımız türden davulcu yok da sadece davulcu mu dememiz gerekir?
Evet aslında tamamen kendim gibi ve bir caz davulcusu olarak çalmaya devam ediyorum. Kenan’ın projesinde çoğu parçanın orjinal/pop hallerini bilmiyordum ve özellikle dinleyip analiz etmek istemedim. Çalarken kendim gibi olup yeni bir versiyon oluştururken eskilerin etkisi altında kalmamak adına aldığım bir karardı mesela bu. Fazıl Say’ın ise daha spesifik müzikal istekleri vardı, o isteklerini karşılayacak şekilde ama kendi müzikalitemden ödün vermeden çalıyorum diyebilirim. Ama tabii ki parçaların gerektirdiği ‘beat’leri çalıyorum; sonuçta swing öğeleri çoğu parçada yok ama bir caz davulcusu perspektifi ile çalınmış müzikler çıkıyor ortaya.
Sizce bu proje için neden Ferit Odman’ı seçti?
Benim için çok gurur verici ve güzel bir şey. Fazıl Say müzikal olan her şeyi önce kafasında oluşturan müthiş bir müzisyen. Bence bu proje için kafasında planladığı, benim çaldığım gibi enerjik, sınırları gerektiği zaman zorlayabilen ama şiirsel müziğine hizmet edebilecek bir davulcuydu. İyi ki de bana ulaştı. Sayesinde başka bir dinleyici profiline caz öğelerini de tanıtmış oluyorum. Konserlerden sonra çok mesaj alıyorum “biz sizi nasıl keşfedememişiz bu güne kadar, artık konserlerinizi kaçırmayız” diye.
Her ikisini de müzikal açıdan yakından tanıyorsunuz. Aynı enstrumanı çalıyorlar. Görsev ve Say müziğinin önemli bir parçası olarak çalışınız ne yönde ve nasıl değişiyor? Her ikisiyle iletişiminizde nasıl farklar var?
Kerem Görsev ile 20 seneye yakın bir geçmişimiz var. Yüzlerce konser, onlarca albüm yaptık beraber. Tam olarak “leb demeden leblebi” durumu var. Kerem Abi ile çalarken onun hangi an ne istediğini çok iyi biliyorum ve çoğu zaman aynı anda aynı müzikal şeyleri düşünüyoruz. Fazıl Say ile ise çok yeni çalışmaya başladık. Şu ana kadar sadece 9 konser ve bir albüm kaydında beraberdik. Şu an müzikal flörtümüz devam ediyor diyebilirim ama çok iyi bir noktadayız diye düşünüyorum. İkisi de apayrı insanlar ama ikisi de çok çalışkan ve özeller. Bu ülke için çok emek vermiş, el üstünde tutmamız gereken iki büyük değer. Onlardan öğreneceğim çok şey var ve çok şanslıyım onlarla beraber olduğum için.
Kerem Görsev Trio müziğinin kulağa hala taze gelmesinin sırrı nedir?
Enerji, enerji ve enerji… Kerem Abi’nin Trio’su ile sahneye çıktığımız an bambaşka bir hale bürünüyoruz ve sahne yükseliyor gibi oluyor. Yıllar içinde oturan ve iç içe geçmiş olan trio sound’umuz bu enerji sayesinde karşıya çok heyecanlı ve taze şekilde geçiyor diye düşünüyorum.
Vokal girince bir davulcunun rolü nasıl değişir? Kenan Doğulu ve Serenad Bağcan vokale birbirinden farklı yaklaşan iki müzisyen. Vokalistlerle davulcunun iletişimi müziği nasıl değiştiriyor?
Ben vokalistlere herhangi bir solist enstrümandan farklı davranmıyorum. Bir davulcu olarak ilk yapmam gereken şeyin iyi bir eşlikçi olmak olduğunu hiç unutmam. Tarif etmem gerekirse; beraber çaldığım solistin altına çaldığı/söylediği her an kırmızı bir halı serip üzerinde rahat yürümesini sağlamaya çalışıyorum.
Bir de Cem Yılmaz var. Sizce Cem Yılmaz kendini emekliye ayırsa bir caz kariyeri olur mu?
Müthiş donanımlı bir insandan bahsediyoruz. Cem Yılmaz elini hangi işe atsa o işin profesyoneli olur diyebilirim. Yani istese ve zaman ayırsa elimden alır benim gigleri 🙂
Cazın geniş kitleye erişebilmesinin bir anahtarı da yıldız isimlerin projelerinden geçiyor olabilir mi?
Olabilir, bir katkısı var tabi. Cazın artık mainstream bir müzik tarzı olmayacağı kesin ama daha çok insana ulaşmak her zaman güzel. Tabi caz adı altında caz ile hiç alakası olmayan birliktelikler de var. Özellikle Türkiye özelinde. Umarım hep cazı gerçekten bilen, enstrümanına hakim ve emprovizasyon yapabilen müzisyenlerle olur bu yıldız isimlerin caz projeleri.
The Montreux Years yazısında o şekilde anmıştım; sizce Quincy Jones, püriten cazcı gözüyle bir çeşit Yahuda olarak anılabilir mi? Malum, caz festivallerine rock müzik onun Montreux’de küratör olduğu yıl girmişti.
Bence Quincy Jones olacakları görüp erken davrandı ama tabii ki büyük ihanet! 🙂 Caz festivallerinde caz kalmadı. Geçen gün bir gazete röportajında da hatırlattığım gibi efsane basçı Robert Hurst şöyle bir tweet attı: “Caz festivallerinde çalabilmek için sanırım caz çalmayı bırakmam lazım” diye. Kesinlikle katılıyorum. Ahhh Quincy ahhh.. 🙂
Türler arası fusion ya da geçişler, cazın doğası gereği ilk günden beri gündemde. Peki otantikten beslenen bir Türk Cazı mümkün mü? Dünyanın böyle bir şeye ihtiyacı var mı sizce?
Kim içinden ne geliyorsa o müziği yapacak tabii ki. Dünyada sonsuz bir talep ve açlık var sanatın her dalı için. Dünyanın Türk Cazı’na ihtiyacı var mı bilemiyorum ama bir dinleyici bile mutlu olsa ve müzikal olarak doygunluk yaşasa bana göre amacına ulaşmıştır o yapılan.
Eylül yoğun geçiyor. Diğer projelerin yanı sıra, Ferit Odman Quintet 8 Eylül’de Bozcaada Caz Festivali’nde, sonra 29 Eylül Touche. Ferit Odman Quartet 26 Eylül’de Cuba 42’de. Kendi grubunuzla daha mı sık çalmaya başlıyorsunuz? Uzun soluklu bir Ferit Odman grubu mevcut kültürel/politik iklimde mümkün mü?
Aslında oldukça uzun soluklu devam eden bir grubum var. 2010’dan beri Türkiye’deki tüm caz festivalleri dışında North Sea Jazz Festivali’nden tutun Londra Caz Festivali’ne kadar çok sayıda konserim oldu. Beşli bir gruptaki herkesi her an yakalamak zor ama oyuncu değişiklikleri ile uzun süredir çok güzel konserlere imza atıyoruz. Hep dolu geçiyor. Çok ama çok mutluyum ve bir grup lideri olarak aslında bunun da getirdiği sorumlulukları arkadaşlarımı hep rahat ettirerek yerine getirmeye devam ediyorum.
Son sorum gelecekle ilgili. Heybenizde 3 enfes albüm var. Lider olarak yeni albüm çalışmanız ve projeleriniz var mı?
Benim çoktan yapmam gerekiyordu fakat yine Amerika’da ve analog bir kayıt hayalim var. Bu da bu kurlar ile şu anda çok zor gözüküyor. En iyi şekilde yapabilene kadar bekleyeceğim. Doğru zamanda, doğru insanlarla, en iyi şekilde yapacağım. Sırf albüm yapmış olmak için yapmak istemiyorum yani kısacası.
■
Daha yakından tanımak için Ferit Odman’ın CAZ 101 soruşturmasına cevapları ŞURADA.
Bu yılın başında yayınlanan ve Ferit Odman’ın da yer aldığı yeni Kerem Görsev albümü Lost tanıtımı ŞURADA.
Ferit Odman Instagram.
■■■